Intentionally traducir turco
912 traducción paralela
I think Team Leader Kang approached Tae Yang intentionally, but Tae Yang doesn't seem to be angry.
Şef Kang, Tae Yang'a kasten yaklaşmış sanırım. Ancak Tae Yang kızmış gibi durmuyor.
She's always picking up the grand duke's soldiers... which I'm beginning to suspect he leaves intentionally.
Her zaman grand dükün askerlerini toplar ki bilerek ayrıldığı yönünde şüphelenmeye başlıyorum.
If I'd made a mistake, intentionally or not...
İsteyerek ya da istemeyerek bir hata yaptıysam da...
I was wary of women and... had only some affairs, intentionally momentary.
Kadınlar konusunda ihtiyatlıydım ve sadece bir kaç ilişkim olmuştu, onlar da bilerek kısa süreli tutulmuştu.
You can't think I did that intentionally.
Bunu kasten yaptığıma inanıyor olamazsınız.
No, not intentionally.
Hayir, bilerek degil.
Furthermore, the United States postal laws make it a crime to willfully misdirect mail or intentionally deliver to the wrong party.
Birleşik Devletler posta kanunlarına göre... bir mektubu kasıtlı olarak yanlış adrese yönlendirmek, ya da yanlış kişiye teslim etmek suç sayılıyor.
Don't laugh. They are suggesting that Margot killed him intentionally.
Sakın gülme ama, Margot'yu onu kasten öldürmekle suçluyorlar.
After we discovered fire we began to incinerate forests intentionally to clear the land by a process called "slash and burn" agriculture.
Ateşi keşfettikten sonra arazi açmak için ormanları kasten yakmaya başladık.
And for all I know she did it intentionally.
Her şeye rağmen bunu kasten yaptığına eminim.
They do it intentionally.
Bunu kasıtlı yapıyorlar.
Whether intentionally or not, both the Russians and Americans...
Rusların hem bilinçli, hem de bilinçsiz işbirliğiyle Amerikalılar...
December 7, you threw feathers from a truck. Intentionally?
7 Kasım tarihinde, kamyondan tüyleri kasten mi attın?
You intentionally let him win and dropped your sword deliberately, right?
Bilerek kaybettin değil mi? bilerek kılıcı düşürdün?
He spoke against the revolution and he intentionally spoiled the film.
O Devrime karşı konuştu ve filmi kasten bozdu.
You don't think I'd intentionally murder you, do you?
Benim bile bile cinayet işleyeceğimi düşünmezsiniz, değil mi?
Not intentionally, maybe.
Belki bilerek değil, ama.
Would I intentionally give a poor virgin misery for money's sake?
Zavallı bir bakire için verdiğim paraya acıyacağımı mı zannediyorsun?
- Did you do it intentionally?
- Bunu kasıtlı mı yaptın?
You are doing it intentionally, saying'lei'all day long.
"Siz" mutlusunuz, "siz" eminsiniz, "siz" gülmüyorsunuz, "siz" korkuyorsunuz.
That's why you intentionally disclosed that... the scarf is under the pillow ;
Demek özellikle nakışın yerini... yastığın altı olarak açık ettin ;
It doesn't help when you let them steal... the fake scarf intentionally
Sahte nakışın... çalınmasına izin vermen bize pek yardımcı olmadı
Looks like some of the local drivers are intentionally slowing down the pace, trying to buy Milner some extra time.
Görünüşe bakılırsa bazı yerel sürücüler Milner'a zaman kazandırmak için özellikle oyalanıyorlar.
You had her, foxborough, And you lost her intentionally.
Yakalamıştın Foxborough ve isteyerek kaybettin.
Are you using the name of Xiao Qi... intentionally to lure me here?
Xiao Qi'nin ismini kullanarak.... beni buraya tuzağa mı çektin?
Why did you intentionally let me realise that?
Neden kendini kasten açık ettin?
So Earth is intentionally allowing the Mu to be born.
Öyleyse Dünya Mu'ların doğmasına bilerek izin veriyor.
- You intentionally hurt yourself?
- Bilerek sakatlanır mıydın?
Elliott, I don't think that he was left here intentionally.
Onun kasten burada bırakıldığını sanmıyorum Elliott.
They do it intentionally.
Bunu kasıtlı olarak yapmışlardır.
And I would never, never do anything to intentionally hurt it.
Bunu asla, asla bilerek incitmek istemem.
- were deliberately wounded. Then their wounds were infected with different kinds of bacteria and intentionally left untreated. - Yeah, it looks that way.
Evet, öyle görünüyor.
There are signs that the Ministry of Intelligence is going to intentionally leak the launch time early.
İstihbarat Teşkilatı'nın kasten fırlatma zamanını sızdıracağına dair söylentiler var.
They wouldn't intentionally hide it, make it hard to find.
Bunu bile bile saklamazlardı, bulunacak ilk şey olarak sakla ki bulması zor olsun.
Are you saying that we were kept alive intentionally?
Bizim özellikle mi hayatta bırakıldığımızı söylüyorsunuz?
- You did that intentionally. - I did not.
- Bunu kasten yaptın.
You threw at him intentionally.
Dikkatli olmalısın.
Mr. Yau intentionally continuously skipping the responsibility of a husband
Bay Yau ısrarla ve devamlı olarak bir kocanın sorumluluklarında kaçıyor
It is unlikely they would intentionally move toward a destructive force.
Yok edici bir kuvvete doğru isteyerek gitmeleri pek makul değil.
Most of the targets were military but a few cities were hit intentionally.
Hedeflerin çoğu askeriydi ama birkaç kent, bilinçli olarak vuruldu.
I think Emmy released the dorats intentionally, for that purpose.
Emmy'nin bu amaçlan doratları oraya saldığı kanaatindeyim.
Anyway, I've never intentionally changed my route before.
Daha önce rotamı böyle değiştirmeye hiç niyetlenmemiştim.
- Well, not intentionally.
- Kasıtlı olarak değil, tabii ki.
Not intentionally.
Kasten değil.
I DON'T THINK SHE'D INTENTIONALLY HURT SOMEONE.
Birinin canını kasten yakacağını sanmıyorum..
Many times, I will intentionally ruin my entire appetite.
Çoğu zaman, isteyerek iştahımı kesebilirim.
Beta accuses them of intentionally courting genocide.
Beta onları kasten soykırım yapmakla suçluyor.
Tsao Siu Yan killed the whole family of Yang but the son and daughter of Yang were intentionally left
Tsao Siu Yan, Yang'ın tüm ailesini idam ettirdi! Yalnız Yang'ın kızı ve oğlunu kasıtlı olrak hayatta bıraktı!
They might think what the fez intentionally.
- İnsanlar bunu bilerek yaptığını düşünebilirlerdi.
Got to be the only country where some people are digging in the dumpster for a peach pit. Other people eat a nice meal and puke it up intentionally.
Hem azıcık yemek için çöp karıştıran diğer yandan da iyi yemek yiyip istemli olarak kusan insanların bir arada olduğu tek ülke olsa gerek burası.
When you hurt someone intentionally, that's not a mistake.
İsteyerek bir insanın kalbini kırarsan buna hata diyemezsin.