In japanese traducir turco
1,300 traducción paralela
I won this manual in a blackjack game, but it's in Japanese.
Bu kullanım kılavuzunu 21 oyununda kazandım ama Japonca.
They're screamin at one another, and all in Japanese.
Birbirlerine Japonca bağırıp çağırıyorlar.
How do you say, "Get me a taxi," in Japanese?
Japonca'da "Bana bir taksi bul" nasıl denir?
You mean you couldn't read the questions in Japanese?
Demek istiyorsun ki Japonca soruları okuyamıyorsun?
A Japanese team has arrived in Skardu and theyre paying 6 dollars a day.
Bir Japon ekip Skardu'ya ulaştı, ve günde 6 dolar ödüyorlar.
Meanwhile, I got everybody in my office learning Japanese.
Bu arada, ofisimdeki herkes Japonca öğreniyor.
In a Japanese mode like the painting!
Japon resimleri gibi.
The Japanese crushed us in Manchuria.
Japonlar, Mançurya'da bizi ezdi.
And there didn't appear to be any Japanese tourists standing in line ahead of me, waiting for the ride.
Üstelik gezinti için önümde sıra bekleyen japon turistler de yoktu.
When Dr. Kildare kissed the Japanese princess... and the samurai guy saw the whole thing from behind the tree, did he kill him?
- Şu samuray ağacın arkasından DrKildare'in... Japon prensesi öptüğünü görünce ne oldu, onu öldürdü mü?
I look like one of those, uh, radiation monsters... in a Japanese horror movie.
Japon korku filmlerindeki... şu radyasyon canavarlarından birine benziyorum.
This doesn't belong to the Mainlanders. It's not a knife or a sword. There is a horde of Japanese gypsies in the vicinity.
bu bizim topraklara ait olamaz ne bıçağa ne de kılıça benziyor civarda Japon çingeneler var bunlar onlara ait olabilir mi?
If I'd been asked to design that kind of a layout, I'd have planned ground-level homes with spacious lawns, a bit like Frank Lloyd Wright, in the style of Japanese houses.
Benden böyle bir planlama yapmam istenseydi Frank Lloyd Wright'inkiler gibi genis çimenlikli tek katli evler planlardim Japon evleri tarzinda.
Just then a Japanese zero comes in real low.
Sonra da hemen Japon nişanı gelmişti, kuvvetsizce.
Shakespeare wrote in English, not Japanese.
Shakespeare İngilizce yazdı, Japonca değil.
So, you bring up a Japanese baby in Boston, and it'll speak Boston English.
Her şeye, tüm çirkinliğe ve korkunçluğa rağmen bu mücadeleler henüz bitmiş değildir.
You bring up my child in Japan, it'll speak Japanese.
Özgürlük ve bağımsızlık mücadesi kesinlikle tamamen bitmedi.
Fifty years ago today the infamous Japanese attack destroyed the Pacific fleet here in Pearl Harbor.
Elli yıl Önce bugün Japanların Pacifik gücüne meşhur saldırıları, burada Pearl Harbor'da olmuştu.
Tomorrow in court... say the Japanese put a gun to your head.
Yarın mahkemede Japonların kafana silah doğrulttuğunu söyle.
Cheng Dieyi was taken away in handcuffs by the Japanese.
Cheng Dieyi, Japonlar tarafından kelepçelenerek götürüldü.
I'm Japanese, in case you never bothered to notice.
Umurunuzda değilse, Japon da olabilirim.
The Northern leader, Ho Chi Minh had been a great patriot against the Japanese and the French.
Kuzey'in lideri Ho Chi Minh Japonlara ve Fransızlara karşı büyük bir vatansever olmuştu.
... in wehcomimg the Japanese prime mimister...
... Japonya Başbakanı ve onun sevgili eşinin
What would you say if a blond cheerleader fell in love with a short Japanese businessman?
Sarışın bir ponpon kız kısa boylu bir Japon iş adamına aşık olsa ne dersiniz?
If your car is Japanese, but made in America in a patronizing attempt to pretend we have a viable automobile industry press 3.
Arabanız japon markası ama, Amerikan yapımı ise bağımsız bir otomobil endüstrimiz varmış gibi davranarak bunu desteklemek için 3 ü tuşlayın.
The boss here says May looks like a Japanese star.
Patronu May'in bir Japon yıIdızına benzediğini söylüyor.
I was reading recently about this syndrome in Japan now that Japanese businessmen have.
Japonya'da, Japon iş adamlarının bu sendromu gösterdiklerini okuyordum.
We found them in your Japanese garden.
Japon bahçenizde bulduk.
Which could now place one of them in a Japanese cave a few years later.
Bunların birinin birkaç yıldır bir Japon mağarasında olduğunu gösteriyor.
I'm outside the Japanese Spiritual Center in Queens.
Queens'te Japon Dini Merkezi'nin önündeyim.
Not to fall in love with a Japanese woman.
Japon bir kıza aşık olmaya değil.
You are all in the Japanese compound.
Hepiniz Japon topraklarındasınız.
Although many of our families were locked up in internment camps... we Japanese-Americans fought valiantly for our country in World War Two.
Çoğumuzun ailesi toplama kamplarında tutulsa da Amerikalı Japonlar olarak 2. Dünya Savaşı'nda ülkemiz için cesurca savaştık.
None of those boys had any illusions about ever leaving that island alive, so three days before the Japanese took the island, your granddad asked a gunner on an Air Force transport, name of Winocki, a man he'd never met before in his life,
Adadan sağ olarak çıkacaklarına inanacak kadar saf değildi askerler. Japonlar gelmeden üç gün önce bir savaş uçağının görevlisiyle konuştu. Adamın ismi Winoki'ydi.
I'll repeat that to you. And I'll watch you closely when in five or six days you'll crawl in your shit and admit, in writing that since 1920 you've been spying for the Germans and since 1923, for the Japanese that you're a terrorist and that you wanted to murder Stalin!
Ve seni çok yakından izleyeceğim beş ya da altı gün içinde bokunun içinde sürünüyor yazılı bir şekilde 1920'den beri Almanlar için çalıştığını 1923'den beri de Japonlar için çalıştığını bir terörist olduğunu ve Stalin'i öldürmeyi istediğini itiraf edeceksin!
You know those Japanese movies with dinosaurs in the streets... and those people just run out and wait to get stepped on?
Sokaklarda dinazorların olduğu ve insanların ezilmeyi beklediği Japon bilim kurgu filmlerini bilir misin?
When I was in Tokyo... I heard news of Japanese victories every day.
Tokyo'da yaşarken her gün Japon zaferlerinin haberlerini duyardım.
Chiang Bi-Yu and her friends were held as Japanese spies... in Guangdong.
Chiang Bi-Yu ve arkadaşları Japon casusları olarak Guangdong'da tutuldu.
He's expected to talk to the Amerlcan people on the year-old war which began with the attack by the Japanese In Hawall on December 7th of last year.
Amerikan halkıyla, Japonların geçen yıl 7 Aralık'ta Hawaii'de gerçekleştirdikleri saldırıyla başlayıp bir yıldır süren savaş hakkında konuşması bekleniyor.
How did you know Sid 6.7 would be in the Japanese restaurant?
Sid 6.7'nin Japon restoranında olduğunu nerden biliyordunuz?
My grandfather... he was killed in action as a Japanese soldier.
Dedem... savaşta Japon askeri olarak öldü.
In retrospect, your journey was seen in a different light... perhaps as part of an intelligence mission devised by a government deeply concerned about Japanese war plans.
Geçmişe bakınca, yolculuğunuz [br ] değişik açılardan görüldü- - belki de bir hükümetin Japonların [ br] savaş planlarıyla ilgili kaygıları sonucu planladığı bir istihbarat görevinin bir parçası olarak.
That's a poison found in the reproductive organs of puffer fish, a Japanese delicacy.
Bu zehir, bir Japon yemeği olan bir balığın, yeniden üremiş organlarında bulunur.
What would a Japanese diplomat be doing in that house with a dead man with his head in a pillowcase?
O evde bir Japon diplomat kafası yastık kılıfına sokulmuş ölü bir adamla ne yapıyor olabilirdi?
They were looking for a Japanese sub that went down in World War II.
2. Dünya Savaşı'nda batan Japon denizaltısını aylarca aramışlardı.
Several weeks ago in Knoxville, Tennessee, four Japanese nationals were murdered.
Birkaç hafta önce Tenesee, Knoxville'de, dört Japon vatandaşı öldürüldü.
Some Japanese men just put someone in one of those boxcars from the satellite photos.
Az önce bir grup Japon, uydu fotoğraflarında gördüğümüz bir vagona, birisini bindirdiler.
It's kept inside the safe of the Japanese Embassy in Shanghai So, we are going to be spy
içinde muhafaza ediliyor shangaideki japon elçiliginde bu yüzden, gizlice bulmaya gidiyoruz
Two years ago a lot of loose Japanese money coming in hostile takeover, some kind of stuff.
İki yıl sonra bir sürü Japon parası akmaya başladı saldırganca şirketi ele geçirdiler, öyle bir şeyler oldu.
The Japanese.
Şimdi kim Shakespeare'in peşinde?
How original, serving sushi to a Japanese man in America.
Ne kadar orjinal, Amerika'da Japon bir adama Suşi veriliyor.