Judicial traducir turco
402 traducción paralela
It seems to me there's a judicial custom - to start from the trivial, from the very outside matters, to distract the interrogatee, to put him off his guard,
Bana öyle görünüyor ki burada adli özel bir durum var - başlamak saçma, çok uzak meseleler, dikkati dağıtmak için sorgulamalı, onu gafil avlamalı..
A judicial blunder has been committed!
Hukuki bir suç işlendi!
Trehearne is a judicial officer!
Trehearne bir kanun adamı!
Yes, Harry, our representative of the law led so far by our friend Mr Trehearne who has forgotten to tell us it is a judicial officer
Doğru Harry. Saygıdeğer sulh hakimimiz. Onu buraya arkadaşımız Bay Trehearne getirmiş.
The honorable court of the Eighth Judicial Circuit of the State of Illinois... is now in session.
İllinois Eyaletinin sayın mahkemesinin sekizinci adli duruşması şu anda toplantı halinde bulunmaktadır.
Don't look so judicial.
Öyle yargılayarak bakma.
Not judicial errors!
Adli hatalar değil ama!
Kindly inform this person there's been a judicial error.
Adli bir hatanın kurbanı olduğumu bu kişiye haber verin lütfen.
We'll discuss the shortcomings of our judicial system some other time, Mr. McNeal.
Kendi hukuk sistemimizin eksikliklerini bir başka zaman tartışırız, Bay McNeal.
My, but you have an impressive judicial air.
Etkileyici bir hukukî havan var!
It was not judicial.
Yargılamak için değildi.
This is an injustice, a judicial error!
- Bu, haksızlık! Bu, adli bir hata!
Portella della Ginestra is but one episode, one that produced tons of print and publicity, but after an excruciating judicial inquiry, after the long months of this trial, no one understands the true nature of that tragic event.
Portella della Ginestra resmin küçük bir parçasıdır. Tonlarca yazı ve ilan yazdıran küçük bir parça. Fakat sancılı geçen bir hukuki tahkikatın aylarca süren bu duruşmanın ardından bu trajik olayın içyüzünü kimse görememektedir.
I may add there are proper judicial remedies for such abuses.
Ayrıca, bu tür suistimaller için uygun hukuki yollar var.
The Executive, the Legislative, and the Judicial.
Yürütme, Yasama ve Yargı.
It's not so easy to Make the Break inside the judicial system.
Yargı sistemini içten çökertmek o kadar kolay değil.
We regard the judicial system... not only as a corrupt institution... preserving the power of the bourgeoisie... but also as a gimmick... in the hands of treacherous murderers.
Adalet sistemini sadece burjuvazinin gücünü koruyan yozlaşmış bir kurum değil aynı zamanda hain canilerin ellerinde bir çeşit tezgâh olarak görüyoruz.
"repressive" legislation which led to his sudden resignation including the no-knock and stop-and-frisk laws cancellation of immunity from 5th Amendment cases preventative detention the activation of detention camps and quasi-judicial tribunals
Maddenin dokunulmazlığının kaldırılması göz korkutmak için haksız yere verilen hapis cezaları tecrit kampları oluşturulması sözde mahkeme uygulamaları gibi baskıcı olarak tabir ettiği uygulamaların istifa kararı vermesine sebep olduğunu belirtti.
This has been a session marred by continual disruptive outbursts in direct defiance of judicial authority by the defendants and defence counsel
Bu duruşma sanıkların ve savunma makamının devamlı müdahaleleriyle, adli otoriteye muhalefet etmesiyle gölgelenen bir duruşma oldu
And in spite of that, he wa - experienced a judicial murder... which resembles that which he outlined in his book The Murder of Christ.
Ve buna rağmen "İsa'nın Katli" adlı kitabında anlattıklarına benzeyen bir adli cinayete kurban gitti.
Two judicial magistrates, north and south, watch over the city.
İki adli hakim şehrin kuzey ve güneyini denetler.
I think the whole executive, legislative and judicial system that we have is superb.
Bana göre sahip olduğumuz tüm yürütme yasama ve yargı sistemlerimiz süper.
AII the judicial cases who end up here...
Bütün cinayet davaları burda sonuçlanıyor..
Of judicial murder? .
Haksız ölüm cezaların mı masumiyet?
You wanna hear a story about our wonderful judicial system?
Müthiş adalet sistemimiz hakkında bir hikaye duymak ister misin?
The judicial system is shit.
- Bu adalet sistemi kokuşmuş. - Sağlam bir kefil bulmuştur.
I'll take a transcript of the trial to the Judicial Conduct Board...
Bu duruşmanın bir tutanağını Adli Disiplin Kuruluna göndereceğim!
So you won't mind, Your Honor, if I tell you... that you happen to be lying through your judicial teeth.
Adli ağzınla, yalan söylediğini söylersem bana kızmazsın.
Having secured Blessington it is evident to me that a consultation of some sort was held probably in the nature of a judicial proceeding.
Blessington'ı susturduktan sonra aralarında bir tür istişare toplantısı düzenledikleri çok açık. Büyük ihtimalle adli soruşturmanın nasıl yürütüleceğine dair bir toplantı.
That the land of Mexico... be redistributed equally among the people... and a proportional system of government be established... consisting of three separate, but equal, branches... the legislative, the executive and the judicial.
Meksika topraklarını halka eşit olarak dağıtacaksınız ve yasama, yürütme, yargı olarak üç denk kuvvetten oluşan, üç bacaklı orantılı hükumet sistemini yerleştireceksiniz.
We'll blow smoke up his judicial ass.
O çok bilmiş herifi mahvedeceğiz.
It will consist of representatives of the government,... the judicial and municipal authorities.
Bu komite, hükümetten, belediyeden ve yargıdan temsilcilerle oluşturulacaktır.
Violating a judicial restraining order, willful destruction of public property, fraud, malicious mischief.
Yasaklara karşı gelmek, kötü niyetle devlet malına zarar vermek, sahtekarlık.
May I remind the court the defendants are under a judicial restraining order that strictly forbids them from performing services as paranormal investigators or eliminators.
Sanıkların mahkeme emriyle paranormal araştırma yapmaları yasaklanmıştır.
That's me! My guys are still under a judicial misstrangement order.
Onlar mahkeme emriyle işlerinden Uzaklaştırılmış durumdalar.
It's a judicial error.
Adli bir hata yapmışsınız.
- Appeals must be based on judicial error.
- Savunmamız mahkemeye ait hatalara dayanmalı.
This is a judicial hearing.
- Bu bir hukuki durum.
- Shake a leg with the judicial branch?
- Hakimle dans eder misin?
They've already accessed police computers and now judicial records.
Çoktan polis bilgisayarlarına ulaştılar ve şimdi de mahkeme kayıtlarına.
Well, I'm not about to revamp the entire judicial process just because you find yourself in the unique position of defending clients who say they didn't do it.
Sadece siz kendinizi, suç işlemediklerini söyleyen iki müvekkilli savunmak gibi benzersiz bir konumda budunuz diye tüm adli süreci yeniden düzenlemeye niyetim yok.
I just got a fax from the New York State Office of Judicial Records.
New York Eyalti, Adli Kayıtlar Bürosu'ndan biraz önce bir faks aldım.
To call me a bigot... in full view of the Philadelphia judicial establishment.
Bana bağnaz demek için... Bütün Philadelphia'nın hukuki görüşleri karşısında.
In any judicial proceeding, this tape would be inadmissible.
Hiç bir yasal işlemde, bu kaset kabul edilmez.
I intend to pass a most timely sentence on the entire judicial system.
Ben tüm yargı sistemiyle hesaplaşmak niyetindeyim.
Our government has been using this planet as a judicial dumping ground. Dumping ground?
Hükümet bu gezegeni sürgün için kullanıyor Buraya mı gönderiyor?
You are supposed to respect our judicial procedures.
Senin bizim yargı kurallarımıza saygı göstermen gerekliydi.
Christmas, birthdays, holidays whenever you could tear yourself away from your judicial reportage.
Noellerde, doğum günlerinde, tatillerde kendinizi adli gazetecilik mesleğinizden koparabildiğiniz her anda.
A mistake which may bring down the judicial system.
Yargı sistemini yıkabilecek bir hata.
Stern looks so judicial.
Stern çok adil birine benziyor.
The entire judicial system is in contempt. North America, the land mass, is in contempt. Jessie, get a grip!
su anda pek sirasi degil ama her sey yolunda gidiyorken Iris'e evlenme teklifi etmek istiyorum.