Insomniac traducir turco
74 traducción paralela
Insomniac nights- - - -
Uykusuz geceler...
I'm an insomniac.
Uyku tutmaz beni.
Except that aunt's nuts and she's an insomniac.
İnsan teyzesinin hiç uyumadığını bilmez mi?
She was an insomniac.
Uyumakta güçlük çekiyor.
- But I'm an insomniac.
- Ama ben uykusuzluk hastasıyım.
The seven-year-old insomniac's hall of fame?
7 yaşındaki uykusuzun şöhreti mi?
I thought you were an insomniac.
Uykusuzluk çektiğini sanıyordum.
My father was an insomniac.
Babam da uykusuzluk çekerdi.
This is why my dad's an insomniac.
Babam bu yüzden uyuyamıyor.
An insomniac brew, a reverse soporific.
Uyutmayan bir içki. Hatta uyku ilacının tam tersi.
- To make fun of the insomniac? !
- Uyku zorluğu çekenlerle dalga geçmek eğlenceli mi?
I'm an insomniac.
İnsomnia hastasıyım.
You miserable, girl-bladdered, insomniac, roach of a dog.
Seni miskin, kız mesaneli, uyurgezer, hamamböceği köpek.
My father's wealthy, I am seeing a shrink, and I'm an insomniac, so you're in the ballpark.
Babam zengin, bir pskiyatriste gidiyorum ve uyku problemim var. Yani çok yaklaştın.
He never closes, he's an insomniac.
Hiç kapanmaz, o uyku tutmayanlardan.
We're going to wait a long time, the guy is an insomniac and never closes.
O zaman daha çok bekleyeceğiz. Adam uyumayanlardanmış.
We're here like 2 idiots waiting for an insomniac to go to sleep!
Burada 2 aptal uyumayayan bir adamın, uyumaya gitmesini bekliyoruz.
If I'm the Mercedes driver and I know the mechanic is an insomniac I'll come during the night, it's much more discrete.
Eğer Mecedes şöförü olsaydım ve garajın kapanmadığını bilseydim buraya gece gelmeyi tercih ederdim. Nede olsa gece daha gizli değilmidir?
I'm no insomniac or Korean.
Çünkü ben ne uyumayanlardanım nede Koreli.
Was he insomniac?
Uyku sorunu mu vardı?
My mom's an insomniac.
Annem uykusuzluk hastası.
- Greetings, fellow insomniac. Mary Lambetta, my assistant.
Asistanım Mary Lambetta.
quite an insomniac. Well, uh, listen, you should try and get some sleep, huh?
Dinle, biraz uyumaya çalışmalısın.
I'm an insomniac, on pills, my shrink thinks he's Mohammed Ali.
İlaçlar yüzünden uykusuzum, Psikiyatristim beni Muhammed Ali sanıyor.
I am alcoholic... and insomniac, also, but which would not be it?
Ben alkoliğim... ve uyuyamıyorum. Kim uyuyamaz ki, değil mi?
- I'm a terrible insomniac.
- Uykusuzluk çekiyorum.
- Insomniac?
- Insomnia sı mı var?
Or at least his extra-stubbly, mentally unstable, insomniac first cousin.
Ya da kirli sakallı, akli dengesi yerinde olmayan, insomniyak kuzeni.
Oh, come on, a ten-year-old insomniac kid, hyped up on sugar, going blind on x-box.
Oh, hadi, 10 yaşında uykusuz bir çocuk, aşırı heyecanlanmış.
- You haven't seen my insomniac?
- Benim uykusuzluk hastamı gördün mü?
I never would have pegged you as an insomniac.
Seni asla uyumayan biri olarak kabul etmemeliydim.
These words are very irritating to members of the insomniac sect.
Bu sözler, tarikatın mensupları için sinir bozucudur.
My mom's a chronic insomniac, I do it all the time.
Annem kronik uykusuzluk çeker, yine de beceriyorum.
I'm an insomniac.
Uyuma zorluğu çekiyorum.
I'm a bit of an insomniac.
Uyku problemim var.
I'm an insomniac who listens to Metallica to go to sleep at night.
Ben geceleri uyumak için Metallica dinleyen bir uykusuzum.
Matthew is something of an insomniac, Susan.
Matthew'nun uykusuzluk sorunu var, Susan.
It could be said that some insomniac hands finished preparing the requisite atmosphere so that, at the very threshold of sleep, the memory of the murderous postman would reach the boy.
şu söylenebilirdi ki ; bazı uykusuz eller zorunlu atmosferin hazırlanmasını bitirdi ; böylece uykunun çokça eşiğinde ölüm saçan postacının anısı çocuğa ulaşacaktı.
You're an insomniac.
İnsomnia hastasısın.
Yes, a comatose cat and an insomniac child.
Evet. Sürekli komada gibi uyuyan bir kedi ve uykusuzluk çeken bir çocuk.
Suppose you were married to the job, drank too much, rabid insomniac, typical lawman.
Sanırım sen işinle evliydin, aşırı içki, uykusuzluk hissi, tipik kanun adamı.
I'm sitting here babysitting your insomniac son.
Ben burada senin gözüne uyku girmeyen oğluna bakıcılık yaptım.
It says in your file that you're an insomniac.
Dosyanda uykusuzluk sorunun olduğu yazıyordu.
There is early because he is an insomniac.
İşe son derece erken gider çünkü uyku sorunu var. Hâliyle işi erkenden bitiyor.
Because he had the bad habit of waking people at 2 a.m., as he was an insomniac, to discuss the next day's work schedule.
Zira kendisi biraz uykusuzluk çektiğinden,.. ... insanları ertesi günün çalışma planını tartışmak için sabahın ikisinde uyandırmayı adet edinmişti.
And as Clouzot was an insomniac, he wouldn't let anyone sleep.
Clouzot uykusuzluk çektiğinden kimsenin uyumasına da müsaade etmiyordu!
Born insomniac.
Uykusuzluk hastalığı.
But then it says at the 70-hour mark the insomniac will begin to experience micronaps.
70 saat sonra uykusuzluk çeken minik şekerlemeler yaparmış.
You give the fucking Insomniac a tall tumbler of warm milk.
Sen şu küçük uykusuza koca bir bardak süt ver.
Come on, you're kidding me. Every insomniac in New York knows who Johnny Vong is.
New York'daki uykusuzluk hastalarının hepsi Johnny Vong'un kim olduğunu bilir.
Oh. So does this chatty insomniac have a name?
Peki, bu sohbet manyağının bir ismi var mı?