In times like these traducir turco
133 traducción paralela
Well, I am sure, Madame Colet, if your husband were alive, the first thing he would do in times like these... cut salaries.
Şuna eminim ki Bayan Colet... kocanız sağ olsaydı... böyle bir zamanda ilk yapacağı şey... maaşları kesmek olurdu.
Any woman who spends a fortune in times like these for a handbag...
Böyle bir zamanda bir çanta için servet harcayan her kadına...
In times like these, when everything is uncertain, every conservative person should have a substantial part of his fortune... within arm's reach.
Böyle bir zamanda, ne olacağı hiç belli değilken... her dikkatli kişi servetinin önemli bir kısmını... elinin altında tutmalı.
Speaking for the board of directors, as well as for myself, if you insist in times like these on cutting the fees... of the board of directors, then we resign.
Yönetim kurulu ve kendi adıma söylemek istiyorum ki... böyle bir dönemde yönetim kurulu üyelerinin maaşlarını... kesmekte ısrar ederseniz istifa ederiz.
But in times like these, when we're doing a cash business, why take a chance with jewelry?
Ama böyle bir dönemde, nakitle iş yaparken... niçin mücevherlerle bir risk alalım?
Well, in times like these, most people are cutting salaries, but in your case, suppose we say... 350?
Böyle bir dönemde çoğu insan maaşları kesiyor... ama senin durumunda, maaşına... 350 desek?
In times like these!
Bu devirde!
In times like these, one enemy in our midst can do more harm than ten across the Channel.
Bu gibi zamanlarda, aramıza sızan bir düşman Kanal'ın ötesindeki on düşmandan daha zararlı olabilir.
In times like these, the nobility must stick together.
nihayetinde bunun da bir asaleti olmalı.
In times like these, it's necessary to touch people's hearts.
Böyle zamanlarda, insanların kalplerine işlemek lazım.
I see you've forgotten that in times like these, nothing is certain.
Böyle bir zamanda hiçbir şeyden emin olunamayacağını unutmuş gibisin.
In times like these doesn't that frighten you?
Böyle zamanlarda bu seni korkutmuyor mu?
How could he travel in times like these?
Böyle zamanlarda nasıl seyahat edebiliyor?
Not easy being an outlaw in times like these.
Bu zamanda kanun kaçağı olmak hiç kolay değil.
But in times like these, it seems I broke some of my fossils.
Bazen, böyle zamanlarda fosillerimi kırdığım oluyor.
And it is in times like these that our faith in Jesus Christ is the... only thing we have to hold on to.
Ve bunun gibi zamanlarda... tutunabileceğimiz tek şey... İsa Peygambere olan inancımız.
Friends... in times like these? It's difficult.
Arkadaşlar... zamanla böyle mi oluyor?
My friend, in times like these, heads fly!
Dostum, böyle zamanlarda kafalar uçuyor.
IN TIMES LIKE THESE ESCAPE IS THE ONLY WAY TO STAY ALIVE...
BÖYLE ZAMANLARDA HAYATTA KALMANIN TEK YOLU KAÇMAK...
He said, I am glad to find a man like him in times like these.
"Bu zamanlardan onun gibi birini tanıdığım için mutluyum" dedi.
- Let me say in times like these- -
Böyle zamanlarda neler söyleneceğini... Hemen!
How could you consider taking out a mortgage in times like these?
Bu gibi zamanlarda nasıl bir ipotek yaptırabiliriz?
He said, "I am glad to find a man like him in times like these."
"Bu zamanlardan onun gibi birini tanıdığım için mutluyum" dedi.
Oh, you know how it is, Uffe, in times like these.
Böyle zamanlarda nasıl olduğumu bilirsin, Uffe.
In times like these, it's best to stay put and wait for the adults to save us. That's also the reason why we should go back to...
Bu gibi bir durumda, bizim sakin kalıp ve bir yetişkin tarafından bize yardım gelmesini beklemeliyiz... _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
How dare you enter my house at such an hour in times like these?
Bu saatte, evime bu şekilde girmeye nasıl cüret edebilirsiniz?
Iwas so enjoyingthe performance. In times like these we need spiritual nourishment. BOMBS exploding
Böyle zamanlarda ruhsal desteğe ihtiyaç duyulur ama bu olay nedeniyle konuşabiliyoruz.
In times like these, other than loved ones...
Bakın ne diyeceğim ;
It's really comforting to have such a supportive wife... in times like these. I'm so glad.
Böyle zamanlarda insanın kendisine destek olan bir eşi olması ne güzel.
In times like these, if you can't make money the right side of the line, go over it.
Bu gibi zamanlarda kenara atmazsan vay haline.
It is sometimes hard, in times like these, to understand God's way.
Bu gibi durumlarda Tanrı'nın yollarını anlamak zor olabilir.
But in times like these, well, it should be fought by another kind of evil.
Ama böyle zamanlarda kötülüğe karşı kötülükle savaşılması gerekir.
But what good is good... in times like these?
Ama böyle anlarda iyi, nereye kadar iyidir?
But in times like these with everything that's going on it's good to know a man like O.
Hayatın çok hızlı aktığı bu günlerde "O" gibi birini tanımış olmak çok güzel.
In times like these, every musician will be keeping a low profile.
Böylesi zamanlarda her müzisyen dikkat çekmemeye özen gösterecektir.
I am aware that religion can be a very great comfort to some in times like these.
Ama dine sığınmanın, böyle zamanlarda huzur verdiğini bilen biriyim.
Times like these, I wish I were in the Navy.
Böyle zamanlarda, donanmada olmayı diliyorum.
In difficult times like these for our country, it is often necessary that the Public Prosecutor, working with the Security Police, obtain information and evidence in any way he can.
Ülkemizin zor zamanlarında sık sık Başsavcı olarak gizli polis ile birlikte çalışarak bilgi edinmek ve kanıt toplamak için elimden geleni yaptım.
In Rome... times like these... barbarians came.
Roma'da... bu zamanlarda... barbarlar geldi.
In times of austerity like these, it is the privileged who should lead the way, who should set an example for the rest of the country. - I believe...
Bunun gibi tasarruf dönemlerinde herkese önderlik edip, ülkenin geri kalanına örnek olması gerekenler ayrıcalıklı kişilerdir.
To keep a park like Wonder World a safe, wholesome, family environment in difficult times like these is an enormous challenge.
Wonder World gibi bir parkta bugünkü gibi zor dönemlerde güvenli bir aile ortamını korumak çok zorlu bir görev.
In difficult times like these it's good to have mighty friends close at hand.
Bunun gibi zor zamanlarda, yanıbışında güçlü arkadaşların olması iyi.
At times like these, you must treat your heart as the enemy, so you won't be distracted in battle.
Bunun gibi zamanlarda, kalbine bir düşman gibi davranmalısın, böylece savaşta dikkatin dağılmaz.
But when I see defeat in the eyes of my countrymen - in your eyes, right now - l start to think that maybe he brought me down for times like these, when we all need to be reminded who we truly are -
Ama halkımın, sizlerin gözlerinde yenilgiyi görünce bunun böyle zamanlar için gerçekleştiğini sanmaya başladım.
In times such as these it is no wonder some discard childish things, like Peter Pan and Never Land.
- İyi şanslar tatlım! İşte böyle zamanlarda, Şüphe yok ki bazıları çocukça şeylerle uğraşırlar,
But the truth is, in these troubled times... the Catholic Church is like a desperate 36-year-old single woman... willing to settle for anything it can get.
Ama aslında, bu zor zamanlarda..... katolik kilisesi 36 yaşındaki umutsuz, bekar bir kadın gibi alabileceği herşeye razı olmuş durumdaydı.
In troubled times like these everyone wants to know there's hope.
Böyle zor günlerde herkes ümit verici sözler duymak istiyor.
You know, it's times like these that you realize what is truly important in your life.
Hadi gidelim. Böyle anlarda insan hayatta gerçekten neyin önemli olduğunu anlıyor.
Many times, in cases like these, a child can trap themselves.
Böyle durumlarda bir çok çocuk kendisini bir yere hapsedebiliyor.
Powerful muscles in their cheeks, an enormous jaw and back teeth four times the size of our own, means they can eat the toughest vegetation like the roots of these reeds.
Yanaklarındaki güçlü kaslar, kocaman bir çene ve bizimkinin dört katı büyüklükteki azı dişleri bu sazlıkların köklerini dahi yiyebilecek... yapıda olduklarını gösteriyor.
In these uncertain times, I opted for a Kevlar-reinforced hull with two-inch thick Plexiglas windows, like on the Russian Widowmaker submarines.
Son zamanlarda pek çok kargaşa yaşandığından, Rus Widowmaker deniz altısı gibi gövdesi Kevlar'la güçlendirilmiş 5 cm kalınlığında pleksicam pencereleri olan bu aracı seçtim.