English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ J ] / Judgement

Judgement traducir turco

977 traducción paralela
Let's pronounce judgement.
Hükmü bildirelim artık.
Accused, you are an Irishman... and therefore we will pass judgement over you... in the name of Queen Victoria.
Zanlı, İrlandalısın ve bu sebeple senin hakkındaki kesin hükmü Kraliçe Victoria adına yapacağız.
Yet he commits an error in judgement, because the very nature of compulsion warrants an acquittal!
Ama yanılıyor, çünkü bu zorlayıcı etken beraat etmesini gerektirir.
after reading the judgement and after performing all the ceremonies preceding the death penalty, to declare that His Majesty grants them their lives and, attainted, condemns them to penal servitude of different terms.
yargıyı okuduktan ve diğer ölüm cezalarının tüm törenleri yapıldıktan sonra, onların hayatlarını bağışlamaya ve farklı terimlerinden dolayı kınamaya karar vermiştir.
Court of Appeal Sustains Judgement of Lower Court ;
Temyiz Mahkemesi Alt Mahkemenin Kararını Onayladı ;
I can only admire your judgement, Your Majesty.
Sadece hükmünüze hayranlık duyabilirim majesteleri.
Give my judgement, Prince.
Benim için hükmünüzü verin, prensim.
The judgement is against you.
Karar senin aleyhinde.
We will not be governed by the shouting of the rabble nor can the judgement of our courts be willfully set aside by the church.
Ayak takımının yaygarasıyla yönetilecek değiliz ya da mahkemelerimizin hükümleri, kiliseye göre şekillenmeyecek.
Their sentiments will in no way affect the judgement of this chair.
Duyguları başkanlık makamının kararlarını kesinlikle etkileyemez.
That's an attitude, sir, that calls for the most delicate judgement on both sides.
Bu her iki tarafin da hassas dengeler üzerinde karar vermesini gerektirecek bir tavir.
And the trick from my angle is to make my play strong enough to tie you up, not make you mad enough to bump me off against your better judgement.
Benim numaram ise, oyunumu sizi baglayacak kadar güçlü kurmak... sagduyunuza aykiri olsa da beni öldürmeye kalkacak kadar... kizmamanizi saglamak.
Mr. Cairo is a man of nice judgement.
Bay Cairo çok mantikli bir adamdir.
You're a man of nice judgement and many resources.
Akli çalisan ve oldukça becerikli birisiniz.
But this is all the hearing you're likely to get short of the Last Judgement.
Ancak ahiret gününe dek görebileceğin tek mahkeme bu olacak.
A judgement against me would be backed up by all the power of this world and of the other.
Aleyhimdeki bir hükme bu dünyanın ve öbür dünyanın bütün güçleri destek çıkacaklardır.
It is the judgement of this Court that the defendant, J. Huberman... having found guilty of the crime of treason against the United States... by the jury of this Court for the Southern District of florida at Miami... be committed to the custody of the United States Attorney general... for imprisonment in an institution of the penitentiary type... for a period of 20 years.
Bu mahkeme sanık, J. Huberman'ın birleşik Devletlere ihanetten FIorida Miami'deki Güney Bölge mahkememizin jürisi tarafından suçlu bulunduğu ve birleşik Devletler Genel Savcısı gözetimi altında bir cezaevi enstitüsünde 20 yıllığına hapis olmasına karar vermiştir.
You can use your judgement.
Kendi muhakemeni kullanabilirsin.
Where's your judgement?
Muhakemen nerede?
Have you eyes? You cannot call it love, for at your age the heyday in the blood is tame, it's humble, and waits upon the judgement.
Aşk diyemezsin buna, çünkü senin yaşında coşkun değildir insanın kanı, durgunlaşır, akla uydurur aşkını.
Poor Ophelia, divided from herself and her fair judgement.
Bu arada zavallı Ophelia da, koptu özünden, yitirdi güzelim aklını.
That I am guiltless of your father's death, and am most sensibly in grief for it, it shall appear as clearly to your judgement as day doth to your eyes.
Babanın ölümünde suçum olmadığını, bu ölüme benim ne yürekten yandığımı, apaçık göreceksin gün ışığını görür gibi.
And blessed are those whose blood and judgement are so well commingled that they are not a pipe for fortune's finger to sound what stop she please.
Ne mutlu o insanlara ki, uzlaştırıp akıllarıyla yüreklerini, birer kavala dönmezler kör feleğin elinde, onun dilediği sesleri çıkararak.
And so we abandon you to the civil authorities, requesting the same authority that it may be pleased to moderate its judgement and if true signs of penitence should appear that the sacrament of penance may be administered to you.
Ve seni sivil makamların ellerine bırakıyoruz ve bu makamlardan hakkında verilen hükmün hafifletilmesini talep ediyoruz ve sende pişmanlık işaretleri görülecek olursa belki de senin için günah çıkarma uygulanabilir.
Coming towars the land, like the day of Judgement.
Karaya doğru ilerler. Kıyamet günü gibi.
It's like the day of the final judgement.
Kıyamet günü gibi.
Perhaps it is the final judgement, but nobody told us.
Belki de kıyamettir ama kimsenin haberi yoktur.
I've watched your progress here with great care and have been gratified to note that it has fully justified my judgement in inviting you into the firm.
Buradaki gelişimini büyük bir dikkatle takip ettim... Ve memnuniyetle söylüyorum ki seni şirkete almaktaki kararımda son derece haklıymışım.
Assuming that the captain's conduct often showed bad judgement. - - Would that be inconsistent with your diagnosis of him?
Kaptanın kötü kararlar verdiğini ve kötü davrandığını varsayarsak acaba teşhisinizi tekrar mı gözden geçirmemiz gerekecek?
Who is presumed by the Navy to have the best judgement in ship handling?
Donanmaya göre gemi idaresini en iyi bilen kişi kimdir?
" It is Judgement Day
Mahşer Günü'ndeyiz.
Old Gabriel himself will want to borrow this horn on Judgement Day.
Bu aletin çıkardığı sesi, sağır insan bile duyabilir evlat.
Against my judgement, I'll stay with you.
Size güveniyorum, 9'a koyacağım.
God's judgement will be salvation to all
Tanrının adaleti Herkesin günahlardan kurtuluşu olacak
You still trust my judgement after the Jacobs business?
Jacobs işinden sonra hala kararlarıma güveniyor musun?
No, I call it good judgement. Perhaps.
Belki.
It's as though he's passing judgement on us.
Bizi yargılıyor gibi.
The Mystery is entitled, "The Virgin Mary's judgement".
Oyunun adı : Bakire Meryem'in Hükmü
I am indeed the author of "The Virgin Mary's Judgement".
Evet. Ben, Bakire Meryem'in Hükmü'nün yazarıyım.
You've got to be like stone, like the rock of judgement.
İnsan taş gibi olmalı, yargı taşı gibi.
I'll deliver you up to the judgement of God and the law.
Seni Tanrı'nın ve yasaların yargısına teslim edeceğim.
In their judgement, they must become of one mind, unanimous.
Varacakları yargıda, isimsiz, tek bir beyin haline gelmeleri gerek.
Because thou hast asked this thing and hast not asked for thyself long life, nor riches for thyself, nor the life of thine enemies, but hast asked for understanding to discern judgement. Behold, I have done according to thy words.
Benden iyi ile kötü arasındaki farkı görebilmeyi istedin, ama bunu kendin için zenginlik için yada düşmanlarını yenmek için değil sadece halkını daha iyi yönetebilmek ve insanların arasındaki huzuru sağlayabilmek için istedin.
Never before has an alien sat beside our king in judgement.
Daha önce hiçbir yabancı yargı sırasında kralımızın yanında durmadı.
Now, at last, I have seen a judgement of Solomon, and your wisdom amazes me.
Sonunda, Süleyman'ın adaletini görebildim,... bilgeliğinize hayran kaldım.
An Egyptian sword has rendered judgement upon him.
Bşr Mısır'lı kılıcı onun cezasını vermiştir.
I grant you the honour of my first judgement.
İlk yargılamamın şerefini sana bahşediyorum.
I submit to thy judgement.
Kararına boyun eğiyorum.
And what judgement would step from this to this?
Ama hangi akıl onu bırakır da bunu alır?
- Judgement.
- Hayır!
Let the women in judgement come forward.
Yargılanan kadın öne çıksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]