It looks good on you traducir turco
183 traducción paralela
Nanni, it looks good on you.
- Nanni, sana çok yakıştı. - Hayır.
But it looks good on you.
Sana yakıştı!
It looks good on you, but I don't look right in a tuxedo.
Üstünde güzel duruyor, fakat smokin bana yakışmaz.
You put on a little weight, but it looks good on you.
Biraz kilo almışsın o kadar, ama sana yakışmış.
I saw that it looks good on you
Bugünlerde bunlar modaymış!
It looks good on you.
Sana yakışmış.
Oh, it looks good on you, though.
Ama sana yakışmış.
It looks good on you.
Size yakışmış.
It looks good on you, too.
Hem sana da çok yakıştı.
It looks good on you.
Sana çok yakışır.
It looks good on you.
Sana çok yakışmış.
It looks good on you.
Sana yakışıyor.
It looks good on you.
- Sana yakışmış. Güzel olmuş
It looks good on you.
Üzerinde iyi gözüküyor.
It looks good on you
Ne kadar da yakıştı!
It looks good on you, though.
Sende iyi durdu, ama.
It looks good on you.
Çok yakışmış.
It looks good on you.
Seninle iyi gözüküyor.
It looks good on you.
Yakıştı sana.
I hope it looks good on you.
Umarım sana yakışır.
- It looks good on you.
Sana çok yakışmış.
And to be honest, it looks good on you.
ve o namuslu, o size de iyi görünür.
- It looks good on you, though.
- Sana çok yakışmış.
It looks good on you.
Üstünde iyi durdu.
- It looks good on you
- Üzerinde güzel duruyor.
- It looks good on you.
- Üstünde güzel durmuş.
Yeah, it looks good on you.
Evet, senin üzerinde iyi duruyor.
It looks good on you, look!
Üzerinde çok güzel durdu, bak!
See how good it looks on you?
Sana ne kadar yakıştığını görüyor musun?
You know, on you this suit looks good It's the first time I've liked it
Bu takım senin üzerinde iyi durdu. İlk hoşuma giden takımımdı.
On you, it looks good.
- Hayır. Sana yakışmış.
It really looks very good on you.
Üstünde güzel durdu gerçekten.
It looks good on you.
Üzerinde güzel durdu.
It looks very good on you.
Üzerinizde çok iyi durmuş.
- Pah! - It looks very good on you.
Sana çok yakıştı.
It looks good on you, too. - What are you doing there?
Zaten başaramazsınız.
These are out of fashion now on Genosha, but on you it looks good!
Genosha'da modası geçti bunların, ama sana yakıştılar.
That one fits you well, and it looks so good on you.
Bu sana tam oluyor, ve üzerinde öyle güzel duruyor ki.
But on you it looks good.
Ama sana... yakışmış.
It looks quite good on you.
Size oldukça yakıştı.
- It looks really good on you.
- Sana çok yakışıyor.
Well, it looks good on you.
- Çok yakışmış.
Well, I'm surprised how good it looks on you.
Üstünde çok güzel duruyor, şaşırdım.
It looks good on paper, but how do we know you haven't lost the knack?
Kağıt üzerinde güzel gözüküyor, ama yeteneğini kaybetmediğini nerden bilebiliriz?
But on you... it looks good. ( Chuckles )
Senin üzerinde... güzel duruyor.
Why? You think it looks good on me?
Sence yakıştı mı?
- It looks very good on you.
Üzerinde çok iyi durmuş.
I say hey, you goofy looking baldy headed fuck, looks good on black guys, on you, it's ugly, repulsive and disgusting.
Ben de diyorum ki, Sen aptal görünüşlü Kel kafalı, zencilerde güzel duruyor, ama sende, antipatik ve iğrenç duruyor.
That's my jacket, it looks really good on you.
O benim ceketim, üstünde güzel durmuş.
I mean, come on, Senator Boxer, as one of our foremost Democratic leaders, I ask you – do you really think it looks good to have the American Secretary of the Treasury traveling around with Bono?
Yapmayın Senatör Boxer. Siz en demokratik liderlerimizden birisiniz. Hazine Bakanı'nın Bono ile seyahat etmesi sizce iyi bir şey mi?
Looks almost as good on her as it does on you, doesn't it?
Onda da hemen hemen sende durduğu gibi güzel duruyor, değil mi?