It's like i told you traducir turco
292 traducción paralela
I is sorry, gentlemen, but it's just like I told you.
Ama söylediğim gibi.
It's like I always told you.
Hep dediğim gibi.
It's just like I told you, Mr Jesse.
Size söylediğim gibi.
It's like I told you.
Sana söylediğim gibi.
He was aimin at Lennie. It's like I told you. He hates big guys.
Lennie'i nişanlamıştı demiştim ya sana, iri yarılardan nefret eder.
It's like I told you.
Sana dediğim gibi.
- Like I told you, it's coming up for snow.
Dediğim gibi kar geliyor.
But, it's like I told you, strictly for gates and gut-busters.
Ama daha önce dediğim gibi sadece bohem ve eğlenmeyi bilen tipler için.
Angie, why do you want to talk like that for? I told you it's just a trip.
Neden böyle konuşmak istiyorsun?
It's like I told you, the first one is easy.
Söylediğim gibi, birincisi çok kolay.
There must be some way of reaching him! It's like I told you this morning.
Bu sabah size söylediğim gibi.
It's like I told you.
Bunu seninle konuşmuştuk.
It's just like I told you.
Size söylediğim gibi.
And what's more, it's like I told you, Marie.
Üstelik, sana söylediğim gibi, Marie.
It's like I told you before, sheriff.
Size söylemiştim, şerif :
I'm really discouraged, Hermie, it's just like I told you.
Gerçekten hayal kırıklığına uğradım, Hermie, tam sana söylediğim gibi.
You know, it's just like I told my old lady last night.
Biliyor musunuz, dün gece yaşlı anneme tam da böyle söylemiştim.
Like I told you before, it's hard luck.
Daha énce dedigim gibi talihsizlik.
It's like I told you.
Aynen size anlattığım gibi.
- It's not like I never told you.
Sana yeni söylediğim bir şey değil bu.
Like I told you, if it's just to have some fun, sure, right away.
Söylediğim gibi, eğer sadece biraz eğlenmek için olsa, hemen kaçardık.
It's just like I told you.
Aynen sana söylediğim gibi.
It's just like I told you at the meeting - our - our dear neighbor, old Mrs. Lautmann, whom God has seen fit to let live till the admirable age of 78 years, has found the most just and honorable "arisator"
Aynen size toplantıda söylediğim gibi... Tanrı'nın, hatırı sayılır bir yaş olan 78'e kadar yaşamasını uygun gördüğü sevgili komşumuz, ihtiyar Bayan Lautmann bu ülkedeki en dürüst ve en şerefli Arileştiriciyi buldu.
Oh, it's like I told you, sir. It's...
Söylediğim gibi, efendim.
It's just like I told you.
Sana söylediğim gibi.
Like I told you, I got the territory and I run it, that's all.
Bölgem var, onu işletiyorum. Hepsi bu.
You see, it's like I told you. I'm just on my way to Australia.
Bakın, daha önce de dediğim gibi, ben zaten Avustralya'ya gidiyorum.
I would tell the truth the story of black people like it's never been told because you never tell it... I would say what happens to Chicanos because the fruit-growers ain't gonna tell it
Size ne yapacağımı söyleyeyim. Siyahi insanların başlarından geçenleri daha önce anlatılmadığı şekilde anlatacaktım... çünkü siz anlatmıyorsunuz. ... Meksika asıllıların bu ülkede nelere maruz kaldığını anlatacaktım çünkü meyve toplayıcıları bunu anlatmıyor.
It'll take me all night. I don't give a damn if it takes 20 years. Go ahead and clean up like I told you.
20 yılda sürse s * kimde bile değil.
See, it's just like I told you... right at that big tree... then left for a couple days, sharp right... and then as straight as piss till you come to the ocean.
Aynen sana dediğim gibi. O büyük ağaçtan sağa, sonra birkaç gün sola tam sağ, sonra okyanusa varana kadar çiş gibi dümdüz.
You know, it's at times like this, when I'm stuck in a Vogon airlock with a man from Betelgeuse and about to die of asphyxiation in deep space, that I wish I'd listened to what my mother told me.
Böyle zamanlarda ; Betelgeuse'dan gelen bir adamla birlikte, bir Vogon uzay gemisinden atılıp uzayda havasızlıktan ölmek üzereyken, keşke annemi dinleseymişim diyorum.
It's all right. I told you he likes to play around like this.
Yok bişey.Sadece oyun oynamak istiyor.
I asked my old man about sticking... your tongue to metal light poles in winter... and he says it will freeze right to the pole just like I told you.
Babama kışın dilini metal bir direğe değdirirsen yapışır mı diye sordum ve bana tıpkı sana söylediğim gibi yapışacağını söyledi.
It's like I told you. You give someone a wallop, he gets mad at you. He climbs up, right?
Dediğim gibi, birine vurduğunda sana kızmasını sağlarsın, konuşmaz.
I told you, it's like letting a wild animal out of a cage.
Söyledim, vahşi bir hayvanı kafesten çıkarmak gibi.
I never told you this'cause it's not really a story... but one time I woke up in the middle of the night...'cause of this bright light in my face... like a flashlight. I couldn't think what it was.
Asla bu hikayeyi sana anlatmadım çünkü bu hikaye gerçek değil ama bir seferinde, gecenin yarısında uyandım çünkü, suratıma şu parlak ışık vuruyordu bir el feneri ışığı gibiydi.
Look, man. It's like I told you. He borrowed the car yesterday morning and I haven't seen him since.
Bak ahbap her şeyi anlattım sana dün sabah arabamı istedi benden.
Well, you know, Peg, it's like I told you on our wedding night when you woke me up.
hiçbir zaman anlaşamadık. Jack ve ben okulu tam ortadan ikiye böldük yarısı ona, yarısı bana.
Well, like I told the girls, it's not very good. Well, then, why did you keep buying it?
Şey, yaptık.
Yeah, it's like I told you, I'd pick you up at the dance.
Evet, sana dediğim gibi, seni danstan alırım.
It's just, well, like I told you, they recruit a lot of the players from out of the district.
O sadece, pekala, sana söylediğim gibi, oyuncuların çoğunu bölge dışından topluyorlar.
I told you I like the rifle. I think it's a symbol of virility.
Sana söylemiştim, silahı severim, bence bu erkekliğin sembolü.
Like i told you, Alex-san... it's the information age, brother.
Sana söylediğim gibi Alex-san... iletişim çağındayız birader.
It's just like I told you.
Tam size söylediğim gibi.
Look, it's like I told you.
Bak sana söylediğim gibi.
I swear to God it's not like mother told you
Yemin ederim, annemin sana dediği gibi değil.
Big Sep is riding me like a race horse, I told you if it was late...
Büyük Sep beni yarış atı gibi koşturuyor. Sana dedim, gecikirse...
IT'S BEAUTIFUL, JUST LIKE I TOLD YOU. HUH? IF I HAD A DOLLAR FOR EVERY TIME I HEARD A JOB WAS A SLAM DUNK- -
Her duyduğum işte kenara bir dolar koysam şimdiye turnayı gözünden vurmuştum.
Some people don't like their friends to say "I told you so," but it's a quality in you I've always admired.
Bazı insanlar, arkadaşlarının "söylemiştim" demesini sevmez ama bu sen de hep takdir ettiğim bir özellik olmuştur.
I told you, it's always been like that.
Hep böyleydi zaten.
It's just like I told you...
Anlattım ya. İşte öyle komiserim.