In tokyo traducir turco
1,022 traducción paralela
And a couple days ago, He left with the kid looking for work in Tokyo
Ve birkaç gün önce çocukla birlikte Tokyo'ya iş aramaya gitti.
It happened in Tokyo a naval ensign in the big city... fell deeply in love with an army general's daughter
Büyük şehir Tokyo, Bahriye Sancağı oldu Ordudaki askerler General'in kızına sırılsıklam âşık oldular
Nothing like this in Tokyo.
Tokyo'ya hiç benzemiyor.
I'm gonna put that up in Tokyo, right in the middle of Times Square.
Onu Tokyo'ya dikeceğim, Times Square'in tam ortasına.
- There isn't any Times Square in Tokyo.
- Tokyo'da Times Square yok ki.
You can sell the house in Tokyo.
Tokyo'daki evi satabilirsin.
Preliminary hearings in the Amour libel suit began on January 25th in Tokyo District Court.
Amour iftira davasının ilk celsesi 25 Ocak tarihinde Tokyo Bölge Mahkemesi'nde başladı.
In Tokyo I buy- - One who can speak English well.
- İngilizce'yi iyi konuşabilen biri.
Can't you find a job like that in Tokyo?
Tokyo'da öyle bir iş bulamaz mısın?
Kameda's in Tokyo.
Başka nasıl olacaktı?
You made me boil for a month after we parted in Tokyo.
Tokyo'dan ayrıldıktan sonraki bir ay boyunca beni çıldırttın.
I got her answer while in Tokyo.
Ne zaman? Henüz Tokyo'dayken almıştım cevabı.
It's been three years that we live in Tokyo.
Üç yıldır burada yaşıyoruz.
A nurse I met in Tokyo when I took a load of Commie shrapnel with me.
Bana şarapnel saplandığında Tokyo'da tanıştığım bir hemşire.
It is my first journey in Tokyo.
Bu Tokyo'ya ilk gidişim.
I have the faint prospect of a loan from someone I am going to see, in Tokyo.
Tokyo'da görüşeceğim birinden... borç alma ihtimalim var fakat zayıf bir ihtimal.
Didn't it work out in Tokyo?
Tokyo'da işler iyi gitmedi mi?
It's like a dream being in Tokyo.
Tokyo'da olmak bir rüya gibi sanki.
He's living in Tokyo now.
Tokyo'da yaşıyor şimdi.
How long will they stay in Tokyo?
Tokyo'da ne kadar kalacaklar?
I never dreamed I'd see you here in Tokyo.
Seni burada, Tokyo'da göreceğim hiç aklıma gelmezdi.
He said that there are too many people in Tokyo. That it's hard to get ahead.
Tokyo'da çok fazla insan olduğunu o kadar insanın arasından sıyrılmanın zor olduğunu söyledi.
After all, there are too many people in Tokyo.
Sonuçta, Tokyo'da çok fazla insan var, bir bakıma haklı.
She was so lively in Tokyo. Wasn't she?
Tokyo'dayken keyfi yerindeydi, öyle değil mi?
We could have looked after Mother in Tokyo.
Annem olsa, Tokyo'da bakabilirdik.
She meant it. She told me it was her happiest time in Tokyo.
Bunu kalpten söyledi Tokyo'da geçirdiği en keyifli zamanmış.
His wife and two kids are in Tokyo.
Karısı ve iki çocuğu Tokyo'da.
- They didn't keep you in Tokyo long.
- Sizi Tokyo'da fazla tutmadılar.
Mike's in jail in Tokyo.
Mike, Tokyo'da hapishanede.
There's been some trouble in Tokyo.
Tokyo'da bir sorun çıkmış.
But here in Tokyo, they're all monsters.
Ancak burada, Tokyo'da, hepsi birer canavar.
I saw you on TV while we were in Tokyo
Tokyo'dayken seni televizyonda gördüm.
Well, there may be an opening for me in Tokyo
Şey, Tokyo'da benim için bir pozisyon açabilirler.
What I really want to do is continue my piano studies in Tokyo
Tokyo'da piyano eğitimime devam etmek istiyorum.
I wish I'd killed myself that day in Tokyo
Keşle Tokyo'da o gün ölseydim.
After what I went through with that man in Tokyo I can understand how my mother feels
Tokyo'da yaşadıklarımdan sonra annemin neler hissettiğini anlayabiliyorum.
It's wonderful to have a place like this in Tokyo.
Tokyo'da böyle bir yer olması harika.
This film was photographed... in Tokyo, Yokohama and the Japanese countryside.
Bu film Tokyo,... Yokohama ve Japon taşrasında çekilmiştir.
How many, uh, pachinko parlors are there in Tokyo?
Tokyo'da kaç pachinko salonu var?
Our objective is the Kojaku Gravel and Cement Works... on Honji Island in Tokyo Bay.
Hedefimiz, Tokyo Koyu'ndaki Honji Adası'ndaki... Kojaku Çakıl ve Çimento Fabrikası.
Most beautiful in Tokyo.
Tokyo'nun en güzeli.
But... I can't stay in Tokyo forever.
Ama... sonsuza kadar Tokyo'da kalamam.
Just think, a bunch of guys sweating all day in a sub down under Tokyo bay, guys just like us sneaking up at night to radio balloon positions.
Düşünsene, Tokyo körfezindeki bir denizaltıda bir avuç adam ter içindeyken bizim gibi adamlar da gece sinsice yanaşıp balonlar hakkında telsiz konuşmaları yapıyorlar.
At least getting off now will put us over Tokyo in daylight.
En azından Tokyo'yu gün ışığında geçebiliriz artık.
He told me I'd be called back to Tokyo in a few years.
Birkaç yıl içinde Tokyo'ya geri çağırılacağımı söyledi.
They promised I could return to Tokyo in a few years.
Birkaç yıl içinde Tokyo'ya geri dönebileceğimi söz verdiler.
A maximum security alert has been issued for the coastal zones in the Tokyo vicinity.
Tokyo civarındaki kıyı bölgeleri için azami güvenlik alarmı yayınlandı.
Oh! Were the girls pretty in Tokyo?
- Tokyo'daki kızlar güzel miydi?
You can't leave me to go to Tokyo especially with Yukiko in such a state
Benim terkedip gidemezsin hele Yukiko'nun durumu ortadayken.
I'm sorry that I've ended up in this state and delayed your trip back to Tokyo
Bu duruma düşerek, Tokyo yolculğunu geciktirdiğim için üzgünüm.
Our Chicago mob was coming in to take over Tokyo.
Chicago mafyamız Tokyo'yu ele geçirmeye geliyor.