It's not funny traducir turco
2,212 traducción paralela
It's funny how these people can afford tuition but not manners.
İnsanlar sadece okul parası ödüyor, kimsede yardımseverlik yok.
You know, I just think it's unbelievable that in a small town like Ridgefield Will and Joanna could grow up practically down the block from each other and not run into each other until now. It's funny, isn't it?
Bence Ridgefield gibi küçük bir kasabada Will ve Joanna'nın birbirlerinden bir mahalle ötede büyüyüp de şimdiye dek karşılaşmamaları çok komik değil mi?
It's not funny.
Hiç komik değil.
- It's not funny.
Hiç komik değil.
- I almost drowned. It's not funny.
Hiç komik değil.
I shouldn't laugh. It's not funny.
Gülmemeliyim, hiç komik değil.
I don't think it's that funny If you tell it like that is not funny.
- Bence o kadar da komik değil. - Böyle anlatırsan komik olmaz tabii.
No, it's not funny.
Hiç komik değil.
It's not funny if you leave me no choice
Bana başka seçenek kalmaması hiç de eğlenceli değil.
It's not even funny.
Hiç komik değil.
It's not funny anymore.
Artık hiç komik değil.
You know, it... it's funny, because they're not at all what I remember them to be.
Bu komik ama, hatırladığım gibi değiller artık.
- It's not funny, Christian.
- Hiç komik değil, Christian.
* I guess it's not * * Funny *
* Ama hiç komik değil bence *
It's not funny anymore.
Artık komik değilsin.
- It's not funny!
- Hiç komik değil!
It's not, but it's almost kind of funny.
Değil, ama komik bir durum bile diyebiliriz buna.
It's not funny.
Komik değil.
It's not even funny!
Komik bile değil!
It's really not that funny.
Hiç komik değil.
Walter, if that's your idea of a joke, it's really not very funny.
Walter, eğer şaka yaptığını sanıyorsan, hiç komik değil söyleyeyim.
- It's not funny.
- Hiç komik değil.
It's not that funny, Booth.
O kadar da komik değil, Booth.
It's not funny!
Hiç komik değil!
- It's not funny.
- Bu komik değil.
It's funny, now I think of it, but in all these years not one of you has asked my first name.
Şu an düşününce komik gelse de onca yıldır içinizden hiçbiri ilk adımı sormadı.
Yeah? It's not funny, huh?
Komik değil mi?
Well, it's not funny "ha-ha," you know, it's more whimsical.
"Ha, ha" komik değil, tuhaf komik. - Bobby.
It's not funny now.
Şimdi de komik değil.
No, it's just not funny the first time.
Hayır, ilk seferde de komik olmayan bir şakaydı.
It's not funny. You have been walking around with an arrhythmia, and you never bothered to tell me.
Ritm bozukluğu ile yaşıyorsun ne zamandır, ve bana söyleme ihtiyacı hissetmedin bile.
It's not funny.
Hİç komik değil.
We're not laughing because it's funny.
Komik diye gülmüyoruz.
But it's not funny, knowing everyone is out there judging me.
Ama hiç komik değil. Dışarıdaki herkesin beni yargıladğını biliyorum.
It's-It's-It's not supposed to be funny. It's a serious drama about a single father raising his four-year-old daughter.
Bu dört yaşındaki kızını büyüten dul bir baba hakkında ciddi bir drama.
It's not supposed to be funny.
Öyle olmaması gerekiyor zaten.
It's not even funny.
Komik bile değil.
That's very funny,'cause it says our product's so good, we're not even interested in ourselves.
Çok komik, çünkü ürünümüz o kadar iyi ki, sonunda ne olacağımız da umurumuzda değil mesajı veriyor.
Cameron, come on, it's not that funny.
Cameron, hadi ya, o kadar da komik değil.
Funny story this Du.Ku story, it's not so popular but I found this story in a book about Sumerian gods and spirits.
Du.Ku hikayesi komik bir hikaye fazla popüler değil ama Sümer tanrıları ve ruhları hakkında bir kitapta buldum.
It's not funny anymore.
Artık komik gelmiyor.
Look, it's not funny.
Bakın, bu komik değil.
See, you think it's funny but it's not funny, all right?
Komik olduğunu düşünüyorsun ama öyle değil.
It's not so funny when someone gets shocked, is it?
Biri çarpılınca o kadar da komik olmuyormuş değil mi?
It's... it's not funny.
Hiç komik değil.
- It's really not that funny.
- O kadar komik değil.
I don't know if this is your idea of a joke, but it's not funny.
Senin bir şakadan anladığın bu mu bilmiyorum ama, bu, komik değil.
- It's gonna get not funny after a little while.
Cılkını çıkarıyorsun. - Hayır, gayet güzel oluyor.
- It's not about funny.
- Komiklikle alakası yok.
It's not about being funny at all, okay?
Mesele komik olmak değil.
And because you look like a zombie. But it's not funny when you're sad.
Bir de zombiye benzediğin için, ama mutsuz olman komik değil.
it's not funny at all 17
it's not funny anymore 16
it's not fair 795
it's not 5855
it's not that difficult 19
it's not bad 367
it's not your fault 1412
it's not that good 18
it's nothing 2788
it's not mine 359
it's not funny anymore 16
it's not fair 795
it's not 5855
it's not that difficult 19
it's not bad 367
it's not your fault 1412
it's not that good 18
it's nothing 2788
it's not mine 359
it's not a big deal 561
it's nothing fancy 21
it's nothing new 26
it's nothing i can't handle 24
it's not like that 768
it's nothing personal 210
it's not that bad 484
it's not my fault 634
it's not really my thing 26
it's not important 386
it's nothing fancy 21
it's nothing new 26
it's nothing i can't handle 24
it's not like that 768
it's nothing personal 210
it's not that bad 484
it's not my fault 634
it's not really my thing 26
it's not important 386