It's nothing to do with me traducir turco
209 traducción paralela
It isn't me. It's nothing to do with me.
Bunun benimle ilgisi yok.
Them and their ma's all the time bawling me out because they ain't got nothing to eat, as if I had anything to do with it.
Anneleriyle bir olup kafamı şişiriyorlar yiyecek bir şeyleri yok diye. Sanki benim kabahatim!
This has nothing to do with you. It's me.
Bunun seninle bir ilgisi yok.
It's nothing to do with me, but why were you chosen for this job?
Benimle bir ilgisi yok ama bu iş için niçin sen seçildin?
It's entirely your own affair and nothing to do with me.
Bu sizin meseleniz ve beni alakadar etmez.
It's nothing to do with me.
Benimle alakası yok.
It's nothing to do with me, I scarcely know this person.
Benimle bir ilgisi yok. Bn. Bürstner'i aradığınızı sandım.
- It's nothing to do with me!
- Beninle hiç ilgisi yok!
It's got nothing to do with Trisha, this is all about me!
Bunun Trisha ile ilgisi yok. Hepsi benimle ilgili! Beni terk ettin!
If they're fixed, it's nothing to do with me.
Oynanmışlarsa benimle ilgisi yok.
I mean, it's nothing to do with me personally, is it?
Sonuçta benle herhangi bir sorunları yok, değil mi?
They... they took him to the preparation room, but... it's nothing to do with me!
Onu hazırlama odasına götürdüler. Ama bunun benimle alakası yok!
It's got nothing to do with me, but I've heard you pacing there for hours.
Beni ilgilendirmez, ama dört saattir orada volta attığını duyuyorum.
Uh, well, it's nothing to do with me.
Beni ilgilendirmez.
Can you give me your solemn oath, as a foreigner, that if the answer has nothing to do with the murder, you'll treat it confidentially?
Bana söz verir misiniz, onurunuz üzerine bir söz ki... söyleyeceğim şeyin cinayetle hiçbir ilgisi yoksa bu sırrı herkesten saklayacaksınız.
She has nothing to do with it, it's me!
Onun bununla hiçbir alakası yok, bunun sebebi benim!
Well, it's n-nothing to do with me.
İyi de, benden değildir.
Well, it's nothing to do with me.
Şey, bunun benimle bir ilgisi yok.
It's nothing to do with me
Benim hiçbir suçum yok!
It's nothing to do with me.
Olayın benimle bir ilgisi yok.
You invited me only, it's nothing to do with Afei.
Sadece beni çağırdınız, Afei'nin bununla ilgisi yok.
And then he came and told me about it like he had nothing to do with it.
Ve sonra sanki hiçbir şey yapmamış gibi gelip anlattı.
It's nothing to do with me.
Benim sorunum değil.
This one is a bother to me, it's got nothing to do with you.
Ben rahatsız oldum, seninle bir ilgisi yok.
I just wanted to tell you... whatever happens... it's nothing to do with me and you.
Bilmelisin ki, ne olursa olsun... hiçbir şeyin... ilişkimizle bir ilgisi yok.
acquaintance did to upset you, but it's nothing to do with me.
rahatsız etti bilmiyorum, ama ben bir şey yapmadım.
- It's nothing to do with me.
- Benimle bir alakası yok.
It has nothing to do with you, really. It's me.
Gerçekten bunun seninle bir ilgisi yok, benimle alakalı.
It's got nothing to do with love Tell me what I do on such occasions?
Böyle durumlarda neler yaptığımı anlat.
It's got nothing to do with me.
Bunları ben söylemedim.
It's nothing to do with me!
Benim bu işte çıkarım yok.
It's got nothing to do with me.
Benim bununla hiç ilgim yok.
I'll give you sources where you can find thousands more. And it has nothing to do with me. It has to do with marginalising the public and ensuring that they don't get in the way of elites who are supposed to run things without interference.
Şimdi bu doktrinlerin de altını çizdiğimize göre, belli bir demokrasi algısı olduğunu söyleyebiliriz.
Somebody gets blown up, it's nothing to do with me.
Patlama kurbanı herkesin sorumlusu ben değilim ki.
Listen, Adele you not coming with us has nothing to do with you guys. It's between Carrie and me.
Dinle Adele bizimle gelememenizin sizinle bir ilgisi yok.
- It's nothing to do with me.
- Benimle bir ilgisi yok.
You think so, because it's easier for you. Shut up! That has nothing to do with me.
Annem sırf rehberlik toplantısı için süslendi.
It's got nothing to do with us, believe me.
İnanın bana, bizimle hiçbir ilgisi yok.
Let go of me. It's got nothing to do with me.
Bırak gideyim, benimle işin yok.
It only serves as fodder for pseudo-scientists with nothing better to do than chase fairy tales. Excuse me.
Yalnızca ukala bilim adamlarına yem atmış olursunuz peri masallarını kovalamak bile daha iyidir.
It's nothing to do with me, Robert.
Benimle bir ilgisi yok Robert.
Mate, it's got nothing to do with me.
Dostum benim olayla bir ilgim yok.
Klamm doesn't want to hear about me any more. It's not your fault, dear. You've nothing to do with it.
Pepi içki salonunu hemen bırakmak istemedi.
I tried to convince myself it had nothing to do with me but after a while, I couldn't pretend anymore.
Benimle ilgisi olmadığına kendimi ikna etmeye çalışırdım, ama bir yerden sonra kendimi kandıramaz oldum.
It's nothing to do with me, sir.
Benimle bir ilgisi yok, efendim.
I know that it has nothing to do with me. It's...
Benimle bir ilgisi yok.
Yes, but that's got nothing to do with me, has it?
Evet ama bu durumun benimle bir ilgisi yok ki.
- It's got nothing to do with me. - Why?
Ama bunun benimle alakası yok.
It's got nothing to do with me.
Benimle hiçbir ilgisi yok!
I keep telling these guys it's got nothing to do with me.
Bizimkilere sürekli olarak benimle ilgisi olmadığını söylerim.
No, it's got nothing to do with you trying to jack me.
Hayır. Beni aldatmanla bir ilgisi yok.