It's nothing to worry about traducir turco
277 traducción paralela
It's nothing to worry about.
Endişelenmene gerek yok.
It's all right, Mrs. Jesson. Nothing to worry about.
Endişelenecek bir durum yok Bayan Jesson.
He says it's nothing to worry about.
- Ateşi var mı?
- Right now it's nothing to worry about.
Korkmam, ama hafife de almam.
And I'm sure it's nothing to worry about.
Eminim endişelenecek bir şey yoktur.
It's nothing to worry about.
Senin için rahat olsun.
It's nothing for an innocent man to worry about.
Masumsanız, telaşlanacak bir şey yok.
It's nothing to worry about.
Endişelenecek bir şey değil. Bildiğin bir yer var mı?
It's nothing to worry about.
Kaygılanacak bir şey yok.
- It's all right. Nothing to worry about.
- Korkacak bir şey yok.
- It's nothing to worry about.
- Merak edilecek bir şey yok.
You've got nothing to worry about, it's a clean wound.
Endişelenecek bir şey yok, temiz bir yara.
But it's nothing to worry about.
Ama endişelenecek bir şey yok.
It's nothing to worry about, Hassan.
Endişelenecek bir şey yok, Hassan.
So you don't worry about it? There's nothing to worry about?
Senin için mi çalışıyor, acaba?
Since it's a lie, there's nothing to worry about.
Yalan haber o, kaygılanacak bir şey yok.
It's nothing to worry about.
Endişelenecek bir şey yok.
It's nothing to worry about. Probably some kind of aerial salute for the President while he signs the armistice.
Muhtemelen, ateşkesi imzalayan Başkan'ı selamlayacağız.
It's nothing to worry about.
Endişe edecek bir şey değil.
It's nothing to worry about.
Endişelenme.
It's nothing to worry about.
Korkulacak bir şey değil.
It's nothing to worry about, it's just my blood pressure.
endişe edecek bir şey yok sadece kan basıncım düştü.
It's nothing to worry about but I wouldn't want you to touch it.
Endişelenecek bir şey değil, - ama dokunmanı da istemiyorum.
It's nothing to worry about.
Korkacak bir şey yok.
It's probably nothing to worry about, right?
Muhtemelen dert edecek bir şey yok, tamam mı?
- It's nothing to worry about, really.
- Merak edilecek bir şey değil.
I'm sure it's nothing to worry about.
Endişelenecek bir şey olmadığına eminim.
And I said, "You mean it's nothing to worry about?"
Ben de "Endişelenecek bir şey yok mu?" dedim.
It's nothing to worry about.
Ortada özür dileyecek bir şey yok.
- Hey, it's nothing to worry about.
Merak etmeyin bu iz çıkacak.
- It's nothing to worry about. But if I were you, I wouldn't leave until they shampoo the carpets.
Halıyı şampuanlamadan çıkmasan iyi olur.
Nothing to worry about, it was a flat tire.
Merak etmeyin, lastik patlamış.
It's nothing to worry about, sir.
Endişelenek bir durum yok efendim.
I should tell you the system will be compiling for 18 to 20 minutes, so some of the minor systems, they might go on and off for a while, but it's nothing to worry about.
18-20 dakika sürer. Bu yüzden bazı minör sistemler... arada sırada gidip gelebilir. Endişelenmenize gerek yok.
- It's all right. Nothing to worry about.
Endişelenecek bir şey yok.
Oh, it's nothing to worry about, honey.
Endişelenecek bir şey yok tatlım.
That he has nothing to worry about, that it's just like brother and sister.
Endişelenmesini gerektirecek hiç bir şey yok. Erkek ve kız kardeş gibi.
The Guardian says it's nothing to worry about.
Koruyucu, her iki şekilde de endişelenecek bir şey olmadığını söylüyor.
It's nothing to worry about.
Endişelenecek, herhangi bir şey yok.
It happens all the time, There's nothing to worry about
Her zaman olabilecek bir şey. Endişelenmeye gerek yok.
It's nothing to worry about.
Merak edecek birşey yok.
Nothing to worry about. It's not fierce.
Ama merak etmeyin, tehlikeli değil
There's nothing to worry about. It was just a dizzy spell.
Endişe edecek bir şey yok, sadece biraz başı döndü.
Anyway, it is nothing to worry about, all the bread supplied for this party is from your son-in-law's bakery
Her neyse, endişelenecek bir şey yok Bütün ekmekleri bu partide sağladı senin damadın
It's nothing for you to worry about.
Senin endişelenmeni gerektirecek işler değil.
It's nothing you need to worry about.
Endişelenmenizi gerektiricek bir konu değil
It's just an eclipse, and there's nothing to worry about.
Bu sadece bir tutulma, endişelenecek birşey yok.
As long as it's hot on stage, you got nothing to worry about.
Tamam mı? Sahnede ateşli oldukları sürece dert edeceğin bir şey yok.
That's all. It's nothing to worry about.
Endişelenecek bir şey değil.
No, I said it wasn't dangerous. There's absolutely nothing to worry about, is there?
hayır orası için tehlikeli değil diyorum ha yani korkacak hiçbişey yok öyle mi?
It's nothing to worry about.
Merak edecek birşey değil.