It's just a thought traducir turco
498 traducción paralela
He has since he was, like, eight. And I always thought it was one of those things where, you know, Stiles is just, like, he's just a one-woman kind of guy.
Sekiz yaşından beri öyle ve bunun nedeninin her zaman Stiles'ın tek eş tipli bir çocuk gibi olmasından dolayı olduğunu düşünmüşümdür.
I just thought it might be a good fire, that's all.
- İyi bir kıvılcım olabilir dedim.
It's just that a lot of things I always thought were terribly important I find now are...
Daha önce bana çok önemli gelen pek çok şey şimdi...
Here's a new one. I just thought maybe if you weren't asleep yet, you'd better have it.
Henüz uyumamışsan bunu sana vermenin daha iyi olacağını düşündüm.
Oh, I'm just looking for a recipe I thought I saw, but it's just so torn up...
Daha önce gördüğüm bir tarifi arıyorum. Ama parça parça.
I thought that... It's just that he sees himself in a place in the west country with trout streams and horses. Leading the life of a country squire.
Kendini alabalık nehirleri ve atlarla dolu bir batı ülkesinde toprak ağası hayatı sürdürür olarak görüyor.
- It's more than just a thought with that one.
- Onunkisi kafasından geçirmekten daha fazla
It's just the way people thought in those days, that if you kissed the dead face... it was a sweet good - bye, and you wouldn't miss her so much.
O günlerde insanlar böyle düşünüyordu. Ölünün yüzünü öpersen, hoş bir veda olurdu ve onu fazla özlemezdin.
And while you're out appreciating the sunlight, just give a little thought to who's sending it down to you.
Ve dışardayken güneşin değerini bilelim ve bunu size kimin gönderdiği hakkında biraz düşünün.
It's easy. I just thought, "How do you feed a baby?"
Çok kolay. "Bebek nasıl beslenir?" diye düşündüm.
like everybody thought so... everyone just thought he was a shemeal and it turns out that he's a criminal.
ve yalnız da değildim... herkes öyle düşünüyordu... herkes onun tam bir beceriksiz olduğunu ve sonunda da bir suçlu olduğunu düşünüyordu.
So as we were going away for a fortnight's holiday I thought I better bury it just to be on the safe side.
İki hafta tatile çıktığımızdan gömüvereyim, ne olur ne olmaz, dedim.
It's just a thought.
İçimden geldi sadece.
Ezra, what my husband means is that... well, we're just kind of worried about you, that's all... and, well, we thought it would be nice... if you could meet someone... and I'd be glad to introduce you if you wanted... you know, someone nice who could be... a companion for you, that's all.
Ezra, kocamın sana anlatmak istediği şu... senin gibi nazik biri için... endişelerimiz var... Belkide birileriyle görüşmek istersen... ben seni birileriyle tanıştırmaktan memnun olurum... bilirsin nazik biri kimbilir... belkide sana yoldaş olur.
Yes, and we will : It's just that it may take a bit longer than we thought :
Evet, öyle yapacağız.Ancak şu ki, düşündüğümüzden biraz daha uzun sürebilir.
Then about a half hour later, just as I was going to sleep, Helen turned to me and said, "It's funny. When I married a C.P.A., I always thought it would be his eyes that would go first."
Sonra, yaklaşık yarım saat sonra, tam uyuyacağım sırada Helen bana döndü ve "Çok garip bir mali müşavirle evlendiğimde, ilk gözleri gider sanmıştım" dedi.
Well, I just thought that it's Sunday out and maybe if you could get away, we could go for a walk or...
Düşünmüştüm ki..... bugün Pazar günü. Dışarı çıkıp biraz dolaşabiliriz.
Just give it a thought... say, if I went with Rambler but Cao Feng insisted it's not true and that Rambler is the culprit
Düşünsene... eğer serseriyi alıp gitseydim... Cao Feng suçsuzluğunda gene ısrar eder... ve Serserinin komplo kurduğunu idda ederdi
They were trying to figure out if you were just a guy who thought he had a system... was running into a stroke of luck, or if it actually worked.
Şansa müdahale edecek bir formül bulduğunuzu mu sanıyorsunuz yoksa gerçekten işe yarıyor mu anlamaya çalışıyorlardı.
I never delivered a baby before in my life... and I just thought that ice tongs was the way to do it.
Daha önce hiç çocuk doğurtmamıştım... buz maşasıyla yapılıyor sanmışım.
I just thought it's time I got a place of my own.
Kendi evimin olma zamanı geldiğini düşünüyorum.
It's just that I thought a little something ought to go to me for what I do, you know.
Yaptıklarımın karşılığında bana da bir şeyler düşmeli diye düşündüm sadece.
Hello, i... i... i thought something awful had happened, i was just... it was touch and go for a while, but i pulled through.
Merhaba, ben... ben... korkunç bir şey oldu sandım, ben sadece... Tam ucu ucunaydı ama yakayı sıyırdım.
It's just a young boy I thought was ok had a relapse yesterday.
Sadece... şu çocuk, iyi olduğunu düşünürken dün durumu kötüleşti.
I just thought, you know, it's been a long time since I did something nice for you, so how about this?
Burası güvenli. Koltuk altımla yaptığım bir numaraydı sadece.
I'm sorry, it's just that for a while I thought there was this, like...
Özür dilerim, ama bir ara sanki bir şey varmış gibi, yani- -
It's just a thought, that's all, a theory.
Bir teori.
It's just a thought.
Sadece bir fikirdi.
It's just that you come off as this... arrogant, insensitive egomaniac, who's never had a thought about another person in his life.
Bu sadece... sen kibirli, duyarsız egomanyak, hayatı boyunca kendinden başka kimseyi düşünmemiş biri olarak tanındın.
But when I thought really hard about it, I realised, there's only one thing left to do when you retire, and I've seen too many friends do that very thing just six months, a year after they gave up their professions.
Ama bu konuda kapsamlı düşündüğümde emekli olunca yapacak tek bir şey olduğunu fark ettim. Mesleklerini bıraktıktan sonraki ilk 6 ay içinde ölen pek çok arkadaşım oldu.
I thought he was dead, too, but Jane says it's just a concussion.
Ben de öldü sandım, ama Jane bayıldığını söyledi.
How many of us have lain in bed, terrified because we thought we saw a ghost or a monstrous face staring in the bedroom window, only to discover eventually that it was just a trick of the light, the moonlight playing on the curtains?
Yataktayken kaçımız hayal gördüğünü düşündüğü için ya da yatak odası penceresinden bakan bir canavarın yüzünü gördüğü için korkup da er geç bunun sadece ışığın bir oyunu ya da perdelere yansıyan ay ışığı olduğunu düşünmemiştir?
What if - It's just a thought - but what if you said I was going away on business for a couple of weeks?
Sadece bir fikir ama birkaç haftalığına iş için şehir dışına çıktığımı söylesek.
When I looked at it before... I thought it was a little high, but now I think it was just... an optical illusion and shit.
Sana baktığımda biraz yüksek olduğunu düşünmüştüm, ama şimdi bakıyorum da sadece göz yanılgısıymış.
No, no, no it's just a little thought. I'm just trying to plant seeds.
Bu sadece küçük bir fikir.
I just thought that it would be a nice surprise, that's all.
Ben sadece güzel bir süpriz olacağını düşünmüştüm.
It's just a thought.
Sadece bir fikir.
One man saw it flying over his house, but thought it was just a tacky spaceship.
Bir de biri onu evinin üzerinde uçarken görüp uzay gemisi sanmış.
I just thought I'd swing through Vegas, you know, see what it's like.
Vegas'a da bir uğrarım diye düşündüm. Bakalım neye benziyormuş.
No, no, no. I just thought, you know, it's a very odd part for you to choose.
Hayır öyle değil, yani bence bayağı zor bir piyes seçmişsin.
We thought he'd washed up onto the beach but it turned out to be just a giant jellyfish.
Onun kumsala vurduğunu sandık. Meğer sadece dev bir denizanasıymış.
I just thought you'd like to know, it's not a snake.
Bilmek istersiniz diye düşündüm, o bir yılan değil.
It's just that you both gave it such a buildup I thought it would be a lot... bigger.
Sadece ikiniz beklentimi o kadar artırdınız ki ben çok daha büyük olacağını düşünmüştüm.
We've just been discussing the unfortunate... predicament that we're all facing, and I thought it was important to get your perspective before making a decision.
Bizde senin hakkında ki talihsiz konuyu tartışıyorduk... bu yüzleştiğimiz çıkmaz hakkında, herhangi bir karar vermeden önce olayı senin bakış açından da değerlendirmek istiyoruz.
It's just a thought, that's all.
Bu sadece bir fikir, hepsi bu.
It's just a thought, an idea.
Sadece bir fikir, bir düşünce.
It's just that I thought... if I admitted that I was drunk... you'd think I was more of a liar.
Ben sadece düşündüm ki eğer sarhoş olduğumu söylersem benim yalancı olduğumu düşünürdünüz.
It's me, Kate. I just thought I'd call you this morning for a change. "
Bu sabah seni öylesine aramak istedim. "
No, I... it's just that... well, he's going to be in a new environment, and it might be a little hard on him, and I thought that maybe...
Hayır, ben... sadece... Yeni bir ortama girecek onun için zor olabilir diye düşündüm belki de...
It's just that sometimes you're very hard to talk to... and so I thought I couId say it better in a letter.
Seninle konuşmak bazen gerçekten çok zor... ve bu yüzden mektup yazayım dedim.
It's not like he said that you actually saw a plane going down. Just you thought you might've heard one with engine trouble.
Aslında, onun söylediği gibi, tam olarak bir uçak görmüş olmayacaktık sadece, sanki motor sorunu yaşayan bir uçak sesi duymuş olacaktık.
it's just 7387
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21