English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / Indisposition

Indisposition traducir turco

22 traducción paralela
Despite your indisposition, Your Highness?
Rahatsızlanmış olmanıza rağmen mi Majesteleri?
The reason of the indisposition... was the irritation with her mother-in-law Sofia.
Bence kesin Ana İmparatoriçe ile olan tartışmaları buna sebep oldu.
A temporary indisposition.
Geçici bir rahatsızlık.
A slight indisposition, no doubt?
Ufak bir rahatsızlık olsa gerek?
Everyone was attending the long-awaited performance... from which your indisposition excused you.
Herkes, rahatsızlığın yüzünden katılamadığın, uzun süredir... beklenen bir oyunu izlemeye gitmişti.
Just a temporary indisposition.
Geçici bir rahatsızlık Bayan Fellowes.
Due to a slight indisposition to our beautiful leading lady... we will take our first interval in the performance now.
Güzel ana oyuncumuzun hafif rahatsızlığı sebebiyle. İlk aramızı veriyoruz. Sizi tekrar alacağız.
I'm sorry I was not here to greet you, a slight indisposition.
Sizi karşılayamadığım için özür dilerim, biraz rahatsızdım.
If she's over her "indisposition", maybe she can prepare the supper.
Rahatsızlığı geçtiyse akşam yemeğini hazırlayabilir belki.
- She suffered a slight indisposition.
- Biraz rahatsız.
- Yes, Madam? - An indisposition.
Hafif bir rahatsızlık.
I understand your indisposition, but I am still late.
Rahatsızlığını anlıyorum, ama geç kaldım.
If her indisposition doesn't preclude it, i'd be happy to tell her myself.
Rahatsızlığı mani olmasaydı, bunu bizzat söylemeyi çok isterdim.
Can you not plead some indisposition?
Rahatsızım diye bahane uyduramaz mısın?
May I ask against what indisposition?
Rahatsızlığınız neydi diye sorabilir miyim?
It begins with a slight indisposition,
Hafif bir isteksizlik ile başlar.
A passing indisposition.
Geçici bir isteksizlik sadece.
- Your Grace, His Majesty has heard of your indisposition and has asked to see you.
Ekselansları, Majesteleri rahatsızlığınızı duydu ve sizi ziyaret etmek istediğini iletti.
At first you think they go snorting cocaine, later learn that there are many reasons, such as food scraps between their teeth, indisposition.
Başlangıçta kokain çektiklerini sanırsın, ama sonra öğrenirsin ki dişlerinin arasında rahatsızlık veren yemek artıklarını çıkarmak gibi daha birçok nedeni vardır.
Lady Felicia, Father Roland, filling as Locum Curate during Father Brown's unfortunate indisposition.
Peder Roland, ki kendisi talihsiz hastalığı süresince Peder Brown'ın yerini Vekil Rahip olarak doldurmaktadır.
You declined tea, and did not see the sister... for whom you have no particular fondness, using my indisposition as an excuse to hurry back.
Çayı reddettin ve fazla düşkün olmadığın kişi için hemşireyle görüşmedin. Rahatsızlığımı gitmek için bahane olarak kullandın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]