English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / It's my favorite

It's my favorite traducir turco

963 traducción paralela
Nix, it's full of my favorite candy.
Hayatta olmaz, içi en sevdiğim şekerlemeyle dolu.
Well, uh, the boys know it's my favorite.
Evet, uh, çocuklar Bu benim en sevdiğim parça.
- It's still my favorite.
- Yine de en çok bunu severim.
¶ It's my favorite song
En sevdiğim şarkı
Now sing it. ¶ It's my favorite song ¶
En sevdiğim şarkı
- It was my mother's favorite perfume.
- Annemin en sevdiği parfümdü.
That's my favorite song... "Beautiful Dreamer." I like the way you play it.
Bu en sevdiğim şarkıdır... "Beautiful Dreamer." Çalmanızı çok isterdim.
It's my favorite tune, too.
Bu benim de en sevdiğim ezgi.
He wants to give me a Mercedes Benz, a blue one, it's my favorite color.
Bana mavi bir Mercedes hediye edecek. En sevdiğim renk.
It's my least favorite word in the English language.
O İngilizcede en az sevdiğim sözcük.
It's my favorite.
En sevdiğim tür.
When my Grandma came to Paris... she had to see the offices of her favorite magazine It's near here
Büyük annem Paris'e geldiğinde abonesi olduğu magazin dergisinin, bu civardaki ofisini görmek istemişti.
Miss Concetta, it's The Poems of Aleardi, my favorite poet.
Bayan Concetta bu, en sevdiğim şair Aleardi'nin şiirleri.
It's my favorite dream.
Bu benim en sevdiğim rüyam.
It's my favorite... my very own favorite.
En sevdiğim, en beğendiğim elbise.
It's my favorite, do you like it?
Bu elbiseyi sevmiyor musunuz?
It's my favorite.
O benim favorim.
It's my favorite program.
Bu benim en sevdiğim program.
Maybe because it's my favorite, too.
Belki de benim gözdem olduğu için.
It's my least favorite thing.
Hayatta en hoşlanmadığım şey bu.
It's my favorite treat.
En sevdiğimden.
It's my favorite style.
Favori tarzım bu.
It's my favorite number.
En sevdiğim numaradır 3.
You had this last week and I said it was my favorite and you said, "lt's my favorite too."
Geçen hafta yedin. En sevdiğim yemek, dedim. Sen de "Benim de öyle." dedin.
It's one of my favorite books.
Benim favori kitaplarımdan biridir.
- What? - It's my favorite dance.
- En sevdigim danstir.
It's my favorite... What are you gonna use it for?
Ne isine yariyacak ki?
It's chunky style, my favorite.
Büyük parçalı, benim favorim.
It's one of my favorite places.
En sevdiğim yerlerden biri.
- It's my favorite color.
- Pembe en sevdiğim renktir.
Oh, like when I tried to recite one of my favorite poems, it came out all wrong.
Örneğin en sevdiğim şiirlerden birini okumaya çalıştığım zaman hepsi yanlış oldu.
You know, it's my favorite thing for dinner, hawk.
Şahin etine bayılırım.
Since it's our last official date, I thought we could check out one of my favorite places.
En sevdiğim yere gideceğiz.
You know I've never really regretted coming over here, even yesterday when my favorite turd got it, the little guy with my platoon sergeant's radiomen.
"Biliyorsunuz, buraya geldiğime asla pişman olmadım," "hatta dün, en sevdiğim bok herif," "küçük arkadaşımla, müfrezenin çavuşunun telsizindeydik."
It's my favorite opera.
Benim en sevdiğim opera.
you like sharp cheese? It's my favorite.
- En sevdiğim peynir.
It's my favorite fuchsia.
En sevdiğim şurubum.
It's my favorite.
En sevdiğim.
It's my favorite fucking program!
Bu benim en sevdiğim program! Elly.
When my younger brother was born... it was kind of like he was Daddy's favorite or something, I don't know.
Küçük erkek kardeşim doğduğunda ise bir anda babamın göz bebeği konumuna gelmişti, bilemiyorum.
It's one of my favorite recipes : herring and pumpkin pie.
Favori tariflerimden : ringa balığı ve balkabağı turtası.
It's my favorite thing... to sleep.
Uyumak, en sevdiğim şey...
It's my favorite food in the world!
Bu dünyada en sevdiğim yiyecektir!
It's- - It's two of the letters in my favorite nurse's name, Annie.
Benim de en değer verdiğim hemşirenin adında iki tane var.
It was my favorite class.
En sevdiğim sınıftı.
IT'S A PUTRID PLAYLET ABOUT MY PERSONAL FAVORITE SPORT -
Hikayemiz en sevdiğim spor dalıyla ilgili iğrenç bir öykücük.
In fact, it's one of my favorite spots.
Doğrusu en sevdiğim sporlardan biri.
Well, it's my favorite...
Şey, bu benim en sevdiğim...
It's my favorite part because you'll see Here's where she meets Prince Charming
Burası en sevdiğim bölüm, çünkü burada kız, yakışıklı prens ile karşılaşıyor.
It's my favorite fruit.
Benim en sevdiğim meyvedir.
It's my favorite.
Bu benim favorim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]