Is he gonna make it traducir turco
114 traducción paralela
Is he gonna make it?
Kurtulacak mı?
- Is he gonna make it? - Yeah, I think so.
Galiba kurtulacak.
- Is he gonna make it?
- Hayatta kalacak mı?
Is he gonna make it?
Becerebilecek mi?
Is he gonna make it?
Yaşayacak mı?
- Is he gonna make it?
- O adam yaşayacak mı?
Is he gonna make it?
Başaracak mı?
- But is he gonna make it? He's in shock.
- Üstesinden gelecek ama değil mi?
Is he gonna make it?
Başarabilecek mi?
Tsunaron, is he gonna make it?
Tsunaron, başabilecek mi?
- Is he gonna make it?
- Yaşayacak mı?
- Is he gonna make it?
- İyileşecek mi?
is he gonna make it?
Acaba başarabilecek mi?
So, what do you think? is he gonna make it?
Evet, ne düşünüyorsun, sence başaracak mı?
- Is he gonna make it?
Başaracak mı?
Is he gonna make it harder to do what we have to do?
İşimizi yapmamızı zorlaştıracak mı?
- Is he gonna make it, dad?
- İyileşecek mi, baba?
- Is he gonna make it?
- Paçayı yırtacak mı peki?
Is he gonna make it?
Yetişecek mi?
- Is he gonna make it?
- Başarabilecek mi?
- Is he gonna make it?
- Kurtulacak mı?
Is he gonna make it? I don't know.
Bunu yapacak mı?
Is he gonna make it?
Iyileşecek mi peki?
- Thank you. - Is he gonna make it?
- Teşekkürler.
Is he gonna make it?
Bunu atlatabilecek mi?
Is he gonna make it? Doesn't look like any vitals were hit. He'll live.
- Hayati organlarında sorun yok gibi, yani yaşar.
Is he gonna make it?
İyileşecek mi?
Well, is he gonna make it until tomorrow?
Yarına çıkar mı?
Looks like the only way he's gonna make it is to fall down.
Bunu sadece aşağı düşerek yapacak gibi görünüyor.
Is he gonna make it?
- Başaracaksın.
- He is gonna make it, isn't he?
- Kurtulacak değil mi?
It's gonna make me crazy just like he is.
Bu beni onun gibi delirtecek.
I don't know what it is that make drunk people want to talk. But you can bet if somebody drunk, he gonna talk.
Ama biri sarhoşsa, konuşacağına bahse girebilirsin.
He's not gonna make it, is he?
Kurtulamayacak, değil mi?
Mike's not gonna make it, is he?
Mike gelemeyecek, değil mi?
It's gonna be kind of a touchy subject at home because, I mean, the truth is he'd make the perfect shrink, and he knows it.
Evde hassas bir konuşma olacak, çünkü gerçek şu ki, psikiyatristi çok iyi oynar ve o da bunu biliyor.
Irving is rounding second and is barreling towards third, but I don't think he's gonna make it, folks.
İkinci kaleyi de az farkla geçti ve şimdi üçüncü kaleye koşuyor. Ama yetişebileceğini sanmıyorum.
I've gotta go, good luck and stay sharp he's gonna make it we all are this isn't a dream anymore four more days well that's good news the bad news is now y'all gotta to spend the night downstairs
Gitme vakti. İyi şanslar ve dikkatli olun. Başaracak.
The only thing we know for sure is it's gonna screw up the MRI results, which is gonna make House think he's right.
Emin olduğum tek bir şey var, bu MRI sonuçlarını berbat edecek ki, bu durumda House haklı olduğunu düşünecek.
This place is his dream, and if he can't make it work, then it's just gonna kill him,
Burası onun hayali..... Burayı çalıştıramazsa bu onu öldürür.
is he gonna make it?
- Kurtulacak mı?
The party is gonna rock and he's gonna make up for it. He told me he was gonna kiss my dad's ass.
Parti güzel olacak ve yarın da babamın kıçını yalayacak
He is not gonna make it.
Kurtulamayacak.
And our man Alonso here is gonna make it a sure thing because he will take the fall.
Ve adamım Alonso kazanan olcak O kesinlikle kazanacak ve burda kalacak.
What Mike's gonna do is he's gonna make it clear that the only way he can help is if Charles shows him exactly where he keeps the money.
Mike ; Charles`a yardım edebilmesinin tek yolunun paranın tam olarak nerede olduğunu bilmesi sayesinde mümkün olduğunu açıkça ifade edecek.
He told me to come in here and make sure this thing is good, and I'm trying to do that, but I'm not gonna do it with the history of California.
- Ne dedi? Buraya gelip oyunun iyi bir şey olduğundan emin olmamı istedi benim de yapmaya çalıştığım bu ama bunu California tarihiyle yapamam.
Dunn knew he wasn't gonna make it, so he told Northcutt where he stashed the million, and that is what the key is for.
Dunn, dışarı çıkamayacağını biliyordu. Bu yüzden Northcutt'a parayı nereye sakladığını söyledi. Anahtar da bunun için.
I'm gonna pay him a visit and make it crystal clear that he is messing with the wrong guy.
Ona gideceğim ve yanlış adama bulaştığını açıkça belirteceğim.
His political platform that he is standing on is that he is gonna make it legal to drive 90 miles an hour for 24 hours if you pay 25 bucks.
Üstünde durduğu politik platfomu şu : eğer 25 dolar öderseniz 24 saatliğine saatte 90 mil ( 145km ) ile sürmeyi yasal hale getirmek.
Beltran is guilty. And he's not gonna make any money from this. I will make it my life's work to keep him from making money from this.
Beltran suçlu ve bu işten para kaldıramayacak çünkü bu işten para kaldıramaması için varımı yoğumu ortaya koyacağım.
Is he gonna make a run for it?
- Kaçmayı dener mi?