It's too much for me traducir turco
150 traducción paralela
But... she told me that she's afraid, and it's too much for her.
Ama korktuğunu, zorlandığını söyledi.
The Big Boyjust handed me the whole North Side but it's too much for one man to handle alone.
Big Boy, tüm Kuzey bölgesini bana verdi ama orası tek bir kişi için fazla büyük.
- I confess it's too much for me.
- Beni aşar doğrusu.
It's almost too much for me.
Benim için bu kadarı bile çok fazla.
It's much too good for me.
Bu benim için çok fazla.
Whatever I want, my mother will get for me if it's sensible and doesn't cost too much.
Her ne istersem, annem bana alır... Tabi eğer mantıklı bir şeyse ve çok pahalı değilse.
- It's too much for me.
- Benim için çok yüksek.
That's just it. This tension is too much for me.
Bu gerilim benim için çok fazla.
It's just too much for me to give up, this place and our valley...
Vazgeçecek çok şeyim var, burası, ova...
I always used to think there was too much of me in you... for us to hit it off... but I know now that that was wrong.
Her zaman sende başarılı olmak için benden çok şey olduğunu düşündüm. Ama şimdi bunun yanlış olduğunu biliyorum.
It's too much for me. I'll see you at the hotel.
Benim için çok fazla.
It's just hard for me to smile too much with this head.
Sadece bu kafayla gülümsemek zor benim için.
When your aunt was alive she could manage him, but it's too much for me
Teyzen hayattayken onu idare edebiliyordu. Ama benim için bu çok fazla.
Oh, no it's much too nice for me.
Oh, hayır benim için çok fazla bu.
It's all been too much for me this time.
Bunca zamandır nafile çalışmışım.
It's too much for me, Breck.
Bu kadarı bana fazla geliyor, Breck.
Well, it's too much trouble for me to work my way up from one ryo.
Eee, sıfırdan başlayarak 10 ryo kazanmak benim için çok zor olur.
If marrying me damaged her relationship with either of you the pain of it would be too much for her.
Benimle evlenmesi herhangi birinizle ilişkisini bozacaksa bunun acısına katlanamaz.
It's getting too much for me.
Bu benim için çok fazla olmaya başladı.
Are you okay? It's too much for me.
- Benim için bu kadarı fazla!
It's just too much for me. - Okay. Don't worry.
Her gün çamaşır yıka.
It's much too magic for me.
Bu kadar sihir bana fazla.
It's too much for me.
Benim için fazla karışık.
If it's too much for you, come to me
Senin için fazla olursa, bana getir.
But it's too much responsibility for me.
Ama sorumluluk alamam. Siz karar verin.
If it's about insurance, it's much too early for me to commit. I mean...
Eğer sigorta içinse benim konuya müdahil olmam için biraz erken.
For people like you and me, it's still too much.
Senin ve benim gibi insanlar için, hala çok pahalı.
It is beautiful, but that's too much for me.
Çok güzel, ama bana biraz pahalı geldi.
It's too much for me.
Benim için çok fazla.
It's too much for me.
Bu benim için çok fazla.
It's much too serious a matter for me to rush blindly into.
Gözü kapalı atlamayacağım kadar ciddi bir konu bu.
It's too much for me Mother.
Bu kadar giysiyi ne yapacağım anne.
Far too much for me to carry. It ain't the bundles do me in. It's them five flights of stairs.
Çok ağır değildi. beni yoran 5 kat merdiven
It's too much for me.
Bu kadarı benim için çok fazla.
It's too much for me tonight.
Bu gecelik benden paso.
It's too much like real work even for me.
Bana bile fazla gerçekçi geliyor.
It's too much for me.
Bu kadarı ağır geliyor.
'It was too much for me,'she whispered.
"Bu benim için çok fazla" diye fısıldadı.
Hey, it " s too much for me.
Naber, ahbap.
It's too fucking much for me.
Benim için çok fazla.
Beat it, leave me alone... if it's too much for you.
Git hadi, beni yalnız bırak... Eğer sana bunlar fazla geliyorsa.
It's too much for me.
çok fazla çeşit var.
It's too much for me, I confess.
İtiraf ederim, bu benim için çok fazla.
Then came the surgical operation and the transplant... And it was too much for me
Sonra sıra ameliyata ve organ nakline geldi buna katlanamıyordum.
It's all far too much excitement for me.
Benim de öyle.
Oh, nope, I can't handle that machine, it's too much for me, but thank you.
Ben o makineyi kullanamam. Benim için çok fazla. Ama yine de teşekkürler.
Yeah... it's just too much for me.
Evet... Bu bana biraz fazla.
It's true, he's punishing me a little too much for it... but it was my fault.
Bu doğru, o bu yüzden benden intikam alıyor fakat bu benim hatamdı.
It's too much for me.
Bana çok fazla.
She drags me down here claiming it's for my benefit so I can get more experience, but not too much.
Kendi yararıma olacağını, tecrübe kazanacağımı söyleyerek beni buraya sürüklüyor, ama fazla tecrübe kazanmamalıymışım.
And I just figured that anyone who'd sing an Olivia Newton-John song for me would be the kind of lawyer who- - oh Lord. honey. don't make me think about it too much.
Ve bana Olivia Newton-John şarkısı söyleyen bir avukat... Tanrım, beni fazla düşünmeye itme, tatlım.