Intuitive traducir turco
314 traducción paralela
Then scientists in the 19th century made a very important intuitive leap.
Daha sonra 19. yüzyıldaki bilim insanları son derece önemli sezgisel bir sıçrama yaptı.
I thought women were supposed to be intuitive.
Kadınların hislerinin güçlü olduğunu sanıyordum.
You see, Toby and I are very close, and she's a very intuitive young lady.
Toby ile çok yakınızdır ve o sezgisel algısı çok iyi olan genç bir bayandır.
Our friend Trefayne is really quite intuitive.
- Trefayne'nin sezgileri güçlüdür.
But temper your judgment with intuitive insight.
Ancak yargılarını sezgi gücüyle yumuşat.
All that my wife has ever taken from the Mediterranean... from that whole, vast, intuitive culture... are four bottles of Chianti to make into lamps... and two china condiment donkeys labeled Sally and Pepe.
Karımın Akdeniz'den yanında getirdiği şeyler... o kocaman, engin, sezgisel kültürden yanında getirdiği şeyler... şamdan yapmak üzere alınan dört Italyan şarap şişesinden... ve SaIIy ve Pepe adında eşek şeklindeki iki Çin baharatlığından ibaret.
To quote Mr. Gardiner, a most intuitive man :
Önsezileri kuvvetli olan Bay Gardiner söyle dedi...
The few surviving fragments of his scientific writings reveal a mind of the highest logical and intuitive powers.
Bilimsel eserlerinden bize kalan birkaç parça zamanının ötesinde bir değer taşıyordu.
Intuitive, a man who followed his hunches?
Önsezi? Önsezilerini takip eden bir adam?
Intuitive improvisation is the secret of genius.
Sezgisel doğaçlama dehanın sırrıdır.
Moreover, you were born with a tremendous intuitive power.
Üstelik doğuştan muazzam bir sezgi gücüne sahipsin.
Then it was our mistake to count on your'intuitive power.'
Sezgi gücüne güvenmekle hata etmişiz demek!
He taught me everything, including my intuitive power.
Sezgi gücüm de dahil olmak üzere, bana her şeyi o öğretti.
She's more intuitive.
Sezgileri çok daha güçlü.
Very intuitive.
Sezgileri iyi.
Francis works in a very intuitive way.
Francis sezgileri doğrultusunda çalışır.
You have intuitive abilities.
Sezgisel yeteneklerin var.
I can remember virtually nothing. But I have the clear intuitive sense that there is much trouble ahead.
Neredeyse hiçbir şey hatırlamıyorum ama sezgilerim bizi büyük bir belanın beklediğini söylüyor.
Now history has certainly shown that even the most intuitive criminal investigator can be wrong.
Geçmişe bakarsanız, en gelişmiş olan dedektiflerin bile zaman zaman yanıldığını görebilirsiniz.
We're learning that, uh, that thing that we call genius that is the ability to make intuitive breakthroughs can flower almost anywhere. Isn't that so, Edward?
Bir dahinin sezgisel buluşlar yapma yeteneği, hemen hemen her yerde ortaya çıkabilir.
What brought me to Beston? You're so god-damned intuitive, you tell me.
Madem o kadar bilgilisin beni Boston'a neyin getirdiğini sen söyle.
However, I seem to have an intuitive understanding of its function.
- Bilmiyorum. Ancak galiba çalışmasını içgüdüsel olarak anlayabiliyorum.
It is very intuitive, well-defended.
Kolay anlaşılıyor, dayanakları sağlam.
I'm an intuitive cop.
Sezgileri olan bir polisim.
Dumb as fence posts, but very intuitive.
Aptalca sırıtırlar, ama sezgileri güçlüdür.
I have an intuitive 19th-century Euclidean mind.
Sezgisel 1 9. yüzyıl Euclidçil bir düşünce tarzım varmış. - Tebrikler.
- He'd have to be incredibly intuitive.
- Sezgilerinin güçlü olması gerekir.
She seems pretty intuitive.
Sezgileri oldukça güçlü birine benziyor.
Let's take an intuitive leap and say they went underground.
Sezgilerimizi kullanalım ve yeraltına girdiklerini söyleyelim.
No, I'm fairly intuitive.
Hayır. Sezgilerim oldukça kuvvetlidir, aynı zamanda da medyumum.
I'm intuitive, but my memory sucks.
Sezgilerim kuvvetlidir, ama hafızam berbattır.
Phil and I have a certain intuitive thing.
Phil ile benim aramda belli bir dostluk var.
Pretty intuitive call on the baby.
Sezgilerinle bebeğe teşhis koydun.
- You're very intuitive for your age.
Haklı mıyım? - Yaşam için güçIü sezgilerin var.
I'm very intuitive.
Sezgilerim kuvvetlidir.
You knew that with my intuitive understanding of sheep, I could nurse him back to health.
Ben koyunlarla içgüdüsel olarak anlaşabildiğimden onu sağlığına kavuşturacağımı düşündün.
How intuitive.
Nasıl da anladın.
It's a very intuitive thing, very concentrated.
Çok sezgisel bir şey. Konsantrasyon gerekli.
The system's very intuitive.
Sistem sezgilere dayalı.
- I mean, I was kind of on an emotional overload this morning, but, uh, I ran into Jack and with his typically intuitive insight, he was able to calm me down.
- Bu sabah çok duygusallaşmıştım. Ama Jack'e rastladım ve her zamanki farklı bakış açııyla beni sakinleştirdi.
Clint's style is where you make the choice that is intuitive you make the choice that is a gut response to the way the story is developing and you let that naturally flow and you don't try to interrupt that flow with critical thinking.
Clint'in tarzında içgüdülerinizle oynarsınız... öykünün akışına uygun olan... içgüdüsel hareketleri yaparsınız... ve eleştirel açıdan düşünmeden... her şeyi doğal akışına bırakırsınız.
You seem to be really intuitive about what's going on with other people.
Diğer insanlarla ilgili sezgilerin gerçekten güçlü görünüyor.
What's disconcerting was getting that little intuitive pang inside that says it could be something serious.
Asıl endişe verici olan, bunun ciddi bir şey olabileceğini söyleyen o sezgisel sancı.
Can't you just look in my eyes and be all intuitive?
Gözlerimin içine bakıp sezemiyor musun?
You're so intuitive.
Sezgilerin ne kadar güçlü...
It's counter - intuitive at first, but it radically increases your distance from the enemy.
Öncelikle düşmanın taktik sezgilerini yanıltmaya yönelik, ama düşmanlara arandaki mesafeyi de bayağı açar.
It's totally intuitive.
Her şeyi kendisi hallediyor!
You will find the weapons system most intuitive. Hand controls are secondary.
Silah sistemlerinin düşünce gücüyle çalıştığını göreceksiniz, elle kontrol ikincil planda.
We had to push the engines a little harder to get through the gate, but I suspected it was some kind of intuitive countermeasure to keep the water from flowing through the gate.
Geçitten geçmek için motorlara biraz daha yüklenmemiz gerekti, ama ben sezgisel bir karşı önlem olduğunu düşündüm, suyun geçitten akmasını önlemek için.
For me, what that means is that a robot that is naturally intuitive for people to interact with, just like you would another person, as well as to teach and learn from
Ve bu benim için insanlarla tıpkı bir insan gibi iletişim kurabilecek bir robot anlamına geliyor. Ayrıca ona bir şeyler öğretip ondan bir şeyler öğrenebilirsiniz.
How intuitive!
Ne sezgi ama!