It's too easy traducir turco
389 traducción paralela
Oh, it's too easy.
Çok kolay oldu.
It would have been too easy with the others, Phillip, and too dull.
O gelmeseydi her şey çok sıkıcı ve kolay olurdu.
- He's taking it too easy.
- Çok sakin karşıladı. Ne yapsaydı peki?
It's too easy an out for him.
Onun için kolay bir kaçış olur.
- It's not too easy right now.
- Şu an çok kolay olmayacak.
He just can't do that. It's way too easy.
Seni öyle gönderemez, fazlasıyla keyfi.
It's too easy.
Çok kolay.
All this has already been written in the paper. It's too easy.
Bunlar zaten gazetede yazan şeyler.
That's just it. He pushes too easy.
Kolayca itip kakabilir.
When a man is attractive and you are terribly attractive it's easy to yield, to hold on,... to go almost too far...
Erkek çekici olduğunda ve sen de fazlasıyla öylesin boyun eğmek, dayanmak neredeyse çizmeyi aşmak çok kolaydır...
It's not too easy.
Çok kolay değil.
But it's easy too.
Ama kolay da.
It's too easy to fall into that setup.
Bu tuzağa düşmek çok kolaydır.
- If it's that easy, I'll do it too.
- Bu kadar kolaysa, ben de yapacağım.
It all seems far too easy,.
Her şey ne kadar uzakta kalmış görünüyor.
Take it easy, mister. That's way too much.
Yavaş olun bayım, çok oldu.
If it seems too complicated, make it easy on yourself :
Çok karışık görünüyorsa, onu kendine göre kolaylaştırabilirsin :
Or perhaps you may feel, comrades, with the advantage of hindsight... that Mundt's escape from Britain was a little too brilliant... a little too easy... that without the connivance of the British authorities... it never could have been possible at all.
Ya da belki, yoldaşlar, Sonradan gördük ki... Mundt'un İngiltere'den kaçışı biraz fazla zekice olmuş. Fazlaca kolay.
It's too easy to bug.
Bizi dinleyebilirler.
It's much too fast, too easy.
Bu çok hızlı ve kolay oldu.
It's coming too easy.
Çok kolay oldu.
It's too easy.
Bu çok kolay.
Well, it's only too easy to kill.
Öldürmek çok kolaydır.
If he gets the notion that strap cancels out all the deceit and disobedience, it's too easy for both of you.
Dayağın, tüm aldatmaca ve itaatsizliği hakladığını düşünürse ikiniz için de her şey çok kolay olur.
IT'S EASY FOR US TO JUDGE DINSDALE PIRANHA TOO HARSHLY.
Dinsdale Pirana'yı çok sert biçimde yargılamak kolay. Bir Kriminolog
Don't tempt me with illegality, it's too easy in my position.
Benim pozisyonumda birini suç işlemeye ikna edemezsin.
It's too easy like that let's shoot it out between us, Mr.
Bunu, ikimiz arasında bir düelloyla halletmeye ne dersin?
It'd be too easy for enemies to sneak in at night and blow up every one of them if they're left out there.
Düşman için geceleyin içeri sızmak ve atlatabilirlerse de şunların her birini havaya uçurmak çok kolay olurdu.
In Russia, it's always been too easy to lock a man up because he disagrees with you.
Rusya'da, sizinle aynı fikirde olmayan bir adamı hapse atmak, her zaman çok kolay olmuştur.
Yet it's too easy to blame the crusades for this emptiness, this dissatisfaction I feel.
Ama başaramadım. İçimdeki boşluk ve tatminsizlik için haçlıları suçlamak çok kolay.
Yeah, it's too easy.
Evet, bu çok kolay.
It's almost too easy!
Çok kolay oldu sayılır!
It's too easy
Çok kolay!
It's too easy for the police.
Polis için bu çok kolay olur.
I feel it's been too easy to kill the Black Leopard
Kara Leoparın ölümü çok kolay oldu. aşırı kolay!
I know it's a big decision for you, too. It wasn't so easy to leave my husband, and now to think of the children...
Kocamı terk etmek kolay bir şey değildi.
It's too easy to keep people in the dark.
İnsanları habersiz bırakmak çok kolay.
It's easy, not too deep.
Fazla derin değil.
It's been too easy.
Çok kolay oldu.
It's been too easy getting here.
Bu çok kolay oldu.
It's all too easy.
Her şey çok kolay oldu.
Cameron, I can flip out real easy, too It's okay
Cameron, bazen ben de kolaylıkla delirebiliyorum. Bu, normal bir şey.
- It's too easy.
- Çok kolaydı.
It's easy to do, too.
Yapması da.
It's so easy to make too.
Yapması da çok kolaymış.
- It's too easy?
- "Baba." - Çok mu kolay oldu?
It's easy, too.
Çok kolay hem.
- Oh, it's too easy.
- Bu fazlasıyla kolay.
Joanie, that's too bad. Well, for what it's worth, it is never easy breaking up.
Amerika'nın en saygın dergilerinden birinde bir yazar olacağım!
Now, we use our hands so often in our everyday lives that it's all too easy to take them for granted and just forget about them altogether, and that can obviously be fairly dangerous.
Günlük hayatta ellerimizi o kadar sık kullanıyoruz ki onlara değer vermeyi unutuyoruz. Bu elbette çok tehlikeli olabilir.
Oh, no, no, no, no, no, no. I can't stand it. It's too easy.
# Buna dayanamıyorum.
it's too late 1593
it's too late for me 32
it's too late now 142
it's too much 352
it's too loud 51
it's too expensive 49
it's too cold 57
it's too early 104
it's too late for that 233
it's too painful 30
it's too late for me 32
it's too late now 142
it's too much 352
it's too loud 51
it's too expensive 49
it's too cold 57
it's too early 104
it's too late for that 233
it's too painful 30