Involving traducir turco
1,585 traducción paralela
This is where we take one step back before involving the police.
Burası, polis işe karışmadan, bir adım geride duracağımız yer.
Apparently, he died from a lab accident involving poisonous hydrochloric acid fumes.
Anlaşıldığı kadarıyla, hidroklorik asit dumanından zehirlenerek kazaen ölmüş.
We interrupt Kaptain Kiddy's Komfort Karnival to report on a grisly incident involving a small child, who has apparently plunged off a guardrail here at Springfield National Park.
Afacan Kaptan'ın Huzur Karnavalı adlı yayınımızı dehşet verici bir kaza haberiyle kesiyoruz. Görünüşe göre küçük bir çocuk, Springfield Ulusal Parkı'nda parmaklıklardan aşağı uçtu.
Involving children, but not necessarily children that have been injured or abused.
Çocukların illa yaralanmış veya tacize uğramış olması gerekmez.
I'm calling because it recently came to my attention that you may have some information regarding a missing persons case involving a Suzanne Keener.
Aramamın sebebi ; Suzanne Keener adında kayıp bir kişinin davasıyla ilgili bilginiz olabileceği dikkatimi çekti.
- Involving a motorbike, one fatality.
- Bir motosiklet karışmış, bir ölü.
You're incapable of anything involving effort, focus or subtlety.
Çaba harcamak, odaklanmak ya da kurnazlık yapmak gibi konularda da yeterli değilsin.
She was charged with attempted murder for something involving a Japanese businessman with his nose full of blow, skydiving out of the eighth story of The Palms without a parachute, but the point is this :
Burnu tıka basa mal dolu Palms'in 8. katından paraşütsüz atlayan... Japon bir işadamının dahil olduğu olayla ilgili olarak... cinayete teşebbüsle suçlanmış, ama asıl nokta şu :
Speeding into a dangerous intersection, he faces questions literally involving life or death.
Tehlikeli bir kavşağa hızla yaklaşırken tam anlamıyla ölüm kalım meselesi olan seçimler yapması gereklidir.
Something has happened at a doctor's office, here in Pontypool, involving a possible riot.
Doktorun ofisinde bir şeyler oluyor, orası kesin. Bir protesto gösterisi olabilir.
Cases involving non-stranger rape are incredibly difficult to prove.
Tecavüz eden kişinin tanıdık olması durumunda bunu kanıtlamak oldukça zordur.
On march 18th of this year, a deputy responded to a sexual-assault call involving a teenage girl in a car very near darren's school.
- Evet. 18 Mart'ta Darren'in okuluna çok yakın bir yerdeki bir arabanın içinde ergin olmayan bir kıza cinsel saldırı yapıldığı ihbarında bulunulmuş.
All projects involving rocket-powered footwear were shut down.
Roket-güçlü çizmelerle ilgili tüm proje faaliyetleri durduruldu.
There was a hit-And-Run fender bender Involving a stolen car.
Çalıntı bir arabanın karıştığı vur-kaç trafik kazası.
I wanted something solid before involving you.
Seni dâhil etmeden önce elimizde bir şeyler olsun istedim.
I'm sure the D.A. can add conspiracy to commit rape plus any additional charges involving crimes against a minor.
Eminim Başsavcılık yaşı küçük birine karşı işlenen suça bir de tecavüz suçu ekleyecektir.
Hollered at a buddy of mine in Robbery-Homicide. Third carjacking in a month involving sexual assault.
Hırsızlık ve cinayetten sabıkalı bir eleman cinsel taciz içeren üç araba kaçırma olayından bahsetti.
Please understand, Jason. You're very good looking. But sexual attraction is an involuntary hormonal response involving an increase in neutrophins and testosterone.
Lütfen anla, Jason, çok yakışıklısın ama cinsel çekim, istemsiz hormonsal tepkidir ve nötrofiln ve testosteronlardaki artışı içerir.
Did a search of past cases involving pupil dilation and forced bliness. So we have another victim.
Gözbebeği büyümesi ve zorla kör etmeyle ilgili geçmiş olaylara baktık.
I'm part of a team investigating a serious public health matter involving your embalmer, Christopher...
Ciddi bir halk sağlığı meselesini soruşturan ekipte çalışıyorum içinde, çalışanınız Christopher...
I also got a subpoena for all PayPal transactions involving online purchases of surplus jet injectors
Online ödemeleri içeren PayPal işlemleri için de son altı ayı ele alan...
Specifically, those involving fire.
Özellikle de ateşle ilgili olanlar.
No, the question is What are cases in court tomorrow involving an FBI agent by the name of Tobs Fornell?
Hayır, sorumuz : Tobias Fornell adındaki FBI ajanıyla ilgili olan yarınki davalar hangileridir?
Boss wants us to take a look at the original crime involving Azari.
Patron, Azari'yle ilgili ilk cinayete bakmamızı istedi.
The Puppet Master. Your people at Section 9 came across her work too in that ghost-hacking incident... involving the Foreign Minister's interpreter.
Şube olarak Diş İşleri Bakanlığının tercümanı davasında da onunla karşılaşmıştınız.
Collect any data regarding a code name, operation, on anything... involving the Ministry of Foreign Affairs called Project 2501.
Kod 2501 ve Dış İşlerinin bununla iligili bağlantısı, operasyonu yada herhangi birşeyi ile ilgili hemen bilgi istiyorum.
guys, this may be nothing, but we have a potential incident involving a police officer and a missing firearm at the lion bar.
Millet, bir şey çıkmayabilir ama bir memurunda karıştığı bir olay ve kayıp silahımız var. Lion Bar'ına gidiyoruz.
I was just saying there's a rule, an official, very, very specific rule, that, in the event a patient asks for their organ or body part back, for any reason related to or involving their cultural beliefs,
Sadece diyordum ki... Bir hastanın kültürel eğilimleri doğrultusunda ya da bu yüzden herhangi bir organını ya da vücut parçasını geri istemesi durumunda vermek zorunda olduğumuzu ve buna saygı göstermemiz gerektiğini söyleyen kesinlikle kati ve mutlak özel bir kuralımız var.
I'm investigating a case involving one of Inspector Berthaud's men.
Dedektif Berthaud'un adamlarından birinin dahil olduğu bir davayı araştırıyorum.
Uh, everything involving me kissing House is good.
House'la öpüşmemiz de dahil her şey yolunda.
A misunderstanding has arisen involving our cousin General Hussein Kamel Al Majid.
Kuzenimiz Hüseyin Kamel Al Majid'le ilgili bir yanlış anlaşılma ortaya çıktı.
But any scenario involving two cocks I'm generally not down with.
Ama içinde iki sik olan hiçbir senaryoyla işim olmaz.
Clyde's Cool Rule Number Two, deny all emotion, especially when involving girls.
Clyde Havalılığı kural iki : ... tüm duyguları reddet, özellikle kızlarla ilgili olanları.
Still involving children in your dangerous games.
Sen de hâlâ tehlikeli oyunlarına çocukları karıştırıyorsun.
There's been an accident involving Retty.
Retty'nin başına bir kaza gelmiş.
In 1969 there was a Minnesota court case involving a man named Jerome Daly who was challenging the foreclosure of his home by the bank, which provided the loan to purchase it.
1969'da bir Minnesota mahkemesinde Jerome Daly bir adamın evinin kredi veren banka tarafından haczedilmesi ile ilgili bir dava görüldü.
I guess there's been some trouble with this guy involving Congressman Shaw.
Sanırım bu adamla Kongre Üyesi Shaw arasında bir sorun çıkmış.
An unfortunate training exercise involving an F-22 Raptor occurred yesterday.
Dün talihsiz bir eğitim çalışması sonucu bir F22 Raptor düştü.
I once investigated a series of cases... involving unexplained phenomena for the FBI.
Bir zamanlar FBI için doğaüstü olayların da yer aldığı pek çok davayı araştırdım.
We could have done this the easy way without involving the king, if you weren't so stubborn! This is my last offer.
Bu işe Kral'ı karıştırmadan kolayca halledebilirdik şayet bu kadar dik kafalı olmasaydın.
What you're asking for requires involving additional people, which, given the covert nature of this operation, I cannot do.
İstediğin şey, başkalarını işe dahil etmek demek oluyor ki bunun gibi gizli bir operasyonda bunu yapamam.
I don't like getting involved in discussions involving money.
İçinde para geçen bir tartışmanın içine dâhil olmak istemiyorum.
I'd never talk to anyone... about the stuft that I do with you involving drugs.
Sana sattığım uyuşturucuları kapsayan hiçbir şeyden asla kimseye bahsetmem.
A series of movements involving two partners with speed and rhythm much harmoniously with music.
Bir çiftin, müzik eşliğinde.. hızlı ve ritmik şekilde yaptıkları hareketler.
- An accident'involving a person'.
Şahsi bir kaza.
It is involving a GeneCo employee, a singer we all know.
Bir GeneCo çalışanı söz konusu, hepimizin tanıdığı bir şarkıcı.
The new commander-in-chief wasted no time deploying a coordinated assault involving army, navy and air force troops against the tiny, oil-producing nation of Zimbekistan.
Yeni başkomutan, küçücük petrol ülkesi Zimbekistan'a karşı, kara, deniz ve hava kuvvetlerini, görevlendirerek vakit kaybetmiyor.
Countess Orsini, Professor Olinsky told me that you worried about me because of the accident involving my family.
Kontes Orsini, Profesör Olinsky ailemin başına gelen olaydan dolayı benim için üzüldüğünüzü söyledi.
A Chinese puzzle is taking place in Houston, involving an exchange student from Peking, an American girl, the government of the People's Republic of China and the Department of State.
Houston'da bir Çin bilmecesi yaşanıyor. İşe, Pekin'den gelen bir değişim öğrencisi, Amerikalı bir kız Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti ve Dışişleri Bakanlığı karıştı.
In season four, she began a storyline involving her own genetic link to breast cancer, and that became kind of a big part of... of her life
Burası senin mi? Evet. Hoş.
Are you telling me there's more than one investigation involving my son?
Çünkü bu ve diğer soruşturma devam ediyor.