English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / Inquisitive

Inquisitive traducir turco

218 traducción paralela
Don't be so inquisitive.
Öyle, fazla soru sormayın!
Pardon me if I seem to be too inquisitive.
Merakımı mazur gör.
What did he do for you, if I'm not too inquisitive?
Eğer beni çok meraklı biri olarak görmezseniz, sizin için ne yaptı?
If I'rn not too inquisitive, will six dogs be enough?
Merakımı affedin ama, altı köpek yetecek mi?
Say, uh, Mrs. Blake, íf 1 ain't too inquisitive what was you and your old man gonna do up here? Oh.
Söyler misiniz Bayan Blake, merakımı affedin lütfen... siz ve yaşlı kocanız neden ta buralara kadar geldiniz? İş için.
- You're very inquisitive.
- Çok meraklısınız.
- Well, that's my job to be inquisitive.
- Meraklı olmak benim işim.
You're not inquisitive!
Hiç meraklı değilsin!
Well, I don't want to seem inquisitive, but what would I have to do for it?
Pek meraklı görünmek istemem... ama tam olarak ne yapmam gerekiyor?
Strangers are too inquisitive, you know.
Yabancılar çok meraklı olur.
What are you doing in my apartment, if I'm not too inquisitive?
Merakımı hoş gör, ama evimde ne işin var?
I don't think so, just naturally inquisitive.
Sanmıyorum, sadece doğal merak
Now, I don't wanna seem inquisitive, you understand but there's certain information I have to have. What's your name?
Meraklı görünmek istemem, ama biraz bilgi almak zorundayım.
Very well, I'm not inquisitive.
Pekala. Fazla meraklı değilimdir.
Mortimer, don't be so inquisitive.
Mortimer, bu kadar meraklı olma.
Why are you so inquisitive?
Neden bu kadar meraklısın?
- You're an inquisitive gal.
- Meraklı bir kızsın.
Forgive me if I seem inquisitive, but where'd it happen?
Merakımı bağışla, ama nerede oldu bu iş?
I don't mean to be inquisitive.
Çok meraklı biri gibi davranmak istemiyorum.
I don't mean to appear too inquisitive...
Çok meraklı görünmesini istemem...
Inquisitive -
Meraklı,...
Do you hate inquisitive people?
Meraklı insanları sevmez misin?
Lady Bracknell, I hate to seem inquisitive... but would you kindly inform me who I am?
Lady Bracknell, çok meraklı gözükmekten nefret ederim ama rica etsem kim olduğum hakkında beni bilgilendirir misiniz?
To begin with, if I'm not too beastly inquisitive we have wondered why an attractive chap like you has never got himself a wife.
Başlangıç olarak, çok meraklı biri olduğumu düşünmezsen eğer senin gibi çekici birinin nasıl olur da, bir eşi olmadığını düşünüyorduk.
That's what makes me so inquisitive.
İşte bu yüzden çok meraklıyımdır.
He said the dog got too inquisitive, so he dug it up.
Köpeğin fazla ısrarcı olduğunu, O yüzden onu oradan çıkardığını söyledi.
- You are inquisitive.
- Çok meraklısın.
Inquisitive!
Çok meraklısın!
- I didn't mean to be inquisitive.
- Meraklı olmak istememiştim.
For centuries, the cloudy atmosphere, stood between the inquisitive eye of the astronomer and the universe.
Asırlardır, bulutlu bir atmosfer, astronomlar ve evrenin meraklı gözleri arasında durdu.
- Oh, what an inquisitive child it is.
- Ne kadar meraklı bir çocuk.
You're very inquisitive.
Çok meraklısın.
Well, I'm married now... and wives are supposed to be inquisitive.
Pekala, ben evli bir kadınım ve evli kadınlar meraklı olur.
I feel we're taking a grave risk of seeming inquisitive.
Çok riskli bu yaptığımız, birini gözetliyoruz sanacaklar.
I don't wish to be inquisitive, my dear fellow, but I do notice things.
Meraklı görünmek istemem sevgili dostum ama bazı şeyler dikkatimden kaçmıyor.
I won't be inquisitive.
Meraklı olmak istemiyorum.
I don't mean to be inquisitive, but this CMDF.
Meraklı görünmek istemem ama bu CMDF nedir?
And he's inquisitive as hell.
İnanılmaz derecede meraklı.
Dr. Floyd, I hope you don't think I'm being too inquisitive but perhaps you can clear up the big mystery about what is going on there.
Dr. Floyd, belki fazla meraklı olduğumu düşüneceksiniz ama oradaki muammayı belki siz çözersiniz.
Well, forgive me for being so inquisitive but I ately I've wondered whether you might be having second thoughts about the mission?
Merakımı bağışla ama son zamanlarda bu görevle ilgili fikirlerini değiştirdin mi diye merak ediyorum.
Bossy, scheming, meddling, irritating, inquisitive, exasperating.
Emredici, entrikacı, karıştırıcı, irkiltici, meraklı, çileden çıkartan.
I'm very inquisitive.
Çok meraklıyımdır.
I don't want to be inquisitive... but what are you in here for?
Çok soru sormak istemem ama neden buradasın?
They're also most inquisitive, and when a stranger intrudes he's received with courtesy and friendly curiosity.
Ayrıca en meraklı olanıdır, ve bir yabancı bölgelerine girdiğinde, nezaketle ve dostça bir merakla karşılanır.
First, he drills a hole in a giant ant heap when he's sure a baboon is watching him because he knows baboons are incurably inquisitive.
Öncelikle, bir babunun onu izlediğine emin olduğunda, dev bir karınca yuvasına bir delik açar çünkü biliyor ki babunlar hastalık derecesinde meraklıdırlar.
Finally, Mr. Inquisitive can't take it any longer.
Sonunda, Bay Meraklı daha fazla dayanamıyor.
Inquisitive blue eyes...
Meraklı mavi gözler...
And all of a sudden... those inquisitive, disturbing eyes.
Ve birdenbire... o meraklı rahatsız edici gözler.
He even rises his inquisitive eyes...
Hatta meraklı gözlerle gökyüzüne baktı...
A man sees a beautiful chicken, he can't help but be inquisitive, you know?
Erkek, güzel bir piliç görür ve merakına engel olamaz, bilirsiniz.
My, you people are inquisitive!
Benim meraklı halkım!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]