Kask traducir turco
1,920 traducción paralela
Visibly moved, raises the visor and wipes her tears.
açıkça görüldüğü gibi duygusal bir an Ayrton Senna için belki kaskını açtığında gözyaşlarını siliyordu.
I pulled out of the cockpit, takes off his helmet and intubated for him to breathe.
Onu kokpitten dışarı aldık, kaskını çıkarttık.
But above all, it was a fatality, because the car crashed with an'angle for the suspension went to hit his helmet.
Bütün bunun ötesinde, ölümcül bir kazaydı çünkü çarpma şekli kollarıyla bir miktar absorbe etmek yerine... yandan kaskıyla çarptı.
One of the last things you wanna do... because once your helmet goes on, you can't touch your face any longer, is scratch.
Yapmak istediğiniz en son şeylerden biridir çünkü kaskınızı taktığınız an bir daha yüzünüze dokunamazsınız ve kaşınır.
Prof, your helmet!
Profesör, kaskınız!
At least take off your helmet, you look crazy!
Hiç değilse kaskını çıkart. Komik görünüyorsun.
My helmet's off now, what's changed?
Kaskımı çıkarınca ne değişti?
I've got my hard hat, I'm good.
Kaskımı taktım, ben hazırım.
No clothes, no hair, boobs like crash helmets.
Elbise yok, saç yok, motosiklet kaskı gibi memeler.
Wear those fucking hard hats.
Lanet olası kaskını tak.
If you want a drink you have to wear the hard hat.
İçecek istiyorsan kaskını takmalısın.
Why wasn't he wearing a helmet?
Niye kask takmıyordu?
Famous people never wear helmets.
Ünlüler asla kask takmıyor.
The end of the stunt going at 35 miles an hour, jumping into an empty swimming pool, and you told him not to wear a helmet?
Gösterinin sonunda 43 km hızla giderken boş bir havuza atlıyor ve kask takmamasını mı söylüyorsun?
I'm saying the parents will never let him say that he made him take the helmet off.
Ailesi kaskı çıkarttırdığını söylemesine izin vermez diyorum.
Oh, and my helmet smashed into his chin by mistake.
Ve kaskım yanlışlıkla çenesini parçaladı.
Strong blow to the head, no helmet.
Başına büyük darbe almış. Kaskı da yokmuş.
I found his protective headgear inside.
İçinde koruyucu başlığını buldum. Bu bir kask, Bones.
Because of blood on a football helmet?
Futbol kaskındaki kan yüzünden mi? Futbol kaskındaki kan yüzünden.
Carbon fiber helmet's designed for skydiving, but the suit is flame-retardant.
Karbon fiber kaskı, paraşütçülükte kullanılır. Ama giysisi yanmaya dayanıklı.
Flight suit. Helmet.
Pilot giysisi ve kaskı var.
Well... Sayers'helmet shielded his face from the burst of the explosion and the subsequent attention his corpse drew from the native wildlife.
Sayers'ın kaskı, yüzünü patlamadan ve ormanda cesedine gelen hayvanlardan korumuş.
However, Abby found no corresponding acid on the inside of his face shield.
Ama Abby kaskın içinde mide asidi bulamadı.
Somebody cleaned him up and then put the helmet back on him?
Biri yüzünü silip kaskı yeniden mi taktı?
And you are to wear these at all times, understand?
Ve bu kaskı sürekli takacaksın, anladın mı?
Pat Tillman knocked the helmet off of Isaac Byrd.
Pat Tillman Isaac Byrd'ün kaskını düşürüyor.
Jorgen, helmet!
Jörgen, kaskını tak!
I do prefer it with the upper Picatinny rail and the modified standard heat shield. But then my tastes are more refined, no doubt, than reprobate bank robbers.
Ben standart modifiyeli kask Picatinny Rail tercih ederim ama benim zevkim, şüphesiz, sefil banka hırsızlarından daha incedir.
Put the helmet down.
Kaskını yere koy.
I don't have a helmet.
Bende kask yok.
Put your helmet on.
Kaskını tak.
Inside of this helmet are many drugs.
Bu kaskın içinde bir sürü uyuşturucu var.
Traffic was bumper-to-bumper. ( sighs ) okay, quick, grab bobby's baseball helmet.
- Tamam, acele et, Bobby'nin kaskını al.
You will buy a car now? Can I take this helmet?
Bir araba satın alırsın artık Bu kaskı alabilirmiyim?
I think... I think I still have that Thanagarian helmet, actually.
Sanırım Thanagarian kaskı hâlâ duruyor.
Almost certainly indicating our victim was involved in a high-speed collision while wearing a helmet.
Neredeyse kesin olarak kurbanımızın kask giyerken yüksek hızlı bir çarpışmaya dahil olduğunu belirtiyor.
It's a summer practice helmet.
Bu sadece yaz için antrenman kaskı.
He's wearing a racing helmet.
Yarışçı kaskı var başında.
Then he gets out on the sidewalk, Stops, kicks down the kickstand, Takes off the helmet
Sonra kaldırıma çıkıyor, duruyor, ayaklığı açıyor, kaskını çıkarıyor.
We'll bring a guy to the pitch in a racing helmet, Have him take it off...
Yarışçı kaskı takmış bir eleman çıkaracağız asfalta, sonra kaskı çıkartacak...
Is that a Mandalorian helmet?
Bu bir Mandalorian kaskı mı?
Whose helmet is that anyway?
Şu kask kime ait?
Our 3-man team, all wearing motorcycle helmets, hits a medical marijuana dispensary once every three to four days.
Ekib üç erkekten oluşuyor, motorsiklet kaskı takıyorlar, üç dört günde bir tıbbi marihuana eczanesini hedef alıyorlar.
And even though our robbers were wearing motorcycle helmets, no one actually saw a motorcycle leave the scene.
Tüm soyguncularımız motor kaskı takmalarına rağmen, kimse, olay yerinden ayrılan bir motor görmemiş.
It is kind of weird that they were wearing helmets in the car, though.
Gerçi arabada kask takmaları biraz acayip duruyordu.
His helmet is on, so they'll be coming in on the next exit.
Kaskı taktı, yani, son çıkanın peşinden girecekler.
I'll always wear a helmet, and I'll never drive at night.
Her zaman kask takacağım ve asla gece kullanmayacağım.
Plus, nobody should be allowed back here without a hard hat.
Ayrıca, kask takmadan buraya kimse girmezse iyi olur.
Put that damn helmet on.
Tak şu lânet olası kaskını.
- Put the helmet on!
- Taksana şu kaskını!
- Yes, it's a... it's a helmet.
- Evet. Bu bir kask