English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / Indicating

Indicating traducir turco

536 traducción paralela
Day before she was jailed, Xiaoping Li sent a message indicating she had access to the designs.
Kadın hapse girmeden bir gün önce Xiaoping Li onun tasarımlara erişebileceğini belirtti.
"Several leads are indicating that this latest murder " was committed by the same monstrous fiend " who already has claimed eight children of our city.
"Kesin deliller gösteriyor ki bu son cinayet daha önce şehrimizden sekiz çocuğu öldüren aynı şeytani canavar tarafından gerçekleştirildi."
I loved the coming and going... picking up an umbrella... giving a smoker a light just in time... indicating the clock to a man without a watch... going... coming... going up... coming down... opening the door 50 times... "Goodbye, sir!"... "Come in, madam!"...
Gelişler ve gidişler çok hoşuma gidiyordu düşen bir şemsiyeyi kaldırmak tiryakinin birinin sigarasını yakmak saati soranlara söylemek gitmek dönmek yukarı çıkmak aşağı inmek günde 50 sefer kapıyı açmak "Güle güle bayım!" "Buyurun hanımefendi!" "Güle güle hanımefendi!" "Hoş geldiniz beyefendi!"
Is that your quaint way of indicating dismissal?
Bu senin değişik bir şekilde kovma biçimin mi?
The police have just announced the mysterious disappearance of Claude Mazard, founder of the fabulous public utilities empire of World Enterprises Incorporated, under circumstances indicating foul play.
Bugün ve her gün deneyin. Şimdi haberler. Polis, Claude Mazard'ın gizemli bir şekilde ortadan kaybolduğunu açıkladı.
"... a Manhattan advertising executive, indicating that the name George Kaplan...
" müdür olan Roger Thornhill olduğu saptandı, bu durumda Genel Kurul Binasında...
I have information here, indicating... where Princess Olympia and this gentleman... have been seen together.
Prenses Olympia ve bu beyefendinin... birlikte göründüğüne dair... elimde bilgi var.
The commandant of Acre Prison has discovered evidence indicating... that the surrender of the notorious Dov Landau... was part of the Irgun plot to organize the uprising from the inside.
Acre hapishanesi komutanı, Dov Landau'nun teslim oluşunun, Irgun'un bu isyanı hazırlama planının bir parçası olduğuna dair deliller bulunduğunu açıkladı.
It was kind of you to have the drug delivered to me, even going to the trouble of indicating dosage.
Bir bakıma bana verdiğin ilaç, etkisini göstermeye başladı bile.
I played the role internally, of course, indicating all the basic elements of this curious calling.
Rolü içinden benimsedim tabii ve bu mesleğin tüm öğelerini sergiledim.
And from you, I want a signed statement indicating when you first heard of this operation and your complicity in this entire matter.
Ve sizden, bu mevzuya ilişkin suç ortaklığınız ile operasyonu duyduğunuz... andan itibaren yaptıklarınızı anlatan imzalı bir beyannâme istiyorum.
indicating 3-4-0, heading 2-7-2.
3-4-0, 2-7-2 pozisyonu.
Recently, she began behaving in a bizarre manner indicating a severe emotional disturbance.
Son günlerde tuhaf davranışlar sergileyerek şiddetli duygusal düzensizlikler göstermeye başladı.
In other words you can describe what happens when I do something without necessarily indicating what makes me do it
Başka bir deyişle bir şey yaptığımda neler olduğunu ve hiçbir şüpheniz olmadan bunu bana neyin yaptırdığını ifade edebilirsiniz.
Archaeologists have given us information indicating that they were the beginning.
Arkeologlar, başladıklarını gösteren bilgiyi verdiler.
Details of carving on handle conform to folk art forms indicating place of origin.
Sapın üstünde folklorik sanat işlemesi var ve bu ise orijinini gösterebilir.
Is that your quaint way of indicating dismissal? We're all going anyway.
Bu senin değişik bir şekilde kovma biçimin mi?
And so now, after shots of Yves... of the jury, Vladimir, Rosa... or Juliet, a black shot... indicating that Bobby is gone... has meaning at last, it's a victory.
Şimdilik, Yves'in, jürinin, Vladimir, Rosa ya da Juliet'in görüntüsünden sonraki siyah görüntü Bobby'nin gittiğini, dolayısıyla da en sonunda zaferi işaret ettiği anlamına geliyor.
You will direct yourselves toward the indicating lights
Sinyal lambalarıyla sınırlı olan alana doğru yol alacaksınız.
When indicating the photo, or when indicating Nicola Sacco?
Fotoğrafı gösterirken mi yoksa Nicola Sacco'yu gösterirken mi?
Soil moisture tests beneath subject vehicle... indicate residual dew, indicating in turn that subject vehicle... has been here since last night.
Olay arabanın altındaki toprak nemi testleri çiğ kalıntısı olduğunu gösteriyor, dolasıyla olay araba dün geceden beri burada imiş.
Bullet hole in window on driver's side, but no blood, indicating preliminarily that bullet missed.
Sürücü tarafındaki pencerede bir mermi deliği, fakat kan yok, bu da gösteriyor ki, ilk bakışta mermi isabet etmemiş.
Borcia plant may cause alkali poisoning. But there aren't any symptoms on the body, indicating this.
Borghia bitkisi, alkaloit zehirlenmelere yol açabilir fakat vücutta böyle bir belirti yok.
Therefore, gentlemen, and also kindly indicating to some of you here in this room that be not too far removed from facing our own maker, I hereby resolve that Chief Ancient Warrior be granted the right to be buried in his chosen burial ground in exchange for transfer of ownership of this entire valley to the community of Purgatory.
Buradaki beylerden bazılarının Yaradan'ımızla yakında karşılaşacaklarını nezaketle hatırlatarak Reis Yaşlı Cengaver'in tüm vadinin tapusunu kasabamıza vermesi karşılığında istediği yere gömülmesine izin verilmesini öneriyorum.
Roadblocks have turned up nothing, indicating that the gang may be hiding somewhere in the city.
Barikatlar sonuç vermedi, çetenin şehirde bir yerlerde saklanıyor olma ihtimali güçlendi.
A man is found in a locked room, with a gun in his hand, papers beside him indicating he needed surgery.
Adam kilitli bir odada bulunmuş elinde bir tabancayla, yanında ameliyat olması gerektiğini gösteren kağıtlarla.
You have a nice smile, good teeth, a big nose indicating virilitty.
Çok hoş bir gülüşün, güzel dişlerin, erkekliği simgesi büyük burnun var.
4 : 05. Dr. Banner began rapid eye movement indicating dream state.
4 : 05, Dr. Banner gördüğü rüyanın etkisiyle göz kımıldanmaları yaşamaya başladı.
Recon Viper 1 indicating light speed and accelerating.
Araştırma Viper 1 ışık hızına geçiyor.
He removes one of the spent cartridges, which he disposes of, and inserts a fresh one, thus indicating, should the gun be found, that only two bullets had been fired from it.
Boş kovanı çıkardı ve yerine yenisini taktı. Silahın bulunması halinde sadece iki el ateş edildiği düşünülecekti.
There is a clause which states " Any systematised transmission indicating intelligent origin must be investigated...
Kontrattaki bir paragrafa göre, " Anlaşılır bir kökeni olan sistematik her iletişim, incelemeye alınmalı...
Mr. Collins, has conveniently overlooked her persistent fever, and right lower-quadrant pain, indicating what?
Mr. Collins hastanın düşmeyen ateşini ve karnın alt bölgesindeki acıyı gözden kaçırdı, Bu neyi gösterir?
- Indicating what? !
- Bu neyi gösterir?
Anus was dilated at the time of death slight rupture above the anus indicating intercourse.
Ölüm sırasında anüsü genişlemiş anüsün biraz üzerindeki çatlak cinsi münaset yaşadığını gösteriyor.
Subject nods, indicating yes.
"Evet" anlamında başını salladı.
- Fazenda, Lois. -... indicating the victim...
Fazenda, Lois.
At each of the places that I'd marked, he made his mark on the opposite side, indicating that my boundary was acceptable to him.
İşaretlediğim her yerin karşısına kendi işaretini bıraktı. Bu, sınırlarımı kabul ettiğini gösteriyordu.
Sector 2 indicating desert terrain.
22. bölge çöl özelliği gösteriyor.
[Lanzmann] What's that dirt road he's indicating?
İşaret ettiği şu tozlu yol ne?
I'm indicating six minutes to launch.
Ateşleme için 6 dakika kaldı.
What has brought us here is a series of strange messages indicating something has gone wrong aboard the research vessel.
Bizi buraya kadar getirense, gemide bazı şeylerin... ters gittiğini düşündüren birkaç garip mesaj.
Do you see anything on this uniform indicating an officer?
- Efendim mi? Bu bir subay üniforması değil mi?
I can arrange a certain document to fall into the hands of the Turks indicating the attack on Beersheba will be affected, a decoy by a small force designed to draw away the attention of the attack on Gaza
Türklerin eline geçmesi için bir belge düzenleyebilirim Birüssebi'ye saldırı etkili olacağını gösteren az bir kuvvetle bir hile tasarlanabilir Gazze'ye saldırarak dikkatleri çekeriz
Cmdr Riker's hypotenuse question tricked you into showing your knowledge was greater than you were indicating.
Farkında mısın, Yarbay Riker'in hipotenüs sorusu seni şaşırtarak... sahip olduğun bilginin, göstermeye çalıştığından daha fazla olduğunu açığa çıkardı.
It looks to me like a spectrograph indicating metal fatigue.
Bana metal yorgunluğunu gösteren bir spektrograf okuması gibi geldi.
It has roads, indicating a highly industrialized civilization.
Çok gelişmiş endüstriyel bir uygarlığı gösteren yolları var.
Our source is indicating he may be a target of Federal investigation.
Kaynaklarımıza göre adamımız federal araştırma konusu olabilir.
No professional marksman is that inaccurate, indicating the firing began when the boat was bobbing in the water, hence the erratic pattern of fire.
Hiçbir profesyonel nişancı böyle isabetsiz atmaz. Yani ateş tekne suda sallanırken başlamış. Düzensiz atışların nedeni bu.
I found this scrap of costume here on the fence indicating whoever wore it got over the fence.
Bu kostüm parçasını çitin üstünde buldum. Bunu giyenin çitten atladığını gösteriyor.
Are you indicating the guy bashed her after she was strangled by the ropes?
Sizce adam onu boğulduktan sonra mı dövmüş?
The photos are clearly indicating it.
Çünkü Konjic'de, Tito'nun şansı yaver gitmemişti, Jablanica köprüsüne yöneliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]