English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / Input

Input traducir turco

1,041 traducción paralela
What the hell's a need input for?
Ne verisi gerekmiş Şimdi?
Input, Input, Input...
Veri veri veri...
Need input.
Veri gerek.
Input.
Veri.
I'm giving you great input.
Ben sana müthiş veri veriyorum.
More input.
Daha çok veri.
- Input.
- Veri.
- More input.
- Daha çok veri.
More input, Stephanie.
Daha çok veri, Stephanie.
Input, input.
Veri veri.
Need input!
Veri gerek!
Input!
Veri!
Soak up input.
Ve "Veri" emmesi için.
Do you wish to input any commands? Not at this time.
Herhangi bir komut girmek ister misiniz?
But I can scramble the input so that nobody else can.
- Hayır. Ama veri girişini karıştırarak, hiç kimsenin veri girememesini sağlayabilirim.
Course for'audet IX has been input.
'audet IX rotası, girildi.
Computers make decisions based on input.
Bilgisayar, girişlere göre kararlar verir.
Well, uh... I think if you got everyone's input upfront,...
Şey, bence herkesin dürüstçe fikrini alsan...
It means that there's a disability that impairs the sensory input... and how it's processed.
Duyumsal algıyı ve bunun işleyişini zayıflatan bir özüre sahip olduğu anlamına geliyor.
He loves input, so watch him.
Veriyi çok sever, dikkatli ol.
If he learns he's in a city full of input, he'll go crazy.
Her tarafı verilerle dolu bir şehirde olduğunu öğrenirse, deliye döner.
I'll go with you. I'd love input.
Ben de geleyim. Verilere bayılırım.
Input!
Bilgi verileri!
Megabytes of input!
Megabayt dolu bilgi verileri!
- Collecting input. Urban input.
- Bilgi verisi topluyorum.
Awesome input.
Müthiş veriler.
- Sightseeing tips. - Lots of input.
- Şehir turları hakkında bilgiler.
Input, input, input!
Veri, veri, veri!
Give me a break. I got you some input.
Lütfen yine başlama. Sana veri verdim.
The chrome-breasted input eater.
Krom gövdeli veri yiyici.
Aesthetic input.
Estetik veri.
Need input.
Bilgiye ihtiyacım var.
Input from Bible, Koran, Upanishads.
İncil, Kuran ve Upanişad'dan bilgiler.
I could give you input.
Sana bilgi verebilirim.
I don't understand this input.
Bu veriyi anlamıyorum.
I want your input, Tess.
Girişimci olmanı istiyorum Tess.
Thank you for your input and your output.
Verileriniz için teşekkürler.
The input sampling.
Girdi örnekleme.
The processors can handle the extra input.
İşlemciler fazladan girdiyle başa çıkabilir.
Coordinates input, sir.
Koordinatlar girildi efendim.
Mr Data, input a new code.
Bay Data, yeni bir kod girin.
- Did you input that new code?
- Yeni kodu girdin mi?
- Search pattern input, sir.
- Arama düzeni girildi efendim.
I may need your input.
Yardımına ihtiyacımız olabilir.
- I need some input.
- Bazı verilere ihtiyacım var.
- Coordinates input, sir.
- Koordinatlar girildi efendim.
And, Doctor, God knows, I'm not one to discourage input, but I would appreciate it if you let me finish my sentences occasionally.
Ve Doktor, Tanrı da biliyor ya, ben, katılımı destekleyen biriyim, ama arada bir cümlelerimi bitirmeme izin vermeniz hoşuma giderdi.
Yeah, thanks for your input, Gordon, but I hope I know my wines.
Bilgi için sağ ol, Gordon, ama şarabımı bilirim ben.
Warning, input overload.
Girişte aşırı yükleme.
Input!
Bilgi verisi!
Major input!
Süper bilgi verisi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]