Inhales traducir turco
499 traducción paralela
She's gone. I know. [ Inhales sharply but I...
Öldüğünü biliyorum ama yanında olmalıyım.
If she inhales its fragrance, she'll forget... everything.
Eğer onu koklarsa, her şeyi... unutur.
[Inhales] Smell that London air.
[İçine Çeker] Londra kokuyor.
My poor big devil of a nose inhales April.
Zavallı burnum Nisanla dolar.
He inhales our food.
Yiyeceğimizi yalayıp yutuyor.
I brought you a book. ( inhales sharply )
Bir kitap getirdim.
All we have to do is hook up the snorkel to that air chamber, and when Benes inhales, there should be plenty of pressure to force the oxygen into the tank.
Yapmamız gereken tek şey şnorkeli şu hava odacığına bağlamak. Benes soluk aldığında oksijeni tanka itmek için yeterli basınç oluşacaktır.
Wait for the lull - between the time he inhales and exhales.
Akciğerin sol üst lobunu bekle. Soluk alıp-verme arasında.
[Inhales]
[Nefes sesleri]
[Inhales] curious expression.
Acayip bir tabir.
[inhales deeply]
[İç çekme]
( Inhales ) I'm gonna go check us in.
Otele kaydımızı yaptıracağım.
ALICE, CAN YOU DO THIS? [Inhales Deeply]
Alice, bunu yapabilir misin?
( INHALES ) I promise you they'll be the best 10 days of your life.
Söz veriyorum hayatının en iyi 10 günü olacak.
- [Inhales] - Come on, honey.
Hadi ama tatlım.
[Inhales] At the Apple Biscuit Cafe... where the smiles are free, don't you know... Sven Inqvist studied the menu.
Elmalı Bisküvi Kafe`de gülmenin serbest olduğu yerde Sven Inqvist`in menüye çalıştığını bilmez misiniz?
- Sometimes I'd stay in there all day. - [Inhales]
Bazen bütün günümü orada geçirirdim.
[Inhales] Can't sleep.
Uyuyamadım.
I just hate it when he inhales his food.
Yemeğini içine çekmesinden nefret ediyorum.
[Inhales] I... sorta skipped school.
Ben... okuldan kaytarmıştım da.
( Inhales ) Doctor!
Doktor!
[Laughs ] Oh... [ Inhales] Twenty-four hours?
24 saat.
[Inhales, Exhales] Here goes.
İşte başlıyor.
[Inhales Deeply ] Inhale the positivity, [ Exhaling] exhale the negativity.
İyiliği nefesinle al kötülüğü nefesinle ver.
[Inhales Deeply] I guess, kind of tough timing, hmm?
Sanırım kötü bir zamanlama oldu, hmm?
[INHALES DEEPLY] IT DOESN'T SOUND LIKE IT.
Hiç öyle görünmüyor
[Inhales] I don't know.
Bilemiyorum.
[Inhales] * * The bare necessities of life will come to you * *
* * The bare necessities of life will come to you * *
VINNY : That thing could have been a god. ( INHALES )
Bu bir tanrı olabilirdi,
( inhales )
- Uçuyormuş.
[Inhales, Exhales] Told you it wouldn't work.
İşe yaramayacağını söylemiştim.
[Inhales, Exhales] Mrs. Kitty... we need your medical expertise.
Bayan Kitty... tıbbi görüşünüze ihtiyacım var.
[Inhales, Singsongy] You're gonna get it.
Gününü göreceksin.
AW, GEEZ. [Inhales]
Tüh be.
And an old fishing net... [inhales] Smelling only slightly of shrimp shit.
Ve eski bir ağ sadece çelimsiz pisliği kokuyor.
You're doing the right thing. You're fully experiencing the loss. And when you're ready, take a deep breath in... [inhales deeply]
Seni ve babanı ailedeki herkesten çok severdi.
You know, the Talmud teaches us to... There you go. { Inhales Sharply ]
Biliyorsun, Talmud bize öğretiyordu...
Oh! Ok. [inhales deeply]
Tamam.
HE INHALES AND EXHALES Do I get a phone call?
Telefon edebilir miyim?
When it exhales the waves rise higher than a house and when it inhales
Nefesini bıraktığında dev dalgalar oluşur. ve içine çektiğinde... dalgalar tekrar okyanusa geri döner.
- [Inhales] - You gonna want to help me with that?
Bana bunda yardım etmek ister misin?
- [Inhales Sharply]
Anne, Frank arıyor.
You know, they take ( inhales deeply ) you know, and then they have to hold it in, see. I've seen'em.
Şöyle oluyorlar.
See, that's the problem with smoking, you have to ( inhales sharply ) look.
Bir nefes çekip, içlerinde tutuyorlar. Tüttürmekle ilgili sıkıntı burada.
[ALF INHALES SHARPLY]
Neredesin?
- [Inhales Sharply ] - [ Panting] He... wants me...
O... benden...
[Inhales Deeply, Blows]
Haydi.
[INHALES DEEPLY ] Hyah! [ BREATHING HEAVILY]
Ha?
( INHALES PROUDLY ) Only a nine?
Sadece 9'mu?
- [Inhales] Mmm, not Ann.
Ann olmaz.
They always forget the light switch. [Inhales ] [ Hacking Cough]
Düğmeyi hep unuturlar.