It wasn't an accident traducir turco
421 traducción paralela
Seems it wasn't just an accident.
Sadece bir kazaymış gibi görünmüyor.
You said it wasn't an accident.
Kaza değil demiştin. Kesinlikle.
In three minutes he'd know it wasn't an accident.
Bunun bir kaza olmadığını üç dakikada anlar.
But it wasn't natural causes and it wasn't an accident.
Ama doğal sebeplerle değildi ve bu bir kaza değildi.
- Tonight it wasn't an accident.
- Bugün karşılaşmamız tesadüf değil.
No, it wasn't an accident.
- Hayır, kaza değildi.
If it wasn't an accident, what reason did I have?
Eğer bir kaza değildiyse bunu hangi nedenden işledim?
But as you know, there was an accident so it wasn't necessary to pay Swan after all.
Bildiğiniz gibi, bir kaza oldu ve Swann'a para vermeye gerek kalmadı.
He was killed in an accident, but it wasn't really an accident.
Bir kazada öldü, ama aslında bir kaza değildi.
It wasn't an accident.
Bir kaza değildi.
You mean, in case it wasn't an accident?
Yani, ola ki bir kaza değildi?
No, it wasn't an accident.
Hayır, bir kaza değildi.
Well, as a doctor, I can't prove it wasn't an accident.
Bir doktor olarak bunun bir kaza olmadığını ispatlayamam.
No, it wasn't an accident.
Hayır, bir kaza değildi. Ben yaptım.
It wasn't an accident.
Kaza filan olmadı.
- Oh, no. It wasn't an accident.
- Hayır, bir kaza değildi.
Nobody's ever gonna know it wasn't an accident.
Bunun bir kaza olmadığını kimse anlamayacak.
precisely because she unfortunately found out... that my husband's death wasn't an accident, she should have realised that it was both foolish and dangerous to push it.
Kesinlikle onun kocamın ölümünün bir kaza olmadığını... maalesef öğrenmesi yüzünden, zorlamanın hem aptalca hemde tehlikeli olduğunun farkında olmalıydı.
It wasn't planned, it was an accident.
Planlı değildi, kazayla oldu.
It was only an accident, wasn't it?
Sadece bir kazaydı, değil mi?
It wasn't an accident, which means they deliberately destroyed it.
Şunu merak ediyorum, ne diye sahip oldukları tek şansı da havaya uçurdular?
It wasn't an accident.
Kaza değildi aslında.
You mean it wasn't an accident?
Yani kaza değil miydi?
- It was an accident, wasn't it?
- Kazaydı, değil mi?
I knew it wasn't an accident the first night.
- Ben ilk gece bir kaza olmadığını biliyordum.
Does he really think it wasn't an accident?
Gerçekten cinayet olduğuna mı inanıyor?
It wasn't an accident.
Kaza değildi.
What if it wasn't an accident?
Ya okaza değilse?
If you run'em together, it's clear it wasn't an accident.
İkisini birlikte oynatabilirseniz bunun bir kaza olmadığını herkes görebilir.
What makes you think it wasn't an accident?
Size bunun bir kaza olmadığını düşündüren şey nedir?
No, it wasn't an accident.
Hayır, kaza değildi.
I'm sure now that it wasn't an accident that Laszlo left that book around for me to see.
Şimdi eminim Bu bir kaza değildi. Laszlo... O kitabı benim görmem için bıraktı.
Clark ran with a pretty tough crowd and talk is it wasn't an accident.
Clark ölmeden bunun bir kaza olmadığını söylemişti.
Oh, yeah, sure, that was an accident, wasn't it?
Tabii ya o bir kazaydı, değil mi?
Daddy, it wasn't an accident.
Baba, bu bir kaza değildi.
Maybe it wasn't an accident.
Belki de bir kaza değildi.
You mean to say that it wasn't just an accident?
Bunun sadece bir kaza olmadığını mı söylüyorsun?
- It wasn't an accident.
- Bu bir kaza değildi.
But it wasn't an accident.
ama bu bir kaza değildi.
And what if it wasn't an accident?
Ya o bir kaza değildiyse?
It wasn't really an accident, you know.
Esasında kaza değildi.
It wasn't an accident, was it?
O bir kaza değildi, değil mi?
So, you're saying that it wasn't an accident?
Yani kazara olmadığını mı söylüyorsun?
And it wasn't an accident.
Kaza da değildi.
- That it wasn't an accident.
- Bunun bir kaza olmadığı.
I bet it wasn't an accident.
İddiaya girerim o bir kaza değildi.
- It wasn't an accident!
_ O bi kaza değildi!
it wasn't an accident, sir.
Bu bir kaza değildi efendim.
Only many people in Russia believe it wasn't an accident.
Fakat Rusya'daki pek çok insan bunun bir kaza olmadığına inanıyor.
How do you know it wasn't an accident?
Kaza sonucu olmadığını nereden biliyorsun?
It wasn't an accident, was it?
Bir kaza değildi, değil mi?
it wasn't meant to be 40
it wasn't me 977
it wasn't your fault 315
it wasn't 1008
it wasn't my fault 280
it wasn't that bad 112
it wasn't hard 37
it wasn't a big deal 50
it wasn't fair 35
it wasn't a date 37
it wasn't me 977
it wasn't your fault 315
it wasn't 1008
it wasn't my fault 280
it wasn't that bad 112
it wasn't hard 37
it wasn't a big deal 50
it wasn't fair 35
it wasn't a date 37