Inhumans traducir turco
304 traducción paralela
What I'm talking about are inhumans.
Bahsettiğim insanlık dışı yaratıklar.
Inhumans are the same.
İnsanlık dışı yaratıklar da öyle.
Inhumans, prepare to defend attilan!
Nainsanlar, Attilan'ı savunmaya hazırlanın.
Humans and inhumans must remain separate.
İnsanlar ve nainsanlar ayrı kalmak zorunda.
We are the inhumans.
Bizler nainsanlarız.
But not you inhumans, right?
Ama siz nainsanları yok etmeyecek, değil mi?
No longer shall the inhumans live in fear.
Nainsanların artık korku içinde yaşamasına gerek yok.
( people cheering ) Okay. Check you later, inhumans.
Pekala, sonra görüşürüz nainsanlar.
The inhumans shall always walk alone.
Nainsanlar her zaman yalnız yürümeli.
We'll need every asset we've got to shut these Inhumans down.
Bu Nainsanları alt etmek için herkese ihtiyacımız var.
I understand your concerns, May, but Cal's lived with the Inhumans.
Endişelerini anlıyorum May ama Cal Nainsanlarla birlikte yaşıyordu.
- what to call them. - Inhumans.
- Nainsanlar.
Our ancient ancestors called themselves Inhumans, and we just want to be left alone.
Çok eski atalarımız kendilerine Nainsanlar diyormuş. Tek istediğimiz rahat bırakılmak.
We no longer have to wait for the Inhumans to come to us.
Artık Nainsanlar'ın peşimize düşmesini beklemeyeceğiz.
See? This wasn't a problem for Inhumans, of course.
Nainsanlar için bu bir sorun değil elbette.
he said that we were... that Inhumans should be exterminated.
bizim Nainsanların kökünün kazınması gerektiğini söyledi.
Growing up, my dream was to lead the Inhumans.
Büyüyünce Nainsanlara liderlik etmeyi hayal ederdim.
There's only one thing that can save the Inhumans from death and destruction.
Nainsanları ölüm ve yıkımdan kurtarabilecek tek bir şey var.
I'm here to show the Inhumans exactly what you are.
Nainsanlara senin tam olarak ne olduğunu göstermek için buradayım.
These are aliens and inhumans watching over us.
Uzaylılar ve insan olmayanlar bizi gözlüyor.
Inhumans are still disappearing.
- Nainsalar hala ortadan kayboluyor.
I have every body, every piece of software tasked with identifying that woman so we can figure out where she's taking Inhumans and what exactly she plans to do with them.
O kadını tespit etmekle yükümlü birçok kişi ve programa sahibim. Nainsanları nereye götürdüğü ve onlarla ne yapmak istediğini bulabiliriz.
We call ourselves Inhumans.
Kendimize Nainsanlar diyoruz.
The good news, if you want to call it that, is the deadly metallic elements sank to the bottom, so the chemical contaminating the sea life isn't deadly to humans, just game-changing for Inhumans.
İyi haberse, tabii buna iyi haber denirse okyanusun dibine çöken ölümcül kimyasallar insanlar için ölümcül değil. Sadece nainsanlarda etki ediyor.
New Inhumans, the ATCU, and this... this new guy.
Yeni nainsanlar, YTÖE ve şimdi de şu adam.
My mother created a halfway house for Inhumans, and it was not enough. I...
Annem nainsanlar için rehabilitasyon merkezi yapmıştı ama yeterli gelmedi.
I want Inhumans taking action with S.H.I.E.L.D.
Nainsanların, S.H.I.E.L.D. ile omuz omuza savaşmasını istiyorum.
- They call themselves Inhumans.
Kendilerine nainsanlar diyorlar.
New Inhumans, the ATCU, and this new guy.
Yeni nainsanlar, YTÖE ve şimdi de şu adam.
We got to figure out how this thing is finding Inhumans - and why it's killing them.
Bu şeyin nainsanları nasıl bulduğunu ve niye öldürdüğünü öğrenmeliyiz.
Do we know of any other Inhumans who got this e-mail?
Bu e postayı alan başka nainsan tanıyor muyuz?
We know the ATCU has found Inhumans in the past, confiscated all their belongings.
YTÖE'nin daha önce nainsanları bulduğunu biliyoruz. El koyduklarını kamulaştırmışlardı.
Let's start with how many Inhumans they've come across,
- Mesela kaç tane nainsanla karşılaştılar?
Besides a case of the creeps, he said the virus I found was sent out to the other Inhumans they've come across.
Tuhaf bir tip olması dışında, bulduğu virüsün karşılaştıkları diğer nainsanlara da gönderildiğini söyledi.
He kills Inhumans.
O nainsanları öldürüyor.
He's got access to everything that ATCU learns about Inhumans.
YTÖE'nin nainsanlar hakkında öğrendiği her şeye erişimi var.
Lash is an Inhuman. Inhumans have markers in their DNA.
Nainsanların DNA'sında işaretler var.
Most Inhumans fall somewhere between me and him.
Çoğu nainsan o ve benim aramda bir yerde oluyor.
Between the Inhumans, this monster we're hunting, and the ATCU on our ass, we need all the help that we can get.
Nainsanlar, avladığımız yaratık ve peşimizdeki YTÖE varken gelebilecek tüm yardıma ihtiyacımız var.
Big ugly thing, likes to kill other Inhumans.
Şu koca çirkin şey. Nainsanları öldürmek isteyen.
It had all these names of Inhumans.
Bütün nainsanların isimleri vardı.
- She kept a genealogy of Inhumans.
- Defter mi? - Nainsanların soyağacı yazıyordu.
You saw firsthand what Inhumans were capable of.
- Nainsanların ne yapabileceğini bizzat gördün.
what's inside the facility, how close they are to this cure they've been working on, which Inhumans they're holding and where they came from, and finally, what it is the ATCU actually wants with them.
Tesisin içinde olanları uğraştıkları tedaviye ne kadar yakın oldukları hangi nainsanları tuttukları ve nereden geldikleri ve son olarak, YTÖE'nin onlardan gerçekte ne istediğini.
See how many Inhumans they're keeping in there.
Bakalım kaç tane nainsan saklıyorlar.
Well, there are no Inhumans being held here.
Burada tutulan nainsan görmüyorum.
Of course we don't keep Inhumans at that facility.
Elbette nainsanları o tesiste tutmuyoruz.
This is where they're storing Inhumans they find.
Buldukları nainsanları böyle saklıyorlar.
The Inhumans.
- Nainsanlar.
Inhumans can't change form.
Gözü falan kararıyorsa?
They're not trying to cure Inhumans, they're...
- Nainsanları tedavi etmeye çalışmıyorlar.