Illa traducir turco
2,206 traducción paralela
Chips are gonna fall, you know?
Minik parçalar illa ki düşer.
And just because you see a black man driving a nice car does not mean it's stolen.
Siyahi bir adam güzel bir arabaya biniyorsa illa çalmış olması gerekmez.
But where there is death there will always be death.
Ama ölüm varsa ölüm illa ki olur.
"Where there's death, there will always be death."
"Ölüm varsa, ölüm illa ki olur."
Do you want me to say this in front of his widow?
Adamın dul karısının yanında söyleyeyim mi yani illa?
No, not all the time.
Hayır, illa etmezler.
Prithviji, my father would say... when you're gifting someone cash, a round 100 means nothing.
Prithviji, babam derdi ki... birine hediye verdiginde, fiyatinin illa 100 lira olmasi gerekmez.
Lord know he needs some, but if you just have to go, there's some extra change up in my top drawer.
. Ama illa gitmek istiyorsan Çekmecenin üstünde bozukluklar var
- No. Not yet, but we'll get him. -
Hayır, henüz konuşamadım ama illa ki ulaşacağız.
Well, being a real family man doesn't automatically make you a nice guy.
Aile babası olmak insanı illa iyi biri yapmıyor.
I figure a house full of ladies could always use another one.
Bir sürü bayanın yaşadığı bir evde illa ki lazım olacağını düşündüm.
I.D. thief is bound to have a rap sheet...
Kimlik hırsızının illa ki başka vukuatları da olmuştur.
Do we have to write down which university we want to enter or something?
Girmek istediğimiz üniversiteyi illa ki yazmak zorunda mıyız?
Your aunt had to bring up Lumpy.
Yengen de illa Lumpy konusunu açacak.
The boss is making me attend, I'm stuck
Patron illa katılacaksın dedi mecbur kaldım.
Proof be if need be.
Eğer illa istiyorsan kanıtlarım.
- hey, Runkle? - Well, if you must know,
- Pekala, illa öğrenmek istiyorsan.
Asshole, you can't leave any piece of ass alone, can you?
Puşt herif, illa gördüğün her göte çakacaksın, değil mi?
Ouand I fall on the right, be so on.
Önüne çıkan ilk budalayı yakala gerisi illa gelir. Doğru kişiyi bulduğum anda tereddüt etmeyeceğim.
Just'cause I'm talking to some guy in the street. It doesn't mean I want to be single.
Yolda bir adamla konuştum diye illa yalnız olmak istediğim anlamını çıkarma.
Okay, look, if you're going to do this, I'm coming with you.
Tamam bak o zaman. Eğer illa bunu yapacaksan ben de seninle geliyorum.
Do I have to remind you how he turned his back on the team?
Ekibe nasıl ihanet ettiğini hatırlatayım mı illa?
♪ Niggas start to mumble, they want to rumble ♪
Zenciler gevelemeye başlıyor, illa kavga istiyolar
When I see salt, I just have to taste it.
Tuz gördüm mü, illa tatmam gerekiyor.
I didn't know I had to report to you, but if you must know, school.
Sana rapor vermem gerektiğini bilmiyordum ama illa ki bilmek istiyorsan, okula gidiyorum.
Do I always have to get angry before you study?
Çalışman için illa seni azarlamam mı lazım?
It doesn't have to be a church.
İlla kilise olmasına gerek yok.
If you must know it's the baby.
İlla bilmen gerekiyorsa, bebek yaptı.
I have to fuck a girl with big tits.
İlla ki büyük memeli bir kız becermeliyim.
They just rape all the time?
İlla tecavüz ederler mi?
You're really going to make me say it?
İlla söyleteceksin değil mi?
- Not fucking Lila.
- İlla Lila olacak değil ya.
" It had to be Pabst Blue Ribbon.
"İlla ki mavi şeritli Pabst içerdi."
He's gotta put knock on Naomi.
İlla Naomi'ye taş atacak.
You aren't gonna give up, are ya?
İlla çaldıracaksın değil mi?
I've been busy trying to help you out, if you must know.
İlla bilmek istiyorsan, senin için meşgul oluyordum.
If you, uh, need help warming your house, doesn't need to be like a whole... party, per se, you know, could just be... [Bell dinging]
İlla parti olması gerekmez her şey olabilir...
you don't have to do it alone.
illa kendi başına mı yapman lazım?
If anyone's gonna feel sorry for themselves, it's me, all right?
İlla ki birisinin kendisi için üzülmesi gerekiyorsa o benim, tamam mı?
- Which I don't even think she should have to, but she said she would.
- Ben illa o olacak demiyorum ama rolü oynayabileceğini söyledi.
Did she have to take in the bolt of fabric with her?
İlla kumaşla mı beraber düşmesi gerekiyordu?
There are no cars in the club, Neil!
Belki illa da araba olması gerekmez.
You had to ask!
İlla soracaksın yani.
If you want to hang it somewhere, hang it in the basement.
İlla bir yere koyacaksan bodrumda dursun.
Yeah. You want to stick it in my face?
İlla gözüme sokman mı gerekiyordu?
I don't think it has to be your child.
İlla çocuğun olması gerektiğini sanmıyorum.
We can just... walk in a straight line.
Dümdüz dümdüz yürürüz. İlla ki birilerini buluruz.
You got to have this seat?
İlla bunu mu almak zorundasın?
Do I need to say that in words?
İlla söylemem mi gerekiyor?
No, we get the Land of the Dead.
İlla ki Ölülerin Toprağı'na gideceğiz.
You always have to be different, don't you?
İlla ki farklı olacaksın değil mi?