Just like you taught me traducir turco
47 traducción paralela
I wait, just like you taught me.
Sadece bana öğrettiğin gibi bekledim.
- I'm working hard, just like you taught me.
- Çok çalışıyorum, tam bana öğrettiğin gibi.
Just like you taught me.
Yanı öğrettiğin gibi.
I did it just like you taught me.
Sadece öğrettiğin gibi yaptım.
I protected myself, just like you taught me to.
Aynen bana öğrettiğin gibi kendimi korudum.
- Just like you taught me, Dad.
Tıpkı senin söylediğin gibi baba.
Investigating stuff, man, you know, just like you taught me.
Tahkikat yapıyordum, abi. Bilirsin ya bana öğrettiğin gibi.
- Just like you taught me. I did it.
- Bana öğrettiğin gibi yaptım.
I didn't want to lose track of my Ph levels, but I did everything else just like you taught me.
PH seviyesinin takibini kaybetmek istemedim. Ama diğer herşeyi senin bana öğrettiğin gibi yaptım. Benim.
Just like you taught me, hermano.
Tıpkı senin bana öğrettiğin gibi, kardeşim.
Just like you taught me.
Aynı bana gösterdiğin gibi.
I'll be aggressive just like you taught me.
Aynı bana öğrettiğin gibi agresif olacağım.
I tried to give him CPR, just like you taught me when I was a kid.
Çocukken öğrettiğin gibi, .. ona kalp masajı yaptım.
Just like you taught me.
Öğrettiğiniz gibi.
I want to not do things, just like you taught me.
Aynı bana öğrettiğin gibi bunları yapmak istemiyorum.
Just like you taught me.
Bana öğrettiğin gibi.
I've been practicing, just like you taught me.
Öğrettiklerin doğrultusunda egzersiz yapıyorum.
Somewhere, just like you taught me.
Bir yerlerde oldu, tıpkı bana öğrettiğin gibi.
Remember, just like you taught me.
Bunu yapabilirsin. Unutma, bana öğrettiğin gibi.
Yep. Just like you taught me.
Evet, tıpkı bana öğrettiğin gibi.
I hit that guy, just like you taught me!
Adama vurdum, tıpkı bana öğrettiğin gibi.
Just like you taught me, Captain.
Tıpkı bana öğrettiğiniz gibi, Kaptan.
Just like you taught me.
Öğrettiğin gibi.
I punched her in the face, just like you taught me.
Ben yüzünü yumrukladı, sadece öğrettin gibi.
Now, I've been going real slow, and I haven't rushed through anything, just like you taught me...
Çok yavaştan alıyorum hiç aceleye getirmedim, tıpkı öğrettiğin gibi.
And I did it just like you taught me.
Tıpkı bana öğrettiğin gibi yaptım.
- Just like you taught me.
- Bana öğrettiğin gibi.
- Just like you taught me.
Bana öğrettiğin gibi.
[silenced gunshot] Just like you taught me.
Tıpkı bana öğrettiğin gibi.
You know, you taught me, if I just relax and be myself, people will like me.
Ne öğrettin biliyor musun, rahat davranıp yalnızca kendim olursam insanlar benden hoşlanır.
Someone who taught me a lot about poetry and Shakespeare and just, like, you know, staying awake, man.
Bana şiir ve Shakespeare hakkında çok şey öğreten ve bilirsiniz işte, beni ben yapan birine.
And my father taught me just like you.
Bana da senin gibi babam öğretti.
I drove a Harley, just like you taught me.
- Bir Harley kullandım.
You taught me not just that I was lonely, but how important it was for me to meet you and how I've lost everything like that in my life
Seninle tanışınca sadece ne kadar yalnız olduğumu değil bunca zaman ne kadar şeyden mahrum kaldığımı da anladım.
Just like you taught me.
Aynı bana öğrettiğin gibi.
It's like, on one hand, you know, just do what you want and be happy. But he taught me, raised me to believe that if you do something wrong, you will get punished.
Yani bir açıdan, ne mutlu ediyorsa onu yap, ama bana öğrettiği - - yani beni inandırdığı, hata yaparsam cezalandırılacağım.
You should have taught me how to live a life the easy way just like others.
Bana, diğerlerinin yaptığı gibi nasıl kolay yoldan bir hayat yaşanır onu öğretmeliydin.
My name is spencer reid, and I have a mother, and I have a father just like you, and they taught me the bible.
Adım Spencer Reid..
and I have a father, just like you, and they taught me the bible.
... bir annem ve senin gibi bir babam var bana İncil'i öğrettiler.
I'm gonna learn you three lessons of being a guard dog just like my pop taught me.
Sadece üç ders sonra benim gibi bir bekçi köpeği olacaksın.
I am just following jurisdictional protocol like you taught me to do.
Sadece bana öğrettiğin gibi yetki protokolünü izliyorum.
Restrepo was teaching me that stuff, but he... he taught me like a few, but I wrote just one, a C chord, but, you know, I don't know.
Restrepo bana bu tür işleri öğretiyordu ama biraz öğretti ben de C akoruna bir şey yazdım ama işte pek bilmiyorum.
You know, my mom always taught me to just jump in and do whatever I wanted without thinking, but I'm starting to feel like that is really bad advice.
Biliyor musun, annem bana "ne istiyorsan, hiç düşünmeden yap" derdi ama şimdi ne kadar kötü bir tavsiye olduğunu hissedebiliyorum.
Uh, you know, just using my ob skills like you taught me.
Bana öğrettiğin gibi yeteneklerimi kullanarak.