It's very sad traducir turco
228 traducción paralela
[groans] The Kanima is a... it's actually a very sad, sympathetic creature.
Aslında, Kanima çok mutsuz ve sempatik bir yaratık.
It's a very sad time.
Çok hüzünlü bir an.
It's all very sad.
Bu olanlar çok üzücü.
Whether it's love or habit, if you'd leave me, I'd be very sad.
Bu, alışkanlık mı yoksa aşk mı bilmiyorum ama... eğer beni terk edersen çok mutsuz olacağım. Bunun olmasını istemiyorum.
It is very sad to love and lose somebody. But in a while, you'll forget, and you will take up the threads of your life where you left off not so long ago and you will work hard. There's lots of happiness in working hard.
Birisini sevmek ve kaybetmek çok üzücüdür ama bir süre sonra unutup hayatına kaldığın yerden devam edeceksin ve çok çalışacaksın, çok çalışmak insanı mutlu eder.
It's a blundering world and a very sad one, yet kindness can make it beautiful.
Yıpratıcı ve hüzünlü bir dünyada yaşıyoruz, ama güzellikler onu anlamlı kılıyor.
Still, it's very sad
Gene de çok üzücü.
- Oh, it's a very sad story.
- Bu çok acıklı bir öykü.
- I know, it's very sad.
- Biliyorum çok yazık.
It's very sad.
Çok üzücü.
It's very sad
Çok üzücü.
That's very loyal of you, but perhaps it would be better to face the facts.
Çok sadıksın, ama belki de gerçeklerle yüzleşmek daha iyi olur.
It's very kind of you to invite us, but as my wife points out, we do have our programme to stick to.
Bizi davet etmeniz büyük incelik, ama eşimin de dediği gibi programımıza sadık kalmalıyız.
I think it's very sad.
Bence çok üzücü.
It may very well take hold of Mr. Fouquet and his friends, even though he was at your side during those sad events.
Bu üzücü olaylar sırasında yanınızda olmuş olsa bile, işi Bay Fouquet ve arkadaşlarının ele alması çok iyi olabilir.
It's really a very sad story.
Gerçekten üzücü bir hikayedir.
It's a very sad story.
Çok hazin bir hikaye.
I think it's a very, very sad situation.
Bence bu çok üzücü bir durum.
It's a very sad thing, but today it is fashionable... to belittle tradition.
Ama bugün gelenekleri küçümsemenin moda olduğunu görmek oldukça üzücü.
It's very sad, believe me, when you realize that the distressing things... by far outweigh the beautiful things you feel.
Istırap verici şeylerin... hissettiğin güzel şeylerden bir hayli fazla olduğunu anlaman... çok üzücü, inan bana.
It's a very sad story!
Çok acıklı bir hikaye.
It's a very sad tale.
Hüzünlü bir hikaye.
Yes, Zora, it's a very sad dream.
Evet, Zora, bu çok üzücü bir rüya.
It's very sad, you know.
Çok üzücü.
You're very loyal, if that's what it is.
Tamam, çok sadıksınız.
Her entire lymphatic system is shot. It's very sad.
Bütün lenfatik sistemi vurulmuş Çok üzücü.
It's very sad.
Çok hüzünlü.
It's a long, very sad story... a story of injustice.
Hemen hemen öyle Ellen. Bu çok uzun ve üzücü bir hikaye haksızlığın hikayesi.
- It's really very sad.
- Üzücü mü?
It's a very sad house.
Çok üzüntü dolu bir ev.
It's a very sad time, a very private, personal time.
Çok hüzünlü, özel, kişisel bir gün.
It's very sad.
Çok yazık.
I mean, it's not funny, it was a very sad thing.
Bu hiç komik değil, çok üzücü bir şey.
It's very sad but you can't let it drag you down.
Üzücü, fakat moralini bozmasın.
It's so very sad.
Bu üzücü.
It's very sad she has such an unfortunate family, such low connections.
Fakat öyle tuhaf bir ailesi ve hısımlarının olması çok üzücü.
It's my life. That's so very, very sad. Meanwhile, frantic police launch a desperate search for Cave Guy using all the tools of modern law enforcement including lots of overtime.
Bu esnada, çılgına dönen polis, Mağara Adamı için ümitsiz bir arama başlatır... tüm modern güvenlik araçları seferber edilir bolca fazla mesai ücreti yazmak dâhil.
He's very sad, but he'll do it.
Ama söylediğini yapmalıydı.
It's very sad really.
Gercekten üzücü birşey.
It's a very sad story, one most people have forgotten.
Çok kişinin unuttuğu acıklı bir hikaye.
No, for you. It's very sad for you because you couldn't love a puppy.
Hayır, senin için çok hazin, bir köpek yavrusunu sevememen.
IT'S VERY SAD.
Çok acı birşey.
It was very sad to think about his wife, who was seven months pregnant, and-and realize that my good friend wouldn't be there... to see his first child born.
Yedi aylık hamile olan karısını düşünmek ve arkadaşımın, doğan ilk çocuğunu görmek için orada olamayacağını düşünmek çok üzücüydü.
- It's very sad.
- Çok acıklı.
Yeah, it's very sad.
- Evet öyle. Çok üzücü.
It's gonna be very sad without him.
Onsuz olmak çok üzücü.
I think it's safe to assume that Mary died a very sad and lonely death.
Bence Mary'nin hüzün ve yalnızlık içinde öldüğünü varsaymak tehlikesiz.
It's very sad.
Çok üzüyor.
It's very sad.
Bu çok üzücü.
It's very sad.
Çok üzücü bir şey.
It's all very sad.
Çok üzücü bir hikâye.
it's very nice of you 19
it's very kind of you 45
it's very nice 212
it's very hot 34
it's very good 223
it's very expensive 38
it's very pretty 63
it's very beautiful 65
it's very cool 29
it's very funny 42
it's very kind of you 45
it's very nice 212
it's very hot 34
it's very good 223
it's very expensive 38
it's very pretty 63
it's very beautiful 65
it's very cool 29
it's very funny 42