Iphone traducir turco

I'm gonna get an iPhone Everybody's gonna be jealous

Kendime cep bilgisayarı alınca herkes kıskanacak.

Take away his iPhone. Take away his cars,. his ridiculous jewelry, and all the other crap.

iPhone'nunu, arabasını, saçma sapan takılarını ve diğer ıvır zıvırlarını alıp bir sezon boyunca hayatını çekilmez bir hale getirebiliriz.

First prize : iPhone.

Birincilik ödülü, I-phone.

I don't even get a free iPhone.

Benim bile İphone'um yok.

Iphone Browser History

Iphone Tarama Geçmişi...

Attention, shoppers, iPhones now 20 cents.

Müşterilerimizin dikkatine ; Iphone`un fiyatı şu an 20 Cent.

It's an iPhone.

O bir iPhone.

- iPhone.

- IPhone.

You better not have gotten me the same iPhone I got you.

Bana, sana aldığım aynı İPhone'dan almasan iyi edersin.

I got you the psych iPhone skin.

Sana, ruh İPhone kılıfı aldım.

But silly me, you don't have an iPhone.

Ne kadar salağım, senin İPhone'un yoktu.

It's like teaching Lincoln how to use an iPhone.

Lincoln'a iPhone kullanmayı öğretmek gibi bir şey bu.

Last time you were here, i put my iphone on that coffee table.

Ben hiçbir şey çalmadım. Son geldiğinde iPhone'umu sehpaya bırakmıştım.

Oh, so there's just an iphone in your couch cushions.

Sanmıyorum.

I don't know. Don't ask me. You found it.

Koltuğun yastıklarının arasında bir iPhone var.

Listen to me, you need a Sidekick or an iPhone or get you a rotary phone if you have to.

Beni iyi dinle, bir yardımcı veya bir iPhone, veya bir çevirmeli telefon almak zorundasın.

tapped into hurst's secretary's iphone And recovered his schedule.

Hurst'ün sekreterinin telefonuna girip, takvimini aldım.

No, I don't want an iPhone.

Hayır iphone istemiyorum.

- Do you have an iPhone charger?

- IPhone şarjın var mı? - Hayır.

- You don't have an iPhone?

- IPhone'nun yok mu?

I'll probably do it on my iPhone.

Herhalde iPhone'umda yaparım.

Doc, you should get an iPhone.

iPhone almalısın, Doktor.

The Yelp application on my iPhone here told me that there should be a Starbucks, right where we're standing.

İPhone'umdaki Yelp uygulaması buralarda bir Starbucks olması gerektiğini söyledi. Tam burada durduğumuz yerde.

Oh, whoa, whoa. The guy who's playing bejeweled on his iPhone all class has a study group?

Ders boyunca iPhone'unda "Bejeweled" oynayan adamın çalışma grubu mu var?

We... found all the gay porn on your iphone, mr.

iPhone'unuzdaki tüm eşcinsel pornolarınızı bulduk, Bay Connors.

They probably got an app for that. LIAM : Hey!

Bunun için iPhone alman gerekebilir.

An iphone application that leads you via your g.p.s. To the nearest acceptable toilet wherever you are in the world.

Dünyanın neresinde olursan ol sana en yakın tuvaleti gösteren iphone gps uygulaması.

An iphone application that leads you via your gps to the nearest acceptable toilet wherever you are in the world.

Dünyanın neresinde olursan ol sana en yakın tuvaleti gösteren iphone gps uygulaması.

According to the inexplicably irritable nurse behind the desk, you'll be seen after the man who claims to be having a heart attack, but appears to be well enough to play doodle jump on his iphone.

Masanın arkasındaki sebepsiz yere hırçınlaşan hemşireye göre sana, kalp krizi geçirdiğini iddia eden adamdan sonra bakacaklar. Ama iPhone'undan Doodle Jump dinleyebilecek kadar sağlıklı görünüyor.

- An iphone?

- An İphone?

Nastya, I downloaded some music to my iPhone.

Nastya, iPhone'uma birkaç tane şarkı indirmiştim.

You have an iPhone?

iPhone'un mu var?

The iPhone is obsolete anyway.

iPhone'un devri kapandı zaten.

Texting on an iPhone isn't easy, and the battery is weak.

iPhone'da mesaj yazmak zor, şarjı da çabuk bitiyor.

WOMAN ON iPHONE : Who is in the tower now?

Şu anda kulede kimler var?

My iPhone.

- Ne oldu?

I almost finished the game.

iPhone'um. Hiçbir halta yaramıyor.

Got my iPhone, so I can check the websites for emergencies when I'm driving around.

Gezinirken siteme girip acil durumlara bakabilmek için iPhone'um yanımda.

Could you help me check and make sure... that my iPhone has the proper international code?

iPhone'umun uygun uluslararası şifreye sahip olup olmadığını kontrol etmeme yardım eder misiniz?

But he can take down a 747 using only his iPhone.

Ama sadece IPhone'unu kullanarak bir Boeing 747'i düşürebilir.

Maybe I won an iPhone.

Belki bir iPhone kazanmışımdır.

- Where's my iPhone'?

- İphone'um nerede benim?

If it isn't a citizen with a camcorder, it's a security camera down the street or a banger with an iPhone.

Eğer kamerası olan bir vatandaş olmazsa güvenlik kamerası ya da iPhone'u olan bir çete üyesi olur.

- I copied her iTunes and iPhone play lists.

Hem de yemek çubuklarıyla üstelik pirinç olmadan.

- She listens to classical music.

iTunes ve iPhone müzik listesini kopyaladım. Klasik müzik dinliyor.

Much better than the video of you on my iPhone.

iPhone'umdaki videodan çok daha iyi olacak.

You took video of me on your iPhone?

iPhone'unda benim videom mu var?

- Do I get an iPhone?

Bana İphone'u mu vereceksin?

An iphone?

- iPhone?

- Iphone.

- iPhone

I know what an iPhone is.

iphone'un ne olduğunu biliyorum.