It's always been you traducir turco
396 traducción paralela
Maybe because you're me. And I'm you. It's always been that way.
Belki de sen ben olduğun ve ben de sen olduğum içindir.
It's always been you and I, and always will be.
Biz her zaman birbirimize ait olduk. Bundan sonra da olacağız.
It's always been my experience that when you know the other fellow's point of view, you usually get together.
Her zaman tecrübemle sabittir ki, eğer diğer tarafın bakış açısını da anlayabiliyorsan uzlaşabilirsin.
Besides, I wouldn't have brought it up right now, but just the same... for the past several weeks you've been going out in the afternoons... and you've always managed to avoid telling me where you were.
Ayrıca, bu konuyu şimdi açmak istemezdim ama aynı şekilde son bir kaç haftadır öğlenleri dışarı çıkıyorsun ve her seferinde nerede olduğunu söylememeyi başarmış bulunmaktasın.
It's always been for you and nobody but you.
Her zaman ve sadece senin için oldu.
It's just that everything has always been so perfect for you.
Demek istediğim her şey sizin için hep mükemmel oldu.
There must have been something deep inside you from the very start that let you do this thing, but there's always been something deep inside me that would never let me do it, - and would never let me be a party to it.
Sana bunu yaptıran, çok öncelerde senin içinde başlayan bir şeyler olmalı ama benim içimde de bunu yapmamı engelleyen bir şeyler vardı ve bunun için bir parti yapmamı engelleyen şeyler.
It's you and me, just like it's always been.
Her zaman olduğu gibi.
It was like you suddenly turned a blinding light... on something that had always been half in shadow.
Gölgede kalmış yarımın karanlığına birden vuran gözleri kör edici bir ışıktı sanki!
No, it's been worse, but it's always bad when somebody's shooting at you.
- En kötüsü geçti. Ama birinin ateş etmesi her zaman kötüdür.
It's always been you, John. All these years.
Bütün bu yıllar boyunca her zaman sen vardın, John.
Vinnie, it's always been you and me.
Vinnie, şimdiye dek hep ikimiz arasında kalmıştı.
It's always been you.
Her zaman sendin.
It's a world that's always been there... but not for you.
Her zaman orada duruyordu. Ama senin için değildi.
Of course everything's always been easy for you, hasn't it?
Tabii, senin için hep kolay oldu değil mi?
Somehow I always knew that you'd find out about it. I must have been mad to risk losing you for...
Seni kaybetme tehlikesine girdiğim için çıldırmış olmalıyım.
It's funny, I feel as if you've always been my wife.
Çok tuhaf, sanki seninle hep evliymişiz gibi geliyor.
It's always been here right where you left it.
Her zaman buradaydı. Senin bıraktığın yerde.
- That's the way it's always been with you.
- Ama sen hep böyle yapardın.
In Russia, it's always been too easy to lock a man up because he disagrees with you.
Rusya'da, sizinle aynı fikirde olmayan bir adamı hapse atmak, her zaman çok kolay olmuştur.
Thank you so much, mrs doctor Orlando, you've always been kind to me, however it was really my father-in-law's idea.
Çok teşekkürler Bayan Orlando, bana karşı hep ince oldunuz, ancak bu aslında kayınbabamın fikriydi.
That's the way it's always been for you.
Hep bu şekilde düşündün.
I'm not criticizing, but it just seems to me there's always been an antagonism between you two.
Eleştiri olarak alma ama..... ikinizin arasında hep bir rekabet olduğunu düşündüm.
You know, it's always been a dream of mine.
Her zaman hayal etmişimdir.
It's always been clear to me that you invited me.
Açık bir şekilde, beni siz davet etmiştiniz.
well, call it what you will, but it has always been Freudstein's house.
Ne derseniz deyin,... orası hep Freudstein'in evi olarak kalacak.
So you're saying I've always been this bastard, but it's all right because it comes natural to me?
Yani her zaman pisliğin tekiydim, ama sorun değil çünkü içimde olan bir şey, öyle mi?
Anyway, look, I've been down this road a few times myself, and take it from a pro, there is one thing you always have to do before you tell a guy you love him. What's that?
Neyse, o yoldan ben de birkaç kez geçtim ve bir profesyonel olarak söylüyorum bir erkeğe aşkını itiraf etmeden önce mutlaka yapman gereken tek şey vardır.
No, I'm telling you it's always been a lost cause.
Hayır, ima etmiyorum. Bu tür davalar hep ümitsiz olmuştur.
That's not true! If you'd called, I would have been back. It'll always be you and me, pal.
- Bu doğru değil Ebby, beni arasaydın hemen dönerdim.
What I meant was that you've probably always been beautiful and it's a shame that I'm just now discovering this.
Demek istediğim muhtemelen sen her zaman güzeldin ve ne yazık ki ben bunu şimdi keşfediyorum.
It's always only been you, Jack.
Zaten her zaman senindi, Jack.
It's always been like that with you, Maurice.
Sen her zaman öyleydin Maurice. İleri görüşlüsün.
This means you "ve always been my one true love because it" s the right size!
Demek ki, sen hep gerçek aşkımmışsın, çünkü doğru ölçü!
You know, Kent... it's always been my policy to back my reporters 1,000 %.
Biliyorsun, Kent... Benim politikam her zaman gazetecilerimin arkasında % 1000 durmak olmuştur.
It's always been clear that you've loved Ellen.
Senin Ellen'i sevdiğini hep biliyorduk.
Dear old things, as you know, I've always been proud that there's not a wedding ring between the lot of us. Over the passing of the years, it's beginning to distress me.
Sevgili eski şeyler, bildiğiniz gibi her zaman hiçbirimizde nişan yüzüğü olmamasıyla gurur duymuşumdur.
It's always been you.
Hep sendin.
You've been really great with me, Leon... and it's not always like that. You know?
Bana karşı çok iyisin, Léon.... herkes böyle davranmaz, biliyor muydun?
It's always been the plan that you go to CIiffside.
Senin Cliffside yatılı okuluna gitmen çoktan planlanmıştı.
It's always been you, Rach.
Kalbimde hep sen vardın, Rach.
But you've always been such an open book...,... and... and now it's like... it's like I don't know who you are.
Ama her zaman açık bir kitap gibiydin ve şimdi sanki kim olduğunu bilmiyormuşum gibisin.
It's just an observation, of course but it's always seemed to me that you've never been comfortable with it.
Tabii bu sadece bir gözlem. Ama bana her zaman, o unvandan hiçbir zaman memnun olmamış gibi göründün.
It's been my observation that you always act from a sense of justice or at least, what you consider justice.
Her zaman adalet anlayışıyla hareket ettiğini gözlemlemişimdir,... ya da en azından adaleti göz önünde bulundurduğunu.
It's always been against you, and it will be against you now.
Bu her zaman... aleyhinde oldu, şu anda da öyle.
You know, nothing I ever do is good enough... and it's always been that way.
Ben ne yapsam yeterli... olmuyor ve hepte böyle olacak.
.. an event occurred that suggested or somebody told you that..... we'd been friends together..... in other lifetimes... always,... .. would it have changed some of the ways we looked at one another?
Eğer birlikte çalıştığımız bu 5 yılın başlarında birisi sana bizim başka hayatlarda da birlikte olduğumuzu arkadaş olduğumuzu söyleseydi. olaylara bakış açımızda bir değişiklik olur muydu?
You are lucky, man Your wife is apologizing... In over forty years of my marriage... it's always been me who ends up apologizing
Şanslısın çünkü karın özür diliyor... 40 yıldır evliyim ve daima ben özür diledim
I've always been interested, but it's always "Can you get a bankable star?"
- Proje herkesin ilgisini çekti. Ama gişe yapacak bir yıldız istediler. Tabii ki.
You, me, we're exactly the way we've always been and I am SO tired of it!
Sen, ben, ikimiz de her zaman olduğumuz gibiyiz ve ben bu durumdan çok sıkıldım.
It's always been you, Rach.
Her zaman sendin, Rach.
it's always there 23
it's always you 16
it's always something 28
it's always a pleasure 23
it's always me 21
it's always good to see you 18
it's always been there 23
it's always like that 28
it's always about you 25
it's always the same 117
it's always you 16
it's always something 28
it's always a pleasure 23
it's always me 21
it's always good to see you 18
it's always been there 23
it's always like that 28
it's always about you 25
it's always the same 117
it's always like this 28
it's always the same thing 20
it's always 69
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's always the same thing 20
it's always 69
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
it's me 10254
it's not 5855
it's all right 8832
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's okay 22028
it's warm 139
it's me 10254
it's not 5855
it's all right 8832
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322