In danger traducir turco
9,141 traducción paralela
Wait, wait, wait, are you in danger?
Bir saniye, tehlikede misin?
A man's life, a friend's life is in danger.
Bir adamın hayatı, bir arkadaşın hayatı tehlikede!
My daughter's in danger.
- Kızım tehlikede.
Well, I'm in danger of being exiled from my family because I did something extra stupid.
Çok aptalca bir şey yaptığım için ailem beni sürgün etmek üzere.
If Caroline's in danger, I'm coming with you.
Eğer Caroline tehlikedeyse ben de seninle geliyorum.
Well, you just said that she's in danger.
Peki, sadece onun tehlikede olduğunu söyledi.
None of these people are in danger.
Bu insanların hiçbiri tehlikede.
If a pregnant mother is in danger, then the transfer is our magical failsafe.
Hamile anne tehlikede ise, Sonra transfer bizim büyülü failsafe olduğunu.
I felt like one of my pack was in danger, and I acted.
Bilemiyorum. Sürümden birisi tehlikedeymiş gibi hissettim ve harekete geçtim.
You put her in danger.
Onu tehlikeye atan sendin.
You're in danger of losing the love of your life...
Hayatının aşkını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyasın.
Belle, you're in danger.
Belle, tehlikedesin.
My client admits to nothing. However, if he were to confess to the killing of Criolla, it would be with the understanding that he did so because he felt he had no other choice, that he feared his own life was in danger from this man.
Müvekkilim suçlamaları kabul etmiyor ama Criolla'nın öldürülmesini itiraf edecek olsaydı bu adamdan dolayı hayatını tehlikede hissettiğini ve başka şansı olmadığı için yaptığını söylerdi.
You showing up here, accidentally putting Luke and me - in danger. - I...
Buraya geliyorsun, kazara beni ve Luke'u tehlikeye atıyorsun.
I would never intentionally put our family in danger.
Kendi ailemi asla kasten tehlikeye atmam.
It was never my intent to put my family in danger.
Niyetim asla ailemi tehlikeye atmak değildi.
He's in danger if we stay here.
Burada kalırsak, tehlikede olacak.
The earth's timeline Is in danger.
Dünya'nın zaman tüneli tehlikede.
Trubel's life is in danger.
Trubel hayatı tehlikede.
Their presence here puts us all in danger.
Burada olmaları hepimizi tehlikeye atıyor.
He had even told me his life was in danger.
Hatta bana hayatinin tehlikede oldugunu soylemesti.
How could you put me in danger like that?
Beni nasıl böyle tehlikeye atabilirsin?
Everybody here is in danger.
Buradaki herkes tehlikede.
It's in danger of a total meltdown.
Tamamen bir erime tehlikesi var.
But she's also put herself in danger.
Ama kendini tehlikeye atıyor.
It's your job to make sure she doesn't put herself in danger.
Onun kendini tehlikeye sokmadığından emin olmak senin işin.
And now more innocent humans could be in danger.
Ve şimdi daha fazla masum insanlar tehlikede olabilir.
People were killed. You could be in danger, too.
İnsanlar öldürüldü, sen de tehlikede olabilirsin.
I've wasted everybody's time and... put innocent lives in danger.
Herkesin vaktini harcadım ve masumların hayatını tehlikeye attım.
Y-You're in danger.
Tehlikedesin.
He's gonna step in, and he's gonna put himself in danger.
Buna bulaşacak, ve kendini tehlikeye atacak.
Your life may still be in danger.
Hayatının hala tehlikede olabilir.
Look, if I thought we were in danger, I would have.
Bak, tehlikede olduğumuzu düşünseydim kabul ederdim.
He makes this call before he learns about the buried treasure, at which point he's already put himself in danger.
Bu aramayı, gömülü hazineyi öğrenmeden önce yapıyor ve bundan sonrada kendini tehlikeye atmış oluyor.
And then the rules that I apply to not allow the riders to do things that put them in danger.
Sonra kurallar geliyor. Yarışçıların kendilerini tehlikeye sokacak şeyler yapmaları yasaklanıyor.
The limit is when one guy puts in danger other guys.
Limit, bir sporcunun başka bir sporcunun hayatını tehlikeye sokmasıdır.
And I have reason to believe that your family is in danger.
Ve ailenin tehlikede olduğuna inanmak için sebeplerim var.
But why do you think Katie could somehow be in danger?
Ama neden Katie'nin tehlikede olabileceğini düşünüyorsunuz?
In danger of being kidnapped.
... emin olmak için kaç uçağın indirildiğini?
Because from where I'm standing, she's in more danger than ever because you won't let her rest.
Çünkü şu anda huzur içinde uyumasına izin vermediğin için hiç olmadığı kadar büyük bir tehlikede.
You do realize that this innate desire to keep Elena physically present in your life, this boyish refusal to let her go will only put her in more danger?
Çocukça Elena'yı fiziksel olarak hayatında tutma arzusunun, gitmesine izin vermeyi reddetmenin onu daha çok tehlikeye atacağının farkında mısın?
Darling, you were never in any danger.
Hayatım, tehlikede değildin sen.
I didn't want to put you in any more danger than I already have.
Sizi daha fazla tehlikeye atmak istemedim.
he will be in just as much danger.
Aynı şekilde tehlikeye girer.
Am I in any danger?
Tehlikede miyim?
First question, are you in imminent danger here in Canada.
İlk soru, Kanada'da tehlikede olman muhtemel mi?
You'd be in no danger.
Senin başın da belaya girmez.
Don't worry, fellas, I'll have you out of danger in a flash.
Endişelenme dostlar Seni tehlike altına sokarım.
Cassandra's corset, can't you see the danger you're in?
Cassandra'nın korse, Içinde bulunduğun tehlikeyi göremiyor musun?
Why put her in that sort of danger?
Neden onu böyle bir tehlikeye soksun?
It was just my anxiety kicking in, but I freaked out over Agents Blye and Deeks being in that much danger.
Endişem devreye girdi ama Ajan Blye ve Deeks tehlikede olduğu için panikledim.