It makes sense to me traducir turco
161 traducción paralela
It makes sense to me.
Bana mantıklı göründü.
It makes sense to me.
Bana mantıklı geliyor.
- Gotcha. - It makes sense to me.
- Bence de mantıklı.
- It makes sense to me.
- Bana göre anlamlı.
And it makes sense to me.
Böyle olması da mantıklı geliyor.
You think it makes sense to me?
Sence bana ediyor mu?
What, do you think it makes sense to me?
Ne yani, bana mantıklı mı geliyor?
She obviously didn't think her life was worth anything, so it makes sense to me.
Anlaşılan hayatının bir değeri olmadığını düşünüyormuş, bence çok anlamlı.
Whether or not it makes sense to me, it doesn't matter.
Bana mantıklı gelip gelmemesi önemli değil.
- It makes sense to me.
- Bu benim için anlamlı.
It makes sense to me.
- Bana öyle geliyor.
It makes sense to me.
Bana mantıklı geldi.
So if I get involved with Quakerism or whatever because it makes sense to me, because it means something to me, you can't...
Yani Kuveykırlıkla veya başka bir şeyle bana mantıklı geldiği, benim için... -... anlamlı olduğu için ilgilensem -
This makes less sense to me than it does to you.
Ben de sizin kadar şaşırdım.
It makes no more sense to me than Chinese music.
Benim için Çin müziği kadar anlamsız gelmeye başladı.
It even makes sense to believe in me now.
O bile artık bana inanman gerektiğini söylüyor.
It makes no sense to me.
Bana mantıklı gelmiyor.
It makes perfect sense to me.
Bence son derece anlamlı.
Then it makes no sense to me at all.
O zaman benim için hiçbir şey ifade etmiyor.
You know, if I may say so, Louisa it makes perfect sense to me.
Biliyor musun, Louisa bu bana çok mantıklı geliyor.
So until you can tell me something that makes one ounce of sense, then we're all going home, and that's all there is to it.
Bu yüzden sen bana birşey anlatana kadar tek gerçek bu sonra hepimiz eve gideriz, ve orada olacak hepsi bu.
No, it actually makes sense to me.
Hayır, aslında mantıklı geliyor.
So, um, the only plan that makes sense is to give it to Bud and me.
Ama hatırla, Peggy, erkekler küçük çocuklar gibidir.
It makes no sense to me.
Bana çok anlamsız geldi.
It all fucking makes sense to me now.
Şimdi bütün bu lanet şeyler bana mantıklı geliyor.
Pearce, this will make no sense to you, as it makes no sense to me, but the moment I saw Lady Celia I was captivated by her.
Pearce, bu seniniçin bir anlam ifade etmeyecek, bana da etmediği gibi, ama Leydi Celia'yı gördüğüm an onun tarafından büyülendim.
It makes more sense for me to go.
Benim gitmem daha mantıklı gibi geldi.
It all makes sense to me.
Aklıma yatıyor yani.
It makes perfect sense to me.
Bence çok mantıklı.
It makes perfect sense to me.
Bana mükemmel derecede mantıklı geliyor.
To me, it makes no sense. If you've got alcohol, you've got alcohol.
Benim için sorun değil.Eğer alkol varsa alkol var demektir.
I could have a member of my own firm to represent me but I think it makes sense to hire outside counsel.
Kendi şirketimden birinin, beni temsil etmesini isteyebilirdim fakat düşündüm ki, dışarıdan bir avukat... -... daha mantıklı olur.
It makes no sense to me whatsoever.
Zira hiçbir şey anlamadım.
It makes perfect sense to me.
Bana gayet mantıklı geliyor.
- It makes perfect sense to me.
- Bana çok mantıklı geldi.
You make things clear in my head so everything comes together and it just makes sense to me.
Olayları kafamda netleştiriyorsun böylece her şey bir araya geliyor ve benim için bir şey ifade ediyor.
It all makes sense to me as far as it goes, but there's something else.
Aslında hepsi mantıklı ama başka bir şey var.
"I'll stay out of it." Makes sense to me.
- Yapacağını yap Francis Sullivan ile - Ben uzak duracağım
It makes no sense to me.
Hiç bir anlamı yok benim için.
I'm sure it does, but it all makes good sense to me.
Ama bana gelmiyor ve önemli olan da bu.
It makes no sense to kill me!
Beni öldürmen sana bir şey kazandırmaz!
- None of it makes sense to me
Evet ya.
Because you... this... none of it makes no sense to me, that's why.
Çünkü siz ve buradaki herşey benim için anlamsızsınız, nedeni bu!
- It makes sense to me.
- Bana mantıklı geliyor.
Hard as you worked, as much shit as you had to eat... only way it makes any sense to kill him... is if you sign everything you got across to me first.
O kadar çalıştın, o kadar aşağılanmaya göğüs gerdin... Madem onu öldüreceksin... bari sahip olduğun her şeyi benim adıma geçir önce.
It makes a weird poetic kind of sense to me.
Bende garip bir şiirsel yan uyandırdı.
It's 2 : 45 in the morning- - nothing much makes sense to me at 2 : 45 in the morning.
Saat üçe çeyrek var.Bu saatte bana hiçbir şey anlam ifade etmiyor.
It makes sense that they'd have to- - torture me.
Mantıklı olan onların bana işkence etmesi.
Because it makes perfect sense to me,
Çünkü bana çok şey ifade ediyor.
But taking it one day at a time still makes the most sense to me.
Ama bir anda bırakmak bana hâlâ daha mantıklı geliyor.
I've been wondering why mike's been so cold to me. Now it all makes sense.
Mike'ın neden bana soğuk davrandığını merak ediyordum, şimdi ortaya çıktı.