It was an honest mistake traducir turco
94 traducción paralela
It was an honest mistake, sir.
İstemeden oldu efendim.
It was an honest mistake.
Masum bir hataydı.
It was an honest mistake.
Bağışlanabilir bir hataydı.
It was an honest mistake.
İstemeden oldu.
Maybe it was an honest mistake, a slip of the tongue.
Maybe it was an honest mistake, a slip of the tongue.
It was an honest mistake.
Bir hata yaptım. Karışıklık oldu.
It was an honest mistake.
Normal bir hataydı.
It was an honest mistake.
Bu küçük bir hataydı.
It was an honest mistake.
Bu gerçek bir hataydı.
Come on, Jack it was an honest mistake
Yanlış anlama oldu. Ann, biraz miyop.
- It was an honest mistake.
- Olabilecek bir hataydı.
But if that killed him, it was an honest mistake.
Ama onu bu öldürdüyse, bilerek yapmadım.
Ok, it was an honest mistake.
Bu masum bir hataydı.
Don't be silly. It was an honest mistake.
Aptallık etme, doğru düşünmüşsün.
It was an honest mistake.
Bilmeden yapılmış bir hataydı.
- Come on, it was an honest mistake.
Yapma böyle ama sadece basit bir hataydı. Sakimi olmam.
It was an honest mistake.
Yanlışlıkla yapmış.
I can see how a happy happy-birthday basket might seem ironic and cruel, but it was an honest mistake.
Evet, Nice Yıllara sepetinin çok kötü olduğunu anlıyorum. Ama iyi niyetli bir hataydı.
So as you can see, sir... or maybe not actually see in your case... it was an honest mistake... and one that I promise won't ever happen again as long as I'm working for you.
Gördüğünüz gibi efendim veya sizin konumunuzda, göremediğiniz gibi basit bir hataydı ve sizin için çalıştığım süre boyunca bir daha asla olmayacağına söz veririm.
Mrs. T, you're gonna let this one slide because it was an honest mistake, it's only the first day of school, and the fire was put out as quickly as it was started.
Bayan T. Bunu göz ardı etmelisiniz, çünkü masum bir hataydı. Daha okulun ilk günü ve yangın daha başlamadan söndürüldü.
I feel it was an honest mistake, Wanda.
İstemeden olan bir şeydi bu, Wanda.
- Seriously, it was an honest mistake.
- Cidden, affedilebilir bir hataydı.
It was an honest mistake.
Bu masumca bir hataydı.
* Don't look at me that way * * It was an honest mistake. *
* Bana öyle bakma *
It was an honest mistake. I still kind of wish you didn't shoot me.
- Yine de keşke beni vurmasaydın.
Ok, so it was an honest mistake.
Pekala. Bilerek yapmadın.
For god sakes, it was an honest mistake.
Tanrı aşkına, bu bir hataydı.
It was an honest mistake.
Dürüstçe bir hataydı.
Listen, Betty, I know it was an honest mistake.
Dinle, Betty, bunun dürüstçe bir hata olduğunu biliyorum.
It was an honest mistake.
Çok büyük bir hataydı.
It was an honest mistake.
Bir hataydı.
It was an honest mistake.
Tamemen bir hataydı.
It was an honest mistake.
Cidden bir hataydı.
Try see if he thinks it was an honest mistake.
Dene de gör bakalim, bunun bir hata olduğuna inanacak mı?
It was an honest mistake.
Kasıtsız bir hataydı.
Sam meant well and it was an honest mistake.
Sam'in bir suçu yoktu ve hatası iyi niyetliydi.
It was an honest mistake.
Hata yaptım.
- It was an honest mistake, Sheriff.
- Bu sadece bir hataydı, Şerif.
It was an honest mistake.
Başını derde sokmak istemedim.
It was an honest mistake.
Samimi bir hataydı.
Oscar, it was an honest mistake.
Oscar, basit bir hataydı işte.
- It was an honest mistake.
- Bu masum bir hataydı.
Honey, I apologize for calling you Kelly, but that happened two days ago and it was an honest mistake.
Canım, Kelly seni özür dilemek için aradı ama iki gün önceydi ve bi hataydı.
But it was an honest mistake, you know?
Ama biliyor musunuz? Bu safça bir hataydı.
If I've made a mistake in judgment, it was an honest one.
Hatalı bir karar bile olsa dürüst bir hataydı.
Well, if I made a mistake, it was an honest one.
Eğer bir yanlış yaptysam, bilmeyerek yapılmış bir yanlıştı.
It was just an honest mistake.
- Oh, elbette. Bu dürüstçe bir hataydı.
It was an honest beating mistake.
Bu dayak dürüstçe bir hataydı.
* It was an honest mistake *
* O sadece bir hataydı *
It was just an honest mistake.
Bu art niyetsiz bir hataydı.
It was an honest mistake.
Bilinçli bir hataydı.