Involve traducir turco
2,316 traducción paralela
We don't want to involve them.
Onları da karıştırmana gerek yok.
Why should we involve him?
- Onu neden bu işe sokalım?
This passing over, what does it involve, exactly?
Peki bu karşı tarafa geçmek, tam olarak nasıl oluyor?
I don't see why metaphorical pushing has to involve actual pushing.
Mecazi olarak zorlamanın neden gerçek anlamda da zorlama gerektirdiğini anlamıyorum.
Involve friends when you break the rules.
Kuralları bozduğunda arkadaşını bulaştırdın.
So "your bit" may well involve a mop and bucket in the galley.
Üzerinize düşen, aşhanede paspas yapmak bile olabilir.
Great achievements involve great risk.
Büyük başarılarda büyük riskler vardır.
Police in Warwick near Providence are investigating a robbery attempt that may involve the same man who killed two young women in Boston. Boston police say the murderer apparently targeted...
Warwick Polisi Boston'daki iki genç kadını öldüren adamla ilgili olabileceğini düşündü...
Look, I-I know it's not the most interesting story in the world, but it does involve a motorcycle takedown.
Bak, dünyadaki en ilginç hikaye olmadığını biliyorum ama motosikletli bir mahkûmu al aşağı ettim.
This strategy, did it involve, uh, finances? - No.
Bu stratejinin mali bakımdan da getirisi var mı?
Does it involve a net?
Tuzakla ilgili mi?
Until the most recent attacks on the girls, the pattern of abductions did not involve the use of chloroform. But last night's attack on Dorothy Cornell did.
Son zamanlardaki saldırılara dek kızları bayıltmak için kloroform kullanılmamıştı ama dün gece Dorothy Cornell'de kullanıldı.
I don't want to involve in the commercial order of Yeþilçam
Yeşilçam'ın ticaret düzenine bulaşmak istemiyorum anne.
I mean, you really think we should involve them?
Yani çocukları da bu işe bulaştırmamız gerekiyor mu?
Well, we would, but Sammy revealed to us some information about a potential attack that the cell was planning for two days from now, and it's supposed to involve major casualties within the city.
Alırdık ama Sammy iki gün sonra yapmayı planladıkları ve şehirde önemli sayıda hayat kaybına neden olacak bir saldırı olduğu bilgisini bize ulaştırdı. Saldırının tarihini biliyordu.
This doesn't involve you, brother.
Bu seni ilgilendirmez, kardeşim.
Why not involve all of you to make a commercial to defeat Howdy's West and as an opportunity to do some... teamwork?
Neden Howdy's Batı'ya haddini bildirecek bir reklâm yapmak için sizi de işin içine sokmuyorum? Böylece biraz takım çalışması yaparız.
I was all out of proportion. Can we have one conversation that doesn't involve your peen?
Bir sefer de çükünü içermeyen bir diyalog kuralım.
Three basic tenets of friendship : no penetration between friends, friends do not involve friends in Ponzi schemes — that happened to me — and a true friend is someone that helps you move.
Arkadaşlığın üç ana ilkesi vardır arkadaşlar birbirinin içine girmez arkadaşlar, arkadaşlarını saadet zincirine dâhil etmez benim başıma geldi oradan biliyorum ve gerçek arkadaş dediğin, taşınırken sana yardım edendir.
Which means the only extracurriculars I can sign up for are the ones that don't involve things flying at my face.
Yani katılabildiğim ders dışı aktiviteler sadece gözümün önünde birşeylerin uçuşmadığı şeyler olabiliyor.
It would involve some untried science, but I think it could work.
Denenmemiş bir bilim içerecek ama bence işe yarayabilir.
- And what does this sprucing involve?
Peki bu şıklık ne gerektiriyor?
If we involve her in a murder investigation and it goes wrong...
Onu bir cinayet soruşturmasına bulaştırırsak ve işler ters giderse...
Pip was hired by Lawrence to do a job that didn't involve Phillips.
Lawrence, Pip'i Phillips'le ilgisi olmayan bir iş için tutmuştu.
I can't involve any of you in what we do without his okay.
Hiçbirinizi yaptığımız bir şeye onun rızasını almadan dahil edemem.
We have to involve the police.
- Polise haber vermeliyiz.
I can't involve you in this.
Bu işe seni bulaştıramam.
I'm not gonna involve my grandson in this.
- Torunumu bu işin içine sokmayacağım.
Yeah, as long as it doesn't involve cross-dressing.
Kadın elbisesi giymeyi içermiyorsa elbette.
As long as it doesn't involve bestiality.
Hayvanlarla cinsel ilişki içermiyorsa.
And in case you're wondering, whatever my future plans may be, they will involve you.
Ve merak ediyorsan, gelecek planlarım ne olursa olsun sen de dahil olacaksın.
It would involve crossing my own time stream... best not.
Kendi zaman çizgimden geçmemi gerektirirdi bu... yapmasam iyi olur.
Well, I do, but does it have to involve people?
İstiyorum, ama insanları buna karıştırmak zorundamıyım?
Well, the hand rubbing, fast speech, fractured sentences, at the very least, sound like extreme OCD... which can involve fantasy.
Şey, ellerini ovuşturması, hızlı konuşması, yarım kalan cümleler gösteriyor ki ileri derecede uyuşturucu bağımlısıymış ki bu da hayaller kurmasına sebep olabilir.
We can't involve amateurs.
Amatörleri işin içine dâhil edemeyiz.
You should have chosen a lesser player to involve in your sick fantasy, Mr. Black.
Hastalıklı fantezilerinize dahil etmek için daha düşük seviyeli bir oyuncu seçmeliydiniz, Bay Black.
As it turns out, Zola's day didn't involve playgroup or baby gym class.
Öyle görünüyor ki Zola'nın günü oyun gruplarında ya da bebek jimnastik salonlarında geçmedi.
Next time, you make damn sure before you involve yourself in something like that.
Gelecek sefer karışmadan önce bunu uygun yollardan yap mutlaka.
Does it involve the potential for losing fingers?
Parmak kaybetme olasılığı içeriyor mu?
As long as it doesn't involve a uniform or a gnome.
Bir üniforma ya da cüce değilse olur.
I know when people are lying in things that involve them more...
İnsanların nasıl olduğunu bilirim
So it did involve her. Please.
Bu yüzden onu da kapsar.
Why are you so sure that this doesn't involve terrorism?
Peki terörizmle bir ilgisi olmadığından nasıl bu kadar eminsin?
Why involve us then?
Peki bizim bununla alakamız ne?
Well, does it involve you dressing in drag and turning tricks?
Şey, bu plan senin, travesti kıyafeti giyip iş çevirmeni de içeriyor mu?
My skills involve pinpointing the right financial solution today.
Becerilerim size bugünün doğru finansal çözümlerini saptamamı sağlayacaktır.
I can't involve the bureau - - not yet.
Büro'yu buna henüz karıştıramam.
They always involve a lockdown.
Bina kilitleme her zaman olur zaten.
Not to sound too trite, but, uh, I'm ready for a change that doesn't involve incarceration, or being a fugitive.
Tamam.
I had not right to involve you in my life.
- Seni hayatıma sokmaya hakkım yoktu.
No, this didn't involve her.
Hayır, bu onu kapsamıyor.