Judged traducir turco
1,207 traducción paralela
You will be judged on your prowess with a blade.
Bıçak kullanmaktaki maharetinizle değerlendirileceksiniz.
by most of the converse of polite society... which, if judged severely, would warrant the consignment to bedlam of many in this House!
Bu özelliği sosyetelerin çoğunda görülse de eğer bunların hepsini yargılasaydık şu anda burada bulunanların hepsi tımarhaneyi boylamıştı.
You will be judged.
Yargılanacaksınız.
It is not for you to set the standards by which we shall be judged.
Yargılanmamız gereken ölçütleri belirlemek size düşmez.
And that goes for everyone I judged.
Ve bu yargılanan herkes için gidiyor.
I want to find Garibaldi too. The difference is, I haven't judged him.
Ben de Garibaldi'yi bulmak istiyorum ama senin aksine onu yargılamadım daha.
As it happens, New York magazine just judged his kitchen to be one of the cleanest in the city.
Hatta ve hatta, New York dergisi şehrin en temiz yerlerinden biri olarak seçti dükkanı.
I know most of you have already judged my brother guilty without any proof.
Çoğunuzun kardeşimi delilsiz yargıladığını biliyorum.
But doesn't the Bible teach us "judge not, lest ye be judged," Reverend?
Fakat ; Papaz efendi İncil, "yargıladığın gibi yargılanacaksın" diye öğütlemez mi?
But perhaps next time you are judged unfairly, it will not take so many bruises for you to protest.
Ancak, bir daha adaletsiz yargılandığında itiraz edene kadar daha az yara alabilirsin belki.
We performed,... as can be judged by the tape, that he dispatched,... our video has a surprise.
- Şu kasedi koysana. Size gönderdiğim kasette herşeyi bulacaksınız. Videonuzda sürprizlerle karşılacaksınız.
Throw down your weapons, and prepare to be judged!
Silahlarınızı atın ve yargılanmaya hazır olun!
I judged him.
Onu yargıladım.
And for his crimes, you judged him.
Ve suçları için, onu yargıladın.
The city of Brooklyn shall be judged as the city of Babylon!
Brooklyn şehri, Babil şehri olarak yargılanacaktır!
" We've judged it best that my niece should be married from this house.
" Sanırım yeğenimin burada evlenmesi en iyisi.
He will be judged and punished for his crimes.
Yargılanacak ve cezasını çekecek.
Beer will be judged by nose, body, taste and color of exit.
Bira, çıkarıldıktan sonra, burun gövde, tat ve rengine göre değerlendirilecek.
I don't enjoy being judged like this.
Bu şekilde yargılanmaktan hiç hoşlanmıyorum.
"Judge or Be Judged"?
"Yargıç mı yargılanacak mı"?
I recommend he be judged harshly.
Sert bir şekilde yargılanmasını öneriyorum.
Judge not, Mr. Douglas, that ye be not judged for by these judgments shall ye also be judged and let he who hath not sinned cast the first stone.
Yargılamayın Bay Douglas ki siz de yargılanmayın. Çünkü nasıl yargılarsanız öyle yargılanacaksınız. Bırakın da ilk taşı günah işlememiş olan fırlatsın.
" Judge not, that ye be not judged. For with what judgment ye judge, ye shall be judged.
Başkasını yargılamayın ki siz de yargılanmayasınız.
I will not rest until every last sinner out there has been judged!
Son günahkar yargılanana kadar durmak yok.
"Judge not, lest not ye be judged."
"Kendini yargılamadan, başkasını yargılamaya kalkma."
We're judged by the company we keep.
Yanımızda bulunan dostumuz bizi yargılıyor.
That's why we forced you to return home... to enter the Great Link and be judged.
Büyük Bağlantı'ya girmen, yargılanman için... seni eve dönmeye zorladık.
That's why we forced you to return home... to enter the Great Link and be judged.
Bu yüzden, seni eve dönmek zorunda bıraktık. Büyük Bağ'a girip yargılanman için.
What does that mean, I'm going to be judged?
Bu da ne demek, yargılanacak mıyım?
Captain, I want to be judged.
Kaptan, yargılanmak istiyorum.
He has been judged.
Yargılandı.
Yes, but I judged everything in terms of the battlefield.
Evet, ama herşeyi savaş alanının şartlarına göre değerlendiriyordum.
You're a god. Every man and woman can be judged only once when they die.
Her erkek ve kadın öldükleri zaman sadece - bir kere - yargılanabilirler.
"The degree of civilization in a society can be judged by observing its prisoners."
"Bir uygarlığın seviyesi mahkumlarına verdiği değerle yargılanabilir."
I cared about what he wanted and I never judged him!
Ne istediğini önemsedim ve onları hiçbir zaman yargılamadım!
I have been judged.
Hesabımı verdim!
The word of God says judge not, that you not be judged, but I say to you, I challenge you to judge your own hearts.
Tanrının sözleri derki yargılamayın, siz yargılanmadınız. Sizi kendi kalplerinizi yargılamaya davet ediyorum. JoJo yanlış seçimler yaptı.
I judged her too quickly.
Çok çabuk karar vermişim.
But it must be a really hard thing, schlepping to all these magazines, being put under such heavy scrutiny, always being judged, hoping someone will hire you.
Ama dergilerde sürüklenmek sürekli tetkik altında olmak sürekli yargılanmak birinin seni işe almasını beklemek çok zor olmalı.
Since the defendant was judged on the basis of temporary insanity and since the psychiatric reports attest to no such continuing condition I have no choice but to release him.
Davalının anlık delilik geçirdiğine hüküm getirildiğinden ve psikiyatrik raporlar bir devam durumu oluşturmadığından onu salıvermekten başka şansım yok.
For which he was judged to be insane at the time.
O sırada delilik geçirdiğine hüküm verildi.
Yes, and legally, since she was, in fact, judged incompetent this had to be your decision to let her die.
Evet, ve kanunen, ehil değil bulunduğu için de ölmesine izin vermek sizin kararınız olmak zorundaydı.
Doesrt the Bible say, "Judge not lest ye be judged"?
İncil demiyor mu "Kendini yargılamadan başkasını yargılama"?
death is the standard by which the reality and depth of all things can be judged.
Ölüm, her şeyin gerçekliğinin ve derinliğinin yargılanabildiği bir standarttır.
I judged them too harshly.
Onları çok sert yargıladım.
Never. You're not afraid to appear before Gods court to be judged in your turn?
Tanrı huzurunda yargılanma sırası geldiğinde hesap vermekten korkmuyor musunuz?
That's up to God, Do you agree to be judged by Him?
İzin verecek misin? Bu Tanrı'ya kalmış. Tanrı tarafından yargılanmayı kabul ediyor musun?
As you have judged, so will you be judged.
Yargıladıkça yargılanırsın.
If I judged everyone according to what was reported to me by others I'd have concluded that you were a traitor to Earth during the war and shot you on sight, sir.
Tutumlarını başkalarının bana söylediklerine göre belirleseydim, Dünya'ya ihanet ettiğini düşünür seni gördüğüm yerde vururdum.
After all, you promised to back any act we judged appropriate.
Ne de olsa, her türlü yaptırımı destekleyeceğinizi söylemiştiniz.
Tonight's contestants will be judged by two categories :
Bu gecenin yarışmacıları iki kategoriye göre değerlendirilecek.