In itself traducir turco
2,781 traducción paralela
I'm saying that must be confusing in itself.
- Bu aklını karıştırabilir dedim, o kadar.
Let the breath of life into no more in itself.
İçindeki nefesin ne olduğunu anlat
Your shield then becomes not just a mode of defence, but a weapon in itself.
Kalkanınız sadece sizi savunan bir şey değildir, aynı zamanda bir silahtır da.
It is not an end in itself.
Tek başına bir anlamı yoktur.
Your tiredness may in itself be a symptom of illness.
Yorgunluğunuz da bir hastalık belirtisi olabilir.
- Can indeed be deposed, because to scandalize the Church is in itself heresy.
Bu da onu koltuğundan edecektir çünkü kilisenin kendi içinde rezil olması da dine aykırıdır.
Amphotericin B is dangerous in itself.
Amphotericin B başlı başına tehlikeli zaten.
That in itself will bring ruin to the entire Italian peninsula.
Sırf o bile tüm İtalyan yarımadasını mahveder.
My first complaint is that there's no-one to complain to, which, in itself, is a pretty serious complaint.
Şikayetçi olduğum ilk şey, şikayette bulunacağım kimsenin olmaması. Ki bu da başlı başına çok ciddi bir şikayettir.
And that kind of pain, has an energy in itself.
Bu tür acılar, bir eylem içerir.
You know, nowhere in particular but every couple of minutes, an opportunity would just present itself.
Bilirsin, belirli bir yerde değil ama geçen her dakika bir fırsat çıktı karşıma.
My father as his wife and i as my mother respect her so much, but your grand daughter humiliated her in public, i would've cut her into pieces there itself.
Babam ona karısı olarak saygı duyuyor, ben ona annem olarak saygı duyuyorum, ama bugün senin torunun onu rezil etti. Onu parçalara ayırmak istedim.
Not only in your badrinath, there's no god in this nature itself.
Sadece Badrinath'ta değil, Tanrı diye bir şey yok!
The injured hand, in and of itself, does not satisfy the requirements of reasonable doubt.
Sargılı eli, tek başına mantıklı bir şüpheyi yok edemez.
So you guys ready to order? Since we come in every Tuesday night at 6 : 00 and order the same exact thing, and it's now 6 : 08, I believe your question not only answers itself but also stands alongside such other nonsensical queries as "Who let the dogs out?" and, uh, "How are they hanging?"
Her Salı saat 6'da buraya gelip her seferinde aynı şeyi aldığımız ve saat de 6'yı 8 geçtiği için bence sorun kendisini yanıtlamakla kalmayıp "Köpekleri kim saldı?" ve "Ne yaptın müdür?" gibi anlamsız soruların yanında yer alıyor.
And when they do, they in fact demonize art itself.
Ve bunu yaptıklarında aslında sanatın kendisini şeytanlaştırıyorlar.
Like when you're really stoned, is that light pink color in the milk from food coloring on the crunchberries or is it your own blood from the crunch itself cutting the shit out of the roof of your mouth?
Kafan çok dumanlı olduğunda, süte karışan o açık pembe renk, C.B.'e katılan gıda boyasından mı, yoksa kıtırın damağını paramparça doğraması yüzünden akan kendi kanın mı?
Anson's using a radio the NSA itself can't crack.
Anson, NSA'in bile kıramadığı bir telsiz kullanıyor.
Well, don't tell any doctors I said this, but at this point in time, the bus pretty much drives itself. Who exactly is the bus in this scenario?
Bunu söylediğimi doktorlara söyleme, ama bu noktada otobüs kendi kendine ilerliyor.
A punishment that is so heinous in and of itself that almost all the Western nations have outlawed it completely.
Böyle bir cezanın kendisi de iğrenç. Çoğu batılı toplumlarda tamamen yasa dışı kabul edilmiştir.
Blend into your life, hide in the shadows, wait for the threat to reveal itself, then we hope someone tries to kill you.
Hayatına karışacak, gölgelerde saklanacağız tehdidin kendisini ortaya çıkarmasını bekleyip sonra da dua edelim de, birisi seni öldürmeye çalışsın.
Mine concerned itself with the exploits of a smart girl in the big city, looking for Mr Right, fucking a lot of Mr Right Nows.
Benimki de büyük bir şehirde, Bay Doğru'yu ararken, bir sürü gelip geçici adamla yatan akıllı kızın maceralarını anlatıyordu.
It's not Firbank's work itself but the idea of his work that so helped later writers as Thomas Love Peacock did in the previous century.
Firbank'ın çalışmaları ve fikirleri ardından gelen Thomas Love Peacock gibi yazarlara çok yardımcı oldu.
That phone should answer itself and have a built-in lipstick.
Şu telefon kendi kendine cevap vermeli ve dahili ruju olmalıydı.
In and of itself, it's not really all that dangerous, but it is what creates the spark.
Tek başına fazla tehlikeli sayılmaz ama yarattığı kıvılcımlar tehlikeli.
The green itself is very narrow and fast, with a lot of slope in it.
Delikli alanın kendisi ise oldukça dar ve eğimin etkisiyle oldukça hızlı.
it's been there for 3 million years, a key element in the Earth's ability to cool itself.
Dünyanın kendini soğutması için kilit rolde, 3 milyon yıldır orada.
It made me think of another four-letter sequence just that keeps repeating and repeating itself in different combinations.
Bu beni başka dört harfli ve durmadan kendini tekrar eden bir şeyi düşündürdü.
But what a... what a weapon she is... spawned in Hell itself.
Fakat nasıl bir silahsa kendisi cehennemde meydana gelmiş.
I want to make sure that my "genuinity" is expressing itself clearly to you.
"Samimiyetim" in açık bir şekilde sana ulaştığından emin olmak istiyorum.
I can only presume it threw itself in the well, rather than stay here.
Muhtemelen burada kalmaktansa kendini kuyuya atmıştır.
Nothing exists in and of itself ; everything is connected
Hiçbir şey yoktan var olmaz, her şey birbirine bağIıdır.
The answers we need about the hybrid - lie in the child itself.
Melezle ilgili aradığımız cevaplar çocuğun kendisinde.
He was having a piss in a bush and it throws itself at me.
Çalılıklara sıçıp bana fırlatıyordu.
That alien ship, the one that survived the battle, it just parked itself right in front of us.
Şu uzaylı gemi hani çarpışmadan kurtulan. Tam önümüze park etti.
I know, but somehow her disapproval manifested itself in keeping you here.
Biliyorum, ama burada kalmana bir şekilde bunu onaylamaması neden oldu.
It'll heal itself in about a month.
Bir ay içinde kendiliğinden iyileşir.
The ship itself must have passed very near a solar flare in the exact moment we locked the ninth chevron address.
Gemi biz tam dokuzuncu sembole kilitlendiğimizde....... bir güneş patlamasının çok yakınından geçmiş olmalı.
Ow! Then it tunes itself directly to the speech centres in your brain.
Sonra da kendisini direkt beyninizdeki konuşma merkezine ayarlıyor.
If you give a patient a sugar pill and you tell them that it's medicine, in many cases the body will heal itself.
Bir hastaya şeker verip onun ilaç olduğunu söylersen çoğu durumda vücut kendini iyileştirir.
We all acknowledge that elements in Holy Mother Church are corrupt, that the papacy itself is rotted to the core.
Kutsal Kilisemizi oluşturan unsurların yozlaştığını hepimiz biliyoruz. Papalığın kendisi bile çekirdeğine kadar çürümüş durumda.
Yes, but I managed to text successfully, which is cause for celebration in and of itself.
Evet. Ama ben mesajı kutlama için başarıyla kullandım ayrıca mesajıda başarıyla kullandım
Until an island 70 miles north of Crete blew itself apart.
Ta ki Girit'in 70 km kuzeyindeki bir ada bağımsızlığını ilan edene kadar.
You have a psychosexual disorder that manifests itself in deviant behavior, so in short, you are disgusting.
Seninse anormal davranışlarla kendini gösteren psikocinsel bir sorunun var. Yani kısacası, iğrenç bir varlıksın.
I can assure you there's nothing supernatural in the universe, Mr. White, because nature can't transcend itself.
Sizi temin ederim bu evrende doğaüstü diye bir şey yok Bay White çünkü doğa kendisinden üstün olamaz.
And now- - now it's- - the secret's manifesting itself, emerging in the form of physical injury.
Ve sır psikolojik bir zarar olarak ortaya çıkarak kendini belli eder.
A possibility presents itself, in most pleasing form.
Tam karşımızda bir aday duruyor.
Running through a forest in a world she's never seen, moving against time itself... to save my life.
Şimdiye kadar görmediği bir ormanda zamana karşı koşuyor. Benim hayatımı kurtarmak için.
And that, too, in our home itself.
Ve o, ayrıca, bizim evimizde.
The Lich's life essence is contained in the painting itself.
Lich'in özü resmin kendisinde saklanıyor.
'The tributes of their friends in Germany,'and Manchester United had made friends all over Europe,'bore witness to the appalling fate that snatched from them their dearest possession,'life itself.
"Almanya'daki arkadaşlarının başına gelen olay yüzünden Manchester United'ın tüm Avrupa'da edindiği dostları onların en derin varlılarını, hayatlarını ellerinden söküp alan bu dehşet verici kaderin seyircisi oldular."