Iré traducir turco
78 traducción paralela
Cariño, Frank was and estará waiting for us again. Then sería nice if you dress. - Iré there.
Frank yardım etmek istiyor ve bunu takmalısın
Ok. - Okay iré.
Tamam sakin ol
Jugaré Iré to college football. - If I earn a lot of money pagarán.
Üniversiteye gidip, futbol oynuycam, çok param olacak
Nurse, sterilization!
Hemºire, sterilizasyon!
- Same nurse, sterilization.
- Ayni hemºire, sterilizasyon.
Irene!
Irene! Ire- - Irene!
If we deliver the culprit to you, will your ire be appeased?
- Eyer biz size, suçluyu teslim edersek öfkeniz yatışacakmı?
No anger, no ire, no bleating!
öfkelenmeyin, söylenmeyin, mırıldanmayın!
The dragon's ire more fierce than fire
Ejderin öfkesi ; ateşten bile daha kızgındı.
He has all the defects and ire of the servant who is envious of his squire.
Kendi toprağını isteyen hizmetkarın bütün kusurlarına ve öfkesine sahip.
I feel... as if I am... on fi-i-ire!
Kendimi... sanki... tutuşmuş gibi hissediyorum!
Really stirred my ire just watching that baitbucket.
O çok eleştiren kişiyi izlemek içimde öfke hissi uyandırdı.
We'll keep the ire burning.
Ateşi yanık tutaIım.
And provoked the humans'ire.
Ve bu, insanların öfkesini kışkırttı.
It seemed like a case of "out of the frying pan and into the ire", but the Touganda tribesmen meant the boy no harm.
"Yağmurdan kaçarken, doluya yakalanma" olayı gibi gözükse de, Touganda kabilesi çocuğa bir zarar vermedi.
And that night, in an ancient ceremony of ire and drums, the tribal shaman presented the boy with a ring of great significance.
Ve o gece, tamtamların ve ateşin eşliğinde yapıIan eski bir törenle, kabilenin şamanı, oğlana çok büyük anlam taşıyan bir yüzük hediye etti.
Nursing station.
Hem ire böIümünde.
Considered controversial by many, his passion for native wildlife has fueled his ire against the cat.
Birçok insana çelişkili gelse de, Wamsley'nin vahşi yaşama olan tutkusu... kediye büyük bir öfke duymasına yol açmış.
You're beginning to arouse my ire.
Beni kızdırmaya başlıyorsun.
The shareholders might be up in arms... but if Ridder knew what Patrick Kent was really up to... that could cause some ire.
Hissedarlar fena halde kızgın olabilirler ama eğer Ridder, Patrick Kent'in ne yaptığını biliyorsa bu büyük bir hiddete sebep olabilir. - Neden?
Come on, get my ire up.
Hadi, sinirlendir beni.
You suppose the owners fear you might visit your ire on their titles?
Mal sahipleri kızgınlığınızı tapularından çıkaracağınızdan mı korkuyor sizce?
Yowai jibun ni makesou naraba Sonna jibun torikago ni ire
Eğer kendi zayıf benliğini kaybetmek üzereysen işte o zaman bu zayıf tarafını hayali bir kuşa dönüştür
♫ Even you ire so nice, ♫ if you don't have any money
# Çok hoş olsan bile, # eğer paran yoksa
At first I tried to be pleasant to them, to avoid arousing their ire.
İlk başlarda, onların öfkesinden kaçınmak için onlara iyi gözükmeye çalışıyordum.
The wrath and ire that she creates return to her a crueler fate.
Onun yarattığı gazap ve öfke dönsün ona zalim kader
I played "quilt" across. The "T" made "ire" into "tire" on a double word score. 36 points.
"Örtü" yazdım, çaprazdan "teke" yi de "teker" yapınca, çarpı ikiyle, tam 36 puan yaptım.
Is that the one-phay ire-way?
Nelefon neli o mu?
What have I done to earn your ire, my dear?
Bana bu kadar öfke duyman için ne yaptım, tatlım?
It depends on what she's done to raise your ire.
- Amanın. Seni öfkelendirmek için ne yaptığına bağlı.
EDUCATION MINISTER'S DECISION PROVOKES FACULTY IRE
Eğitim Bakanının Kararı öğretim üyelerini tahrik etti.
I don't want to invoke the ire of thy father.
- Babanın tepesini attırmak istemedim. Ama dürüst olmalıyım.
# Ohh-oh-ohh # # And I've got somethin that will sho nuff set your stuff # # On fi-I-ire #
* Bir şey var bende, seni ateşlendirecek kesinlikle *
But what he didn't know... Was that instead of getting a boo st, our vic engine... Was rigged with our mystery w ire to short-circuit.
Ama bilmediği şey anlık ateşleme dışında HEM, gizemli kablomuzla kısa devre edilmiş.
Take Chabannes under your protection until the King's ire passes.
Kral'ın hiddeti geçene dek Chabannes'ı koruman altına al.
A gentleman takes his ire and turns it into insight.
Bir beyefendi öfkesine hakim olur ve onu içine atar.
How much longer should these potatoes stay in the ire?
Bu patatesler ateşte ne kadar daha dursun?
- Despãrþire the sample.
- Boşanma evresindeler de.
Mr. Shyam Tolani, can you see the public's ire?
Bay Shyam Tolani, halkın öfkesini görebiliyor musunuz?
What did you do to raise their ire?
Onları öfkelendirecek ne yaptın?
"Boats for H ire"
Tekne Kiralanır
By raising everyone's ire?
Herkesi sinirlendirerek mi?
When you struck down Pym... you earned my ire, mortal!
Pym'i vurduğunda benim öfkemi kazandın, ölümlü!
To undermine the power of governments, without arousing the ire of the people.
İnsanların öfkelerini uyandırmadan devletlerin gücünü sarsmak.
We see here the ire of the people.
Burada bulunan öfkeli kalabalığı görebilirsiniz.
That Review Would have Been one of the Things Which Would have - once we'd got over Our Initial IRE - We Would have Taken on Board and realised That there was More than a germ of Truth in IT.
O yazıdaki yorum bazı şeyleri başlatarak ilk kızgınlığımızı atlattıktan sonra idareye geçip aslında içinde azımsanmayacak doğruluk payı olan şeyler var olduğunu fark edebilirdik.
We appear to have irked somebody's ire.
Birilerinin yangınına körükle gittik sanırım.
Or risk the ire of the Goddess.
Ya da Tanrıça'nın hiddetini göze al.
You know, like British or Ire-lish?
Britanya İngilizcesi ya da İrlanda gibi?
And your act of vengeance raised my ire.
Senin de intikamcı davranışın benim öfkemi arttırdı.
Not entirely certain that I can, either, but now that your coven has drawn his ire,
Aslında tam olarak benim de edebildiğim söylenemez. Cadılar meclisinizin Klaus'un iyice sinirlerini bozduğuna göre size bir sorum var.