It's just a party traducir turco
253 traducción paralela
I guess maybe it's just a party or something, you know.
Bir parti midir, nedir. Bilirsin.
The party'll continue. It's just a little...
Kutlamalar devam ediyor.
( I suppose it was the most losing night of Kirk's life ) was just about a year ago, in Beverly Hills, California It was quite a night. Turned out to be quite a party
Bir yıl kadar önce, Beverly Hills, California'da, hoş bir gece geçiriyorduk.
It's just that my mother always told me... that if a girl could be at a party for 30 minutes... without getting a man to talk to her... she might just as well go on home and shoot herself.
Annemin bana her zaman söylediği bir söz vardır... eğer bir kız bir partide 30 dakika içinde... kendisiyle konuşan bir adam bulamadıysa... en iyisi evine gidip kendisini vurmalıdır.
I sure hate to break up this little party just when it's getting so good... but we got a call to make, Art and me. Old friend of Joe Sam's.
Bu küçük partiyi iyi giderken bölmekten nefret ediyorumi... fakat Art ve ben söylemek zorundayız.
It's just that I've noticed a certain..... animosity towards Mr Shannon among the..... ladies in his party, particularly in the case of... .. Miss Fellowes, and I think with a soothing meal inside her..... it might soothe her spirit.
Grubundaki hanımlar ile Bay Shannon arasında kesin olarak bir husumet olduğunu fark ettim özellikle Bayan Fellowes'in durumunda ve sanırım sakinleştirici bir yemek ruhunu yatıştırabilir.
During the elections in March, the only people to talk of the price of a fridge, of work rates or bathrooms, and not just general philosophy... It wasn't Mitterrand or Mendes France, it was the delegates of the French Communist Party.
Bakın, mart seçimleri sırasında, genel felsefeden değil de bir buzdolabının fiyatından, çalışma koşullarından ya da banyolardan tek söz edenler, Mitterand veya Mendes-France değil Fransız Komünist Partisi temsilcileriydi.
Oh, it isn't a party. It's just a meeting of a little... astronomical society I've joined.
- Parti değil ki sadece katıldığım küçük bir astronomi topluluğunun toplantısı.
It's just a bathing party.
Bu sadece bir yüzme partisi.
- It's just a party, Janet.
- Bu sadece parti Janet.
No, my Lord. It's just that we've not had a dinner party for 20 years.
Biliyorum lordum ama 20 senedir parti vermedik
It's just a little party
Sadece küçük bir eğlence
Maybe it's just a party, Sir?
Belkide sadece bir eğlencedir, komutanım?
Honey, it's gonna be just like having a slumber party.
Tatlım, Pijama partisi gibi olacak.
It's just a party.
Bir parti bu.
It's just a little party, Colonel.
Sadece küçük bir parti Albay.
It's just a party.
Partideyiz.
It's not toxic waste, just a few party plates!
Kusura bakma ama bunlar zehirli atık değil.
It's just a dumb party.
Hayır.
So it's sort of like it's not just a party, it's a going-away party.
Bu sadece bir parti değil,
It's just not a dinner party without a melon baller.
Kavun kaşığı olmadan yemek partisi olmaz.
It's just a little old party write-up.
Parti hakkında küçük bir yazı.
- No, Mother. It's just a small party, very casual.
- Hayır, anne. bu sadece küçük, sıradan bir parti
Matt Shepherd? It's just a party, and he asked me.
- Sadece beni bir partiye davet etti.
Mum, it isn't a rave, it's just a normal party.
Rave değil anne normal bir parti.
Once in a while it would be nice if life were more than just your party.
Ara sıra hayat, senin verdiğin bir partiden öte bir şey olsa iyi olur.
I don't mean to poop the party here, it's just, you get your hopes up and then it's just a big fat raspberry, and I feel bad.
Partiyi bozmak istemem ama sadece... birden umutlanıyorsun ve sonra yine boş haber çıkıyor ve ben kendimi kötü hissediyorum.
I'm really, really sorry about this officer.It's my thirtieth birthday party, so a bunch of my friends came over... and you know... it just... kinda got out of control...
- Çok özür dilerim Memur Bey. Bu 30. doğum günü partim, bu yüzden birkaç arkadaşım geldi. ... ve biliyorum işler kontrolden çıktı ama söz veriyorum —
And I think it's natural if you feel a little bit awkward here, you know, considering, but there's no reason why we can't just go to the party and have a good time tonight, OK?
Eğer kendini biraz utangaç hissediyorsan, ki bu bence doğal ama biliyorsun iyice düşününce bunun için bir neden yok. Neden sadece partiye gidip bu gece güzel zaman geçir miyoruz, tamam?
It's just a stupid New Year's Eve party.
Sadece aptal bir noel partisi, o kadar.
Mr Stratford, it's just a party.
Bay Stratford, bu sadece bir parti.
- It's just a party, Daddy.
- Sadece bir parti, baba.
It's just a continuous party for Guy's group.
Guy ve arkadaşları durmadan parti verirler.
No, I was at the loft, party's at this loft, and I was preparing for tonight, and it just really hit me, what a complete and total jerk I was to you, today.
Hayır, partideydim, çatı katında veriliyor bu gece için hazırlanıyordum ve bir anda anladım sana çok kaba davrandım bugün.
IT'S JUST BEER. YEAH, BEER AT A FREAK PARTY?
Tabii, abuk sabuk tiplerle bira partisi yapmak?
It's a party! It's just a laugh!
Bu bir parti işte, eğlence.
Get a job? It's just party all night... dance all day and sex everywhere in between. Hah!
- İşe girecekmiş.
Only time I'm asked to that table is when I'm holding a freaking serving spoon. It's just a silly dinner party.
Altı yıldır burada yaşıyorum, masaya sadece servis kaşığı tutmak için çağrıldım.
When I get dressed for a party, and I know you're gonna be there, let's just say I don't go strapless because my husband likes it.
Askısız elbise giymiyorum çünkü kocam izin vermiyor.
It's not like they care you took a bribe, just that you were dumb enough to get caught on video, which kinda spoils the party for everybody else. So, here's how it's gonna be, Walter.
Onlar sizin rüşvet aldığınızı umursamaz, ama ekrana popüler biri gibi çıkan aptal biri olduğun için, insanlar ganimeti birliğinize verdiğini düşünecek, bu yüzden neler olacak Walter.
- I just... Noel and Ruby are kind of, you know, going through a rough spot... and I just don't think it's the best time for a party, you know?
- Sadece Noel ve Ruby, biliyorsun, zor bir dönemden geçiyorlar ve bence parti vermek için uygun bir zaman değil.
Look, it's just, did you ever go to a party and think : "Would anyone really miss me if I weren't here?"
Bir partiye gidip de "Burada olmasam eksikliğim fark edilir mi" diye düşündün mü hiç?
Look, it's just, did you ever go to a party and think :
Bak, hiç bir partiye gidip de şöyle düşündün mü :
It's just she's staying at this party hotel on the beach... with a huge pool and free drinks with every meal.
Kocaman bir havuzu olan ve her yemeğin yanında bedava içki servis edilen sahildeki bir parti otelinde kalacak olması beni düşündürüyor.
It's just that I cannot bring that man in here without a fricking surprise party.
Ama onu sürpriz parti olmadan içeri sokamam!
Um, it's just this small birthday party for a friend of mine at the Crashdown.
Crashdown'da bir arkadaşımın küçük bir doğum günü partisi.
It's just like a big party!
Büyük bir parti gibi!
Dude, it's just a party!
Dostum bu yalnızca bir parti!
It's just like having a party.
Tıpkı bir parti gibi.
Just tell her it's a little reminder of the kick-ass bachelor party you had.
Müthiş bekarlığa veda partinden ufak bir hatıra olduğunu söyle sadece.
Drinking. It's just a party fact.
İnsanlar içki içer.
it's just 7387
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21