English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / Ip

Ip traducir turco

4,411 traducción paralela
It seems that they have a new lead in the disappearance of a man named Jed Eichen.
Jed Eichen isimli bir adamın kaybolmasıyla alakalı yeni ip uçları bulunmuş.
Pilot, send a rope down.
Pilot, aşağıya ip gönder.
Well, they were so paranoid that they would actually request to be buried with a string attached to a bell above ground, and then the whole family would hang around the grave for 24 hours in hopes of hearing the bell
O kadar paranoyaklarmış ki toprağın üstündeki bir zile bağlı ip ile gömülmek isterlermiş. Böylece tüm aile mezarın başında toplaşıp 24 saat boyunca zilin çalmasını ve sevdiklerinin geri dönmesini beklermiş.
Because we need more rope.
Çünkü biraz daha ip lazım.
I'll climb ahead and throw down the rope.
Ben yukarı tırmanıp sana ip sarkıtacağım.
I'm staring at about a hundred different IP addresses on O'ahu right now.
O'ahu'da şu an gözüme çarpan yaklaşık yüz kadar farklı IP adresi var.
Check out the IP addresses we got.
Bulduklarımızın IP adreslerini bir kontrol et.
we're running an algorithm to comb through the transactions looking for a pattern which will lead us to the perp's ip address.
Alışverişleri tarayarak bizi suçlunun IP adresine götürecek bir bağ arayan bir algoritma kullanıyoruz. Anladım.
well, you could think of the algorithm as a boot and the ip address as some poor slob's skull.
Algoritmayı bir bot, IP adresini de zavallı bir serserinin kafatası olarak düşünebilirsiniz.
all right, so if we ignore all these fraudulent purchases and go back far enough... here. someone posted the stolen card numbers online from this ip address.
Güzel bir şey. Pekâlâ, tüm hileli satın almaları göz ardı edip yeterince geçmişe gidersek... Birileri çalıntı kart numaralarını bu IP adresinden internette yayınlamış.
And it looks like he logged into this account an hour before he was shot, using someone else's IP address.
Ve görüldüğü kadarıyla, bu oyuna, vurulmadan bir saat önce başka birinin ip adresini kullanarak giriş yapmış.
Someone get me a rope.
Biri bana bir ip getirsin.
I give you both a lot of rope, and I would hate to see you hang yourselves.
Ben size bir sürü ip verdim ama siz kendinizi astınız.
Oh, wait, let me guess- - you're making holiday lanyards out of paracord and then hanging the cards on those?
- Ha, dur tahmin edeyim : Paracord'tan bir ip yapıp kartları da ona mı asıyorsun?
It's called "spoofing."
Buna "spoofing" yani, karşıdaki bilgisayara farklı IP adresi göstererek sahtekârlık denir.
It's got the second biggest ball of twine in the world.
Dünyanın ikinci büyük ip yumağı buradadır.
It has the second biggest ball of twine in the world.
Dünyanın 2. büyük ip yumağı oradadır.
We were able to trace the poster's IP.
Takip etmek poster IP.
Somebody who knows his way around a computer put up a false IP at this address.
İşini bilen biri bir bilgisayar etrafında yanlış bir IP koy bu adreste.
Throw him the rope, and I throw you in there, too.
Ona ip atarsan seni de aşağı atarım.
You say that, Ems, but, uh, the more strings you pull, the easier it is to get strangled.
Bunu söylüyorsun, Ems, fakat, uh, ne kadar çok ip çekersen, o kadar kolay boğulacak duruma geliyorsun.
The security camera in the garage was adjusted, so we don't have to worry about exposure, but the I.P. address is a dead end.
Otoparktaki güvenlik kameraları önceden ayarlanmış kimlik konusunda endişelenmemize gerek kalmadı ama ip adresinden sonuç alamadık.
Did you check all the tips?
Tüm ip uçlarını inceledin mi?
I borrowed Charlotte's laptop, got her I.P. address, wi-fi code, mummy's credit card details.
Charlotte'un dizüstü bilgisayarını aldım, IP adresini ele geçirdim, wi-fi kodunu, annesinin kredit kart detaylarını.
This is the best lead we've had in a long time.
Uzun zamandır elimize geçen en iyi ip ucu.
These look like ligature marks.
Bu ip izleri benziyor.
YOU JUST DETACH THE ROPEY CHAIN-LOOKING THING, PULL THE POINTY PART BACK. THEN- -
Sadece ip gibi görünen zinciri çözüp sivri kısmı geri çekmelisin.
Just get us a rope or a stick or something.
Bir ip, bir dal falan bir şeyler bulun.
Pills?
Hap? Bir parça ip?
- We don't have proof of the murder.
Elimizde hiç ip ucu yok.
And you have no clue about it.
Ve bu konuda hiç bir ip ucu yok.
Look... we received a message with an IP address on it. When we checked it out, we saw the scene in the garage.
Bak, bize gelen mesajdaki ip adresini bulduk... ve kontrol ettiridik hiçbir şey bulamadık.
Just like a switch for you, isn't it? You flip it off.
- Düğme gibi, değil mi?
Then you turn to the next one, you flip that one on, and when you get tired of that you just flip another,
Nah çekip sıradakine geçiyorsunuz, ondan da sıkılınca bir daha nah.
Like a pilot in a cockpit, flip, flip, flip, flip,
Peşin veren gibi. Nah, nah, nah, nah.
Otherwise, we gonna take your boy and string him up by his pretty little neck with the roughest, coarsest piece of rope we got in our rope inventory.
Yoksa oğlunu ip zulamızın içindeki en kötü en acı verdirici iple o güzelim boynundan asarız.
Now whoever developed this database also added a map to the IP where the server that holds the master key is located.
Bu veritabannı kim yaptıysa aynı zamanda IP adreslerinin tutulduğu ana erişim anahtarını da içeren bir harita koymuş.
So if you match this address to that server you're gonna find out who's controlling everything.
O yüzden eğer IP adreslerini karşılaştırırsan, tüm bunları kim kontrol ediyor bulabilirsin.
We got fake documents, second-hand street clothes, a rope ladder made of sticks and bunk-linens, but we need digging tools, which are proving hard to come by in this flop-house.
Sahte belgelerimiz, ikinci el gündelik giysilerimiz sopalardan ve çarşaflardan yapılmış bir ip merdivenimiz var ama kazmak için aletimiz yok ve bu berduş yerde temin edebilmek çok zor.
Well, that's your lead, motherfucker! That's what you start with.
Bu senin ip ucun orospu çocuğu, bununla başlayacaksın,
And we've ignored all the other clues.
Bizde tüm diğer ip uçlarını görmezden geliyorsak
In addition a rope.
Buna ek olarak, bir ip.
If I had some rope...
Birazcık ip olsaydı...
Tie.
İp.
With ten including bondage and light-to-medium spanking.
İp fantazisi ve hafif / orta şaplaklama 10'a dahil.
No ligature marks.
İp izi yok.
Rope.
İp.
What's the clue?
İp ucumuz nedir?
Can you give me a head start on...
İp ucu verirmisin?
The rope is made of hemp.
İp kenevirden yapıldı.
Get the life ring.
Çabuk biraz ip getir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]