It's just not fair traducir turco
203 traducción paralela
- It's just not fair.
- Ama haksızlık.
It's just not fair. When you wanna have a good time, no one helps.
Sanki inadına oluyor.
It's just not fair.
Hiç adil değil.
It's just not fair.
Haksızlık bu.
It's just not fair!
Bu hiç adil değil.
It's just not fair. I...
Ben sadece bana itaat etmeni istiyorum.
It's just not fair.
Bu, hiç de adil değil.
It's just not fair.
Bu hiç adil değil.
It's just not fair to the other girls.
Bu diğer kızlara haksızlık.
So, I just feel like it's not fair.
Haksızlık olduğunu hissediyorum.
But the guy who did that it's not fair that he can just ruin a man's life and get off scot free.
Ama bunu yapan adamın, birinin hayatını mahvedip, çekip gitmesi adil değil.
Their lives are the same. It's just not fair.
Hakkınızda söylenenlere de inanmıyorum.
IT'S JUST NOT FUCKING FAIR.
Bu haksızlık.
- It's just not fair.
- Bu hiç adil değil.
It's just not fair...
- Bu adil değil...
It's just not fair, damn it!
Lanet olsun bu hiç adil değil!
It's just not fair.
Dostum, bu adil değil.
Just because were broke, it's not fair.
Beş parasız olduğumuz için. Adil değil bu.
It's just not fair on Lytton!
Lytton'a yaptığın hiç adil değil!
It's just not fair, is it?
Hiç adil değil, öyle değil mi?
It's just not fair.
Bu adil olmaz.
- It's just not fair.
- Bu haksızlık.
Is it fair to say it's not just this recent crisis?
Sebebin yalnız bu son kriz olmadığı söylenebilir mi?
It's not fair! Just do it yourself!
Bu adil değil, kendin takıl sen,
- It's just not fair.
- Bu adil değil.
It all sounds so vicious, and it's just not fair for me to miss out.
Durum çok tehlikeli görünüyor ve bunu kaçırmam haksızlık olur.
- It's just not fair!
Bu hiç adil değil!
It's just not fair.
Hak mı şimdi bu?
But it's not fair for them to drop by and expect... - everything to be just perf -
Ama her şeyin de dört dörtlük yapılmasını beklemek yanlış olur.
It's just not fair that my life is being decided by other people.
Hayatımı başkalarının kontrol etmesi haksızlık.
So, it's just not fair.
Bu hiç adil değil.
It's just not fair
Bu büyük haksızlık
It's just not fair.
Bu adil değil. Huh-uh.
IT'S JUST NOT FAIR.
Bu hiç adil değil.
But it's just not fair and it's just not right.
Ama bu haksızlık ve doğru değil.
It's just not fair. Fair?
Bu hiç adil değil.
It's really not fair. Just because we don't eat the meat.. doesn't mean we don't like to play with the carcasses.
Et yemiyoruz diye iskeletle oynamayı sevmiyor değiliz.
It's just not fair for your date.
Çıktığın kız için de pek hoş olmaz bu durum.
Well, that's just not fair, is it?
Adalet mi bu şimdi?
But, okay, I just work and go to a different film... but what he is doing to you, I mean, I have to tell you, Werner... it is not fair.
Yine de tamam, ben gider başka bir filmde çalışırım... ama sana yaptığı şeyi sana söylemek zorundayım, Werner... bu adil değil.
It's just not fair, I've never done anything to them.
Bu yaptıkları doğru değil, ben onlara bir şey yapmadım.
Be that as it may, it's just not fair that people get to see her and I don't.
Öyle olsa bile, bu adil değil diğer insanlar görüyor, ben göremiyorum.
And after my mom died, it's just not fair to ask him to give that up.
Annem öldükten sonra, ondan işini bırakmasını istemek, haksızlık olurdu.
I know it must be hard for you ; seeing me have something like this when you didn't get into basketball camp but... it's just not fair for you to take it out on me.
Biliyorum senin için zor olmalı ; beni böyle görmek hele de basketbol kampına giremediğin bir zamanda ama bütün herşeyi benim üzerime yıkman adil değil.
From "very cute" to "it's just not fair she's so cute".
"çok tatlı" dan "onun bu kadar tatlı olması adil değil" e kadar.
But I've just started here at the Academy... and it would not be fair to my cadets... nor would it be fair to my new family... who just about outnumber the cadets.
Fakat burada Akademi'ye daha yeni başladım... ve bu astlarıma adilane olmayacaktır... ve sayısız astlardan oluşan... yeni aileme de haksızlık olacaktır.
- It's just not fair!
Kilit.
It's just so not fair.
Sadece çok adil değil.
This whole thing... it's just not fair!
Tüm bunlar hiç adil değil.
It's not fair that Geoff was out there on that field, just like it's not fair when I'm out there competing.
Geoff'in o sahada olması adil değildi. Aynı orada rekabet etmemin adil olmaması gibi.
You know, it's just not fair.
Biliyor musun, bu hiç adil değil.
it's just 7387
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21