English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / Is that all of it

Is that all of it traducir turco

2,039 traducción paralela
Is that all of it?
Hepsi bu değil mi?
Freddie is all about the motion and it was all about the motion of the hands and feet that contributed to a dance.
Freddie'nin ilgilendiği şey hareketti ellerin hareketi ve ayağın dansa kattıkları.
All you devotees of basic cable nature shows know with certainty that the cheetah is the fastest animal on earth and you are wrong ; it is a bird.
Tüm doğa tutkunlarını temel hatlarıyla gösteriyor. Kesinlikle şunuda biliyorum ; Çıta yeryüzünde en hızlı hayvandır.
Now much of it, like all this stuff, is not in our central database but that is where you come in.
Şimdi yapılacak çok iş var fakat, veri tabanında olmamamız gerek.
And when justice is threatened, it is all of society that suffers.
Adalet tehdit altına girdiği zaman da acı çekecek olan halktır.
No. Th-this is just an incredible opportunity for you guys, and that's why I brought it to you, so you could all have everything you want out of your lives.
Bu sizin için ele geçmez bir fırsat çocuklar, bu yüzden sizinle bunu konuşuyorum, böylece, hayatta istediğiniz herşeye sahip olabileceksiniz.
All right, um... before we go any further with this... what is it that you want to see... me walking outta here with my tail between my legs after handing you the key to a fortune... all right, you can walk out of here anyway you want.
Pekala... Bu konuya iyice girmeden önce... Asıl görmek istediğiniz nedir...
How is it possible that all three of these rectangles have the same area?
Bu üç dikdörtgenin de aynı alana sahip olması nasıl mümkün olabilir?
It may not be pretty, it may not be like out of a John Wayne movie but that's not what war is all about.
Güzel olmayabilir. John Wayne filmi gibi olmayabilir. Ancak savaş zaten böyle bir şeydir.
All right, um... Assuming that it's true, and I file a motion to compel production of the taps, whatever is on those taps will come out.
- Tamam doğru olduğunu varsayalım bulguların verilmesi için zorlama talebinde bulunurum.
The way that we see it, Greektown is big enough for all of us.
Bize göre, Yunan Mahallesi hepimize yetecek kadar büyük.
I mean, the thing is that Thierry had all this amazing footage of all this stuff that, you know, in this tiny world of street art, was kind of important, and it was never gonna happen again.
Thierry'nin elinde olağanüstü görüntüler vardı. Sokak sanatının bu küçük dünyasının önemini gösteriyordu. Çok önemliydi ve bir daha yaşanmayabilirdi.
It's this hot interior that is ultimately the source of all the metals that have so radically changed our history.
Derinlerdeki bu sıcak tarihimizi kökten değiştiren tüm metallerin ana kaynağıdır.
Nah, first of all, it happened at night around 2 : 00 am And second, all the M.E. knows Is that he fell from one of the higher floors.
Öncelikle, olay gece 2 : 00 sıralarında olmuş ve ikincisi, doktorların tüm bildiği onun yüksek katlardan birinden düştüğü.
forming clouds and rain. it's bone dry. and it forms some of the driest and dustiest places on Earth - the Taklamakan and the Gobi deserts. and the prevailing winds act like a huge conveyor belt that blows it all the way to central China. farming could develop here on an enormous scale. and surplus food is the first and most important prerequisite
Himalayalar öyle yüksektir ki, hava yükselmek zorunda kalıp, bulut ve yağmur oluşturur. Ancak rüzgar Himalayaların yüksek ucuna eriştiğinde kupkurudur. Buna yağmur gölgesi denir ve Taklamakan, Gobi çölleri gibi dünyanın en kuru en tozlu bögelerini oluşturur.
Look, this is why I love you. Because you believe in all of this stuff so much so that you're making a degree out of it.
Seni bu yüzden seviyorum çünkü bütün bu saçmalıklara inanıyorsun o kadar inanıyorsun ki, diploma bile aldın.
Sure it is. Listen, all I hope is that this woman has the good sense to keep you at arm's length and treat this case with the same kind of objectiv- -
Dinle, tek ümidim sağduyulu davranıp, aranıza mesafe koyması ve bu olayı da herhangi diğer meseleler gibi...
All that's left of his evidence is one tape, and it's awfully sketchy.
Kanıtından geriye sadece bir kayıt kaldı ve o da şu anda oldukça hasarlı.
Yeah, I was just saying that all of your- - your boss's money is tied up in this property, and the property isn't worth half of what it once was.
Evet, ben sadece diyordum ki patronunuzun tüm- - parası bu araziye yatırıldı ve arazi önceden ettiğinin yarısı bile etmiyor.
That is all of it.
Bütün hepsi bu!
A bitter divorce, a bizarre kidnapping, a famous last name, it is all part of a case that has police chasing leads from Boston to New York.
Acı bir boşanma, tuhaf bir kaçırma olayı, ünlü bir soyisim bunların hepsi polisin Boston'dan New York'a kovaladığı davanın bir parçası.
You know, the scale of this is truly enormous, and all the way around it's surrounded by villages, and many of them are half flooded with the mud... like that there.
Bunun sonuçları gerçekten çok büyük etrafı tamamen köylerle dolu... ve bir çoğu yarıya kadar çamur altında kalmış... şuradaki gibi.
but that era is over. one glance is all it takes to tell which is more useful to the development and progress of Magnolia.
Önceden Fiore'nin en güçlü loncası olabilirsiniz ama artık o devir sona erdi. Yıkık dökük meyhane ve Twilight Ogre arasından yeni çağın büyü loncası, Magnolia'nın gelişmesi ve güçlenmesi için daha yararlı bir lonca olacak.
Science is different to all the other systems of thought, the belief systems that have been practised in this city for millennia, because you don't need faith in it.
Bilim bin yıldır bu şehirde uygulanan düşünce ve dini sistemlerin hepsinden farklılık arz etmektedir. Çünkü bilimde inanç olayı yoktur.
This is the Iguazu River which flows into the Parana, one of the great rivers of the world, and it's these river systems that drain all the rainfall from the southern Amazonian basin eventually into the Atlantic.
Burası Parana'ya akan Iguazu Nehri. Dünyadaki büyük nehirlerden biri. Bu nehir sistemi Güney Amazon havzasından aldığı yağmur sularını Atlas Okyanusuna döker.
It is quite incredibly beautiful, and I thought before I'd seen it that I would think it was all the more wonderful because I knew that I was seeing a visual manifestation of the earth's magnetic field protecting us from the solar wind,
Harika bir güzellik. Bu kadar güzel olmasının sebebini daha önceden düşündüğümde, Dünya'nın manyetik alanının bizi güneş rüzgarlarından korumasının görsel bir tezahürü olduğunu sanmıştım.
They inhabit a region around 50 astronomical units so that is the size of the solar system in terms of... well, all the planets and all the Kuiper belt objects out to Pluto, but it doesn't stop there.
Bu gezegenimsiler de 50 astronomik birim uzaklıkta. Yani bu alan bütün gezegenleri ve Pluto dışındaki Kuiper Kuşağı gezegenimsileri kapsayan Güneş Sisteminin genişliği oluyor. Ama hikaye burada bitmiyor.
Okay, first of all, that is not what it is.
Birincisi, olayım o değil benim.
Do you know how offensive it is That you put all of us in the same mixing pot?
Hepimizi aynı kefeye koyarak nasıl bir hakaret ettiğinin farkında mısın?
It was actually an extension of this really popular vlog she started, this online video diary she kept on her struggle to get work as an actor and how all the girls that she started out with have basically given up their own aspirations for men, which left Judy the Last Woman Standing.
Aslında o, onun başlattığı oldukça popüler video bloğunun bir eklentisi, oyuncu olarak iş bulmak ve erkekler için kendi isteklerinden vazgeçmeye başlayan kızlara yardım için bu internet video günlüğünü kullanıyordu ki Judy'de Son Kalan Kadın'dan ayrıldı.
But it is now in my best interest - - in all of our best interest - - that the Mayor appoint you as our next boss.
Ama şimdi benim yararıma olan.. hepimizin yararınadır... Ki bu da, belediye başkanınca sonraki patronumuz olarak atanmandır.
That gas is methane and we've been collecting it all night underneath this upturned boat so that I can take a sample of it in this bag.
Bu gaz'Metan'dır ve bütün gece bu ters çevirdiğimiz kayığın altında biriktirdik. Artık çantaya bir numune alabilirim.
But it is only now, with the advent of ultra-high-speed filming that we can really begin to understand some of the secrets of the natural world, which has, after all, been working on the same problem for over 350 million years.
Fakat şimdi yüksek hızda kayıt teknolojisinin ilerlemesiyle zaten aynı bu sorunla 350 milyon yıldır uğraşan doğanın bazı sırlarını gerçekten çözmeye başlayabiliriz.
Instead of thinking all morning about what heaven's gonna look like, what it's not gonna look like, who's where, if there even is a heaven, why don't we just concentrate on this beautiful, carefree day that's in front of us?
Sabahımızı Cehennem nasıl bir yer acaba neye benziyor, kimler oraya gidiyor Cennet var mı gibi şeyler düşünmek yerine bu güzel, tasasız günümüzün tadını çıkarsak olmaz mı?
Okay, first of all, that cafeteria is unsanitary, so Troy and Fitz dared me and Darrin to sneak off school grounds for lunch, and Darrin's like, "it's on!" and I was like, "it's so on,"
Tamam, ilk önce o kafeterya sağlığa zararlı. Troy'la Fitz, benle Darrin'e öğle yemeği için okulu ekemezsiniz dediler. Darrin ise "Ekerim!" dedi, ben de "Üstüne bile geçerim" dedim.
First of all, there's no way that that's true, and if it is true, it's because girls mature faster than boys.
İlk başta bunun kesin doğru olduğunu bilemezsin ve eğer doğruysa da sebebi : kızlar erkeklerden daha çabuk olgunlaşır.
Donny's account shows that he deposited Vyro's check about a month ago, adding it to his existing balance of $ 125,000, all of which, wait for it, is now gone. - Gone?
Donny'nin hesaplarını iceledim, Vyro'dan aldığı... çeki de yatırınca, bir ay önce hesabındaki... para 150.000'i bulmuş, ve bu paranın tamamı - bekleyin - artık yok.
And you wanted to be king again. All that's left for you to do is to clear the air of all these murders and be done with it all.
Yapacağın tek şey tüm cinayetleri aydınlatıp işini bitirmek.
Anyways, so Bruce is destined to go blue collar his whole life, but instead, he goes and buys an old Strat from a pawn shop and just starts wailing on it, starts putting all the pain and the promises and the dreams into that music, and the next thing he knows, he's on the cover of Time and Newsweek in the same week.
Neyse, Bruce bütün hayatı boyunca orta direk olmaya mahkummuş ama kabul etmek yerine gitmiş ve tefeciden eski bir Strat satın almış ve inlemeye başlamış kederi, vaatleri ve hayalleri müziğine katmış ve bir bakmış ki aynı hafta içinde Newsweek ve Times'a kapak olmuş.
Look, all I know is that I had a very vivid Britney Spears fantasy at the dentist, and since then, it's made me feel free to get out of my own way.
Bakın, tek bildiğim, dişçide çok canlı bir Britney Spears fantezisi yaşadım ve o günden beri eski halimden daha özgür hissetmeme sebep oluyor.
Stare into it, William, and you will see the light of all that is good go out of the world.
O lekeye bak William, dünyadaki iyi olan her şeyin ışıkların birden söndüğünü göreceksin.
Given all that the Luthors have done is it any surprise I didn't feel like sharing with the rest of the class?
Tüm Luthor'ların yaptıklarından sonra bunu diğer insanlarla paylaşmamam şaşılacak bir şey mi?
All of a sudden everyone's telling me that I have a darkness within me, but I don't understand what it is or how I'm supposed to change it.
Birden herkes bana içimde bir karanlığın olduğunu söylemeye başladı. Ne olduğunu veya bunu nasıl değiştireceğimi bilmiyorum.
It must have driven you insane, knowing Abigail ditched you for that sort of business. You've got it all wrong.
Abigail'ın seni böyle bir iş yapmak için başından savmış olması seni delirtmiş olmalı.
Tami, the thing is, is that we are already, all of us, giving so much, and we basically get paid nothing to do it.
Tami, sorun şu ki, biz zaten hepimiz, karşılığında doğru dürüst maaş almadan bir şeyler vermeye çalışıyoruz.
Is it weird that Robin hangs out with one of her exes all the time?
Robin'in sürekli eski sevgilisiyle takılması garip değil mi sence?
Is it because of the conflict that arises from your desperate need to pair-bond with a woman, and the apparent collective decision of all womankind to deny you that opportunity?
Bunun sebebi çaresizce bir kadınla cinsel ilişkiye girmeye olan arzundaki artış ve büyük çoğunluktaki kadınların sana bu fırsatı tanımaması mı oluyor?
Look, I'd love to tell you that this new information solves everything, but all it really does is place you and Cannon at the school on the night of the alleged assault.
Bak, sana söylemek istediğim bu yeni bilgileri her şeyi çözer, ama gerçekten Cannon ve sen okuldamıydınız iddaa ettiğin tecavüz gecesinde.
I was just about to tell Pete that out of all the meetings I've had on this, it is so refreshing to have someone with ideas for a change.
Ben de tam Pete'e, bugüne kadar yaptığım o kadar görüşmeden sonra sonunda fikir sahibi biriyle konuşmanın ne kadar iyi olduğundan bahsediyordum.
When the Hermes expedition was lost, all of us in the scientific community thought that was it.
Hermes seferi başarısız olduğunda bilim camiasındaki bizler "bu iş buraya kadar" dedik.
In the end, all you can really do with that kind of pain is decide what you're going to do to make it right.
"İşin sonunda, elinizdeki bu ızdırabı nereye yönelteceğinize karar vermeniz gerekir."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]