English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / Ivor

Ivor traducir turco

68 traducción paralela
- Get up, Sir Ivor, and give him your place.
- Kalkın, Sör Ivor. Ona yerinizi verin.
Come, Sir Ivor.
Haydi, Sör Ivor.
Sir Ivor, Nigel, Baldwin, Norbert.
Sör Ivor, Nigel, Baldwin, Norbert.
Ivor Morgan, three pounds seven.
Ivor Morgan : 3 pound 7.
● I'm so proud for Ivor.
- Ivor adına gurur duyuyorum.
You think well of our Ivor?
Ivor için güzel duygular besliyor musun?
Bronwyn and Ivor were to be married by the new preacher, Mr. Gruffydd... who had come from the university at Cardiff.
Bronwyn ve Ivor'un nikahını yeni vaiz, Bay Gruffydd kıyacaktı. Cardiff'teki üniversiteden geliyordu.
Ivor, find Dai Griffiths and Idris John and bring them to Mr. Evans's office.
Ivor! Dai Griffiths ve Idris John'u bul ve onları Bay Evans'ın bürosuna getir.
For Mr. Ivor Morgan.
Ivor Morgan'a mektup var.
" Mr. Ivor Morgan is commanded to appear before Her Maj -
Bay Ivor Morgan'ın...
"Mr. Ivor Morgan is commanded to appear before Her Majesty at Windsor Castle... " with chosen members of his choir, on the 14th of May between the hours of three and five. "
Bay Ivor Morgan, koro üyelerinden seçilenlerle birlikte 14 Mayıs'ta saat 3 ile 5 arasında Majesteleri Kraliçe'nin huzuruna çıkacaktır.
Fell under a tram. Lower level.
Ivor maden arabasının altında kaldı.
Wednesday she's going to have a cavity filled by your Uncle Ivor.
Çarşamba günü lvor amcanız, dişlerine tel takacak.
It should have come at the beginning of the program. Yours, Ivor Bigbottie, age two. "
Saygılarımla, Ivor Bigbottie, yaş 2.
Ivor!
Ivor!
Ivor Thomas.
Ivor Thomas.
Yes, Ivor, go on.
Evet, lvor, devam.
Come on, Ivor.
Gel, lvor.
I don't want to have to tell people that it failed because of you, Ivor.
Senin yüzünden başarısız olduğunu insanlara söylemek istemiyorum, lvor.
Our colony on Ivor Prime was destroyed this morning.
Bu sabah Ivor Prime'daki kolonimiz yok edilmiş.
I'm William McCordle's cousin, Ivor.
Ben William McCordle'nin kuzeni, Ivor.
- was that really Ivor Novello? - yes.
- O adam gerçekten Ivor Novello muydu?
- Morris Weissman. He's a friend of Ivor. - Oh.
Ivor'un arkadaşı Morris Weissman.
Ivor asked if he could bring him along.
Ivor yanında getirmek istedi.
- Hello, I'm Ivor.
- Merhaba, ben Ivor.
Butsince I was in England, I thought I would do a little research on country living... and Ivor was kind enough to arrange it for me.
İngiltere'de bulunduğum andan itibaren, kır hayatı hakkında araştırma yapacağımı düşündüm. Ivor bunu bana ayarlama inceliğini gösterdi.
- [Sylvia] Ivor, darling.
- Ivor, hayatım.
[Sylvia] Ivor, darling, it was lovely.
Ivor, hayatım. Çok güzeldi.
- Ivor Novello, who I'm sure needs no introduction. - Of course.
- Ivor Novello, tanıtmaya lüzum yok herhalde.
Working on a desk when Ivor peered above a spectacle.
çalışıyordu bir masanın üzerinde. Ivor bir bakış attığında, unutmuştu onun bitik bir kız olduğunu.
And as we were leaving, we ran into Ivor Schneider.
Ayrılırken Ivor Schneider'e rastladık.
Ivor.
Ivor.
Here we have Ivor Rassmussen, age 34, address River Park.
Kurbanımız Ivor Rassmussen. 34 Yaşında. Riverpark'ta oturuyor.
So, Carnac, what does Ivor say?
Söylesene Carnac, Ivor ne diyor?
We're talking Ivor Wynne Stadium in Hamilton, just outside of Guelph.
Hamilton'daki Ivor Wynne Stadyumu'ndan bahsediyorum. Guelph'in hemen dışında.
I loves all animals, but Ivor's probably my favourite because he's always keen and he likes that ball, right, and he brings it back.
Hayvanlara bayılıyorum ama muhtemelen en sevdiğim Ivor. Çünkü hep atik ve topu seviyor, değil mi? Geri getiriyor.
Hello, Ivor!
Merhaba Ivor!
I can't believe my luck when I sees Ivor.
Ivor'ı görünce çok mutlu oluyorum.
But Ivor is my favouritest of all.
Ama Ivor'ı en çok seviyorum.
I'm playing with the animals and I'm trying to make Ivor.
Hem hayvanlarla oynuyorum hem de Ivor'ı yapmaya çalışıyorum.
Why? Ivor gets tired very quickly now.
Ivor çabuk yoruluyor artık.
Bye, Ivor.
Görüşürüz, Ivor.
Bye, Ivor.
- Görüşürüz Ivor.
Ivor's got to be put down.
Ivor'ın uyutulması gerekiyormuş.
You know Ivor was going for that check-up this afternoon?
- Hani Ivor bugün check-up'a girecekti ya?
It turns out that he's really not very well, at all.
Sonuçlara göre Ivor hiç iyi değilmiş.
He should be fed now, Mrs. Ivor.
- İyileşecek, Bayan Ivor.
Ivor was with him.
Yanında Ivor vardı.
Ivor Novello.
Ivor Novello.
- [Man] Hello, Ivor.
- Merhaba, Ivor.
- Ivor dear.
- Ivor, canım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]