Implications traducir turco
534 traducción paralela
If Leonore can work out what's happening here, the results may have global implications, because scientists now realise that the explosive volcanoes of the Andes and the rocks that they produce are far from unique.
Eğer Leonore burada neler olduğunu anlayabilirse elde edeceği sonuçlarının küresel etkileri olabilir zira bilim insanları artık Andlardaki patlayıcı volkanların ve ürettikleri kayaların eşsiz olmaktan çok öte olduğunu farkediyorlar.
My dear, I assume from the Inspector's attitude and pointed implications...
Canım, sanırım müfettişin tavırları ve imaları...
The implications of what you saw, let us say.
Gördüklerine, diyelim.
There's lots of comedy implications with his friends, played by us.
Bizim oynadığımız rollerle, araya bir sürü espriler sıkıştırılır.
- Don't look for tragic implications.
- Hüzünlü bir yorum bekleme.
If Ernst Janning is to be found guilty, certain implications must arise.
Ernst Janning suçlu bulunacak olursa,.. ... bazı tartışmalar ortaya çıkacaktır.
He is not aware of the implications.
Ne ile suçlandığının farkında değil.
This finding carries with it serious implications.
Bu bulgu beraberinde çok ciddi sonuçlar taşır.
How can you not realize the implications?
Sonuçların nasıl farkına varamazsın?
Do you realize, comrade, the implications of the weapon that has been placed at your disposal?
Elinizdeki silahın neler yapabileceğini anlayabiliyor musunuz yoldaş?
"The discovery might have some astounding implications," added Professor Quatermass.
" Yapılan keşfe Profesör Quartermass tarafından şoke edici imalar eklenmiş olabilir.
"Astounding implications."
"Şoke edici imalar."
However, this meeting is called to consider one single result, startling in its implications.
Bu şaşırtıcı sonuç sebebiyle bu toplantı kararlaştırıldı.
We discover a new planet in our own solar system, with military and scientific implications beyond comprehension.
Askeri ve bilimsel imkanları hayal bile edemeyeceğimiz kendi güneş sistemimizde bir gezegen bulduk.
Well, to discuss the implications of that sketch and to consider the moral problems raised by the law-enforcement methods involved we have a duck, a cat and a lizard.
Bu skecin mesajını tartışmak ve söz konusu kolluk kuvveti yöntemlerinin ahlaki sorunlarını irdelemek için bir ördek, bir kedi ve bir kertenkelemiz var.
At 10 : 00 tomorrow morning, I want you to bring into my office either a letter denying emphatically that your remarks had any mystic implications or a letter of resignation.
Yarın sabah saat 10'da ofisime ya sözlerinde herhangi bir mistik ima olduğunu kesin bir biçimde inkar eden bir mektup ya da istifa mektubunu getir.
I play my lines so that their implications will be evident, in other words, delivering them may satisfy the speaker or anger him.
Sonuçları belli olsun diye sözlerimi sarf ediyorum. Diğer bir deyişle söylenen bu sözler konuşmacıyı tatmin edebilir ya da kızdırabilir.
I have a grant to study, uh... possible structures in stellar interiors... and the implications regarding their radiation characteristics.
Gök cisimlerinin olası iç yapıları... ve radyasyon karakteristiklerinin... etkilerini araştırmak için bir burs aldım.
But this affair, despite its international implications - as the victims are not citizens of our country - is strictly a police matter.
Fakat konu uluslararası planda sıkıntılara yol açmıştır Kabul etmek gerekir ki kurbanlar ülkemiz için önemlidir. Ve bu mesele için polis canla başla çalışmaktadır.
E this discouraged Stimson, because it found that having disclosed this it would have a great Russian reaction, on the part of the Soviets, to speak with us on the future implications e the future use of this,
Daha ziyade korkan Stimson'dı. Çünkü o, konuyu açık etmekle Sovyet tarafının bombanın doğuracağı sonuçları ve gelecekteki kullanımının ne olacağını oturup konuşmak üzere ani bir hareket yapacağını düşündü.
Do you know, sir... what the implications of that are?
Biliyor musunuz, efendim, bunun sonucu ne olur?
The implications are that somebody was trying to kill you.
Sonucu, birinin sizi öldürmeğe çalışması olur.
Do you realize the implications of that offer?
Bu teklifin ne anlama geldiğinin farkında mısın?
To keep silent in such a case - this is a front-page story - could only have bad implications.
Böyle bir durumda sessiz kalmak ki, bu bir baş sayfa hikayesidir yalnızca kötü sonuçlar üretebilir.
Mrs. Blum, is it clear to you that this is a very serious case with many implications that have kept the police and D.A.'s office busy for over a year? May I ask you :
Bayan Blum, bilmem farkında mısın bu dava çok ciddi polisi ve savcılığı bir yılı aşkın süredir meşgul eden bir sürü suçlama, araştırma vb. içeriyor.
But bypassing Luzon has implications which stain American honor.
Fakat Luzon'un yakınından geçip gitmek Amerikan şerefine leke sürer.
It even went into the philosophical implications of the relationship between a mercenary and his employer.
Ayrıca, paralı askerleri ve işvereni birbirlerine bağlayan ahlaki ve felsefi imalarda da bulunmuştum.
Commander, that seismic report - I don't like the implications of it.
Komutan şu sismik raporun içeriğinden hoşlanmadım.
In his weakened state, it was possible that Starbuck did not even foresee the ominous implications of his work :
Starbuck o zayıf durumunda muhtemelen yaptığı işin doğurabileceği kötü sonuçları göremiyordu.
Humphry Davy and the chemist William Wollaston were experimenting with a mysterious phenomenon, one with potentially far-reaching implications.
Humphry Davy ve kimyager William Wollaston geniş kapsamlı sonuçlara sahip olabilecek gizemli bir olgu üzerinde deney yapıyordu.
The implications are staggering.
Bunun muazzam sonuçları olabilir.
We now come on to a consideration of the more sophisticated transitive mode of japing, in which, as we'll observe, the operator or inceptor remains totally unaware of the humorous implications of his action.
Şimdi şakacılığın daha sofistike bir geçiş türünü ele alacağız. Gözlemleyeceğimiz gibi, uygulayıcı ve uygulanan bu hareketin mizahi etkilerinden tamamen habersizdirler.
I was not evaluating its moral implications.
- Bu ahlaki bir değerlendirme değil.
Don't you understand the implications of this thing?
Neler olabilir, düşünebiliyor musun?
The church won't take any position on the religious implications.
Kilise dini açıdan olacaklar karşısında hiç bir taraf tutmayacaktır.
We realize it has all kinds of implications.
Bunun zor bir karar olduğunun farkındayız.
You know the implications as well as I.
Sen de sonuçları en az benim kadar biliyorsun.
A ruling with such broad implications must be supported.
Böyle yoruma açık bir hüküm bir şeylerle desteklenmeli.
I don't like the implications of what You're saying.
Senin söylediğin şekildeki imalardan da hiç hoşlanmam.
With me in the studio to discuss... the political implications of today's shooting... is Mr. Alec Nevin... who is a Conservative Party spokesman on Northern Ireland.
Bugünkü vurulma olayının siyasi sonuçlarını tartışmak için stüdyoda, Kuzey İrlanda Muhafazakâr Parti sözcüsü olan Alec Nevin var.
Oswald is scared. He begins to realize the full implications of this thing.
Royal Orleans'ta birlikte şarkı söylemiştik, hatırladınız mı?
Did you not know the evil implications of your deed?
Bu hareketinin kötü sonuçlarını bilmiyor musun?
Not to put too fine a point on it, O'Connell, but has it occurred to you there might be certain romantic implications... to us being stranded out here in the middle of nowhere?
Ayıptır söylemesi, O'Connell ama bizim bu dağın başı yerde mahsur kalmış olmamızın bir takım romantik manalar içerebileceği senin de aklına geldi mi?
- The metaphysical implications.
- Metafiziksel derin manalar.
Do you think I cannot see for myself the implications for the Federation?
Sizce, Federasyon için olan imaları, kendim için görmüyor muyum?
His disappearance has implications that go so far beyond national security the Cold War seems like a case of the sniffles.
Onun kayboluşu Ulusal Güvenlik sınırlarını öylesine aşıyor ki, soğuk savaş bile bunun yanında önemsiz kalır.
The implications of these views have washed over the fields of psychology, education, sociology, philosophy, literary criticism, and logic.
Hayatta kalmak için çok ince bir sınırdalar.
I have carefully considered the implications of having a Borg on this ship.
Bu gemide bir Borg bulundurmanın doğuracağı sonuçları düşündüm.
The implications aren't exactly what they seem.
Ama o imalara inanıyor olamazsın.
You're reading implications into...
Şimdi, bir dakika bekleyin.
"Brewery" was crowded this time, everyone had great time, probably not thinking of implications.
herkez harika vakit geçirdi. muhtemelen etkilerini düşünmeden... kızlar kırmızı karanfiller alıyorlardı kendi cenazelerine katılır gibi değilde, 8 mart dünya kadınlar gününe katılır gibi.