Juggernaut traducir turco
138 traducción paralela
This fellow will face the shrewd, relentless grilling... of the juggernaut of justice, the Casanova of the courthouse... the Blackstone of the barroom.
Bu adam sorgulama neymiş görecek. Adalet abidesi, kanunların Kazanova'sı... baronun baronu onu sorgulayacak.
For it is my duty to warn you, and my tongue falters as I tell it... that this girl, this child, the native of a Christian land... no better than many a little heathen that says its prayers... to Brahma and kneels before Juggernaut.
Çünkü sizi uyarmak benim görevim ve bunu söylerken bile boğazım düğümleniyor. Ama bu kızın, Hıristiyan topraklarında doğmasına rağmen... dualarını Brahma'ya eden... ve Juggernaut önünde diz çöken bir putperestten farkı yok.
Meanwhile, the main body of Patton's army... resupplied now and rolling like a juggernaut, slashes toward the Saar.
Bu arada, Patton'un ordusunun ana birlikleri yeniden malzeme desteği alarak Almanya'nın içlerine doğru akmaya başladı.
For the purpose of this, and subsequent conversations... my name is... Juggernaut.
Bu ve müteakip konuşmalarımız adına benim adım Yok Edici Güç.
You will hear from me... from Juggernaut... within two hours.
İki saat içinde ben, Yok Edici Güç'ten haber alacaksınız.
Juggernaut's bomb... his so-called demonstration bomb... exploded 20 minutes ago on board.
Yok Edici Gücün bombası sözde demo bombası 20 dakika önce güvertede patlamış.
Which gives us just under 22 hours to find... your "Juggernaut."
Bu da bize sizin şu "Yok Edici Güç" ünüzü bulmamız için... - 22 saat verir.
They are under orders to immediately defuse Juggernaut's devices.
Yok Edici Güç'ün düzeneklerini derhal devre dışı bırakma emriyle gidiyorlar.
We intend to wait for Juggernaut's call... note his instructions, and pay the ransom.
Yok Edici Güç'ün tekrar aramasını ödeme direktiflerini ve fidyeyi ödemeyi düşünüyoruz.
Juggernaut.
- Yok Edici Güç.
He's clever, your Juggernaut.
Sizin şu Yok Edici Güç, oldukça zeki bir herif.
If you were Juggernaut, Charlie... how would you prevent us from doing what we're about to do?
Yok Edici Güç sen olsaydın Charlie şu anda yapmaya başladığımız şeyi yapmamamız için bizi nasıl engellerdin?
Now let's see how clever this Juggernaut really is.
Şimdi bakalım bu Yok Edici Güç ne kadar zekiymiş?
You're a clever man, Juggernaut.
Zeki bir adamsın Yok Edici Güç.
You're a good man, Juggernaut.
Sen sağlam bir adamsın Yok Edici Güç.
Superintendent McCleod, police. Juggernaut's voice was English.
Polis başkomiseri McCleod konuşuyor, Yok Edici Gücün sesi İngiliz aksanı.
Tony, your German designer's dead, but they've found Juggernaut.
Tony, senin Alman tasarımcı ölmüş ama Yok Edici Güç'ü bulduk.
Like a juggernaut, it could begin moving at any moment.
Aynı bir sel gibi, harekete her an başlayabilirler.
A sexual juggernaut whose idea of guilt is something like lint.
Suçluluk düşüncesi pamuk ipliği gibi olan cinsel bir yıkım aracı.
That old boy Juggernaut sure made a mess, about like that Yankee general, Sherman.
Şu ihtiyar Juggernaut, General Sherman gibi ortalığı dağıtmış.
- The Juggernaut.
Juggernaut.
( JUGGERNAUT LAUGHING ) Open fire!
Ateş!
JUGGERNAUT : Quit hiding, you chickens.
Nereye saklandınız sizi ödlekler?
JEAN : Juggernaut, mine is the only voice you hear.
Juggernaut, zihin tek sestir.
What did you do to the Juggernaut?
- Juggernaut'a ne yaptın öyle?
The name's Juggernaut, dear brother!
Adım Juggernaut, kardeşim!
You are strong, Juggernaut, but my mind is stronger.
Güçlüsün, Juggernaut, ama benim zihnim daha güçlü.
Juggernaut was going to hurt her.
Juggernaut ona zarar verecekti.
He says an alien transported down to him, but was kidnapped by Juggernaut.
Bir uzaylinin kendisine geldigini ama Juggernaut tarafindan kaçirildigini söyledi.
Juggernaut, stop!
Juggernaut, dur!
Juggernaut, that lunatic half-brother of his.
Juggernaut. Profesör'ün yari deli kardesi.
Juggernaut and two I never smelled before.
Juggernaut ve kokularini daha önce almadigim iki kisi.
Remember, Wolverine, we're no match for Juggernaut.
Unutma Wolverine, Juggernaut için gelmedik.
Why don't you lust flit back where you... Wow!
Neden geldigin yere dönmüyorsun? Juggernaut'a bunu yapabilecek kimse yoktur saniyordum.
The Juggernaut has returned.
Juggernaut geri döndü.
"Read these words, and go from this place " a human juggernaut! "
Bu kelimeleri okuyunca buradan bir devin içine git! "
Professor, what happened to the Juggernaut?
Profesör, Juggernaut'a ne oldu?
The Juggernaut is trapped beneath the collapsed ceiling.
Juggernaut, çöken tavanin altinda kaldi.
Without his Juggernaut healing powers, Cain will not survive.
Juggernaut'un iyilesme gücü olmazsa, Cain yasayamaz.
Tell them to search near the Cyttorak ruins for the sacred ruby and the new Juggernaut.
Kutsal yakut ve yeni Juggernaut için Cyttorak harabelerinin civarini aramalarini söyleyin.
Give me one good reason why we should help the Juggernaut!
Juggernaut'a yardim etmek için tek bir geçerli neden söylesenize!
Help the Juggernaut?
Juggernaut'a yardim etmek mi?
We're gonna save the Juggernaut's sorry life.
Juggernaut'un hayatini kurtaracagiz.
Read these words, and go from this place a human juggernaut.
"Bu kelimeleri okuyunca buradan bir devin içine git."
You know, sitting in the road with a juggernaut, this big lorry... on the curve of the mountain, you know.
Bilirsin, koca bir tırla yolda oturup, kamyon... virajın üstünde, bilirsin.
Coincidentally, Nakashimi went up four and a half points today, corroborating again the juggernaut combination of beauty and money.
Tesadüfen, Nakashimi'nin bugün gösterdiği 4,5 puanlık artış güzellik ve zenginliğin ezici gücünü yine doğruluyor.
And The Juggernaut.
Ve Canavar.
The Hammer, The Jackal and The Juggernaut.
Çekiç, Çakal ve Canavar.
- This calendar was a juggernaut.
- Takvim büyük başarıydı.
We're not talking another Juggernaut breakout, are we?
Bir başka Juggernaut kaçışından bahsetmiyoruz, değil mi?
( JUGGERNAUT LAUGHING )
Ne yapacak ki?