English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ K ] / Kindest

Kindest traducir turco

325 traducción paralela
- Your the brightest, kindest, the most just Excellency!
- Sizin ışığınız, nezaketiniz, en adil olanı Ekselansları!
With our kindest regards...
Saygılarımızla...
And if you don't help me... you as had the kindest heart in the world, sir... then give me poison so I can kill myself!
Eğer bana yardım etmeyeceksiniz... dünyadaki en iyi yürekli insan olan siz, efendim... zehir verin bana, kendimi öldüreyim!
And when I awakened, there were all my relatives speaking in low tones... and saying nothing but the kindest things about me.
Sonra uyandığımdaysa, tüm akrabalarım kısık sesle konuşuyordu ve hakkımda söylenebilecek en güzel sözleri sarf ediyorlardı.
You're the kindest man in the world.
Sen dünyanın en iyi erkeğisin.
She thought me also the kindest... the gentlest... the most sympathetic man in the world.
Ayrıca benim dünyadaki en içten, en nazik ve en sempatik kişi olduğumu düşünüyordu.
McPherson, you won't understand this... but I tried to become the kindest, the gentlest... the most sympathetic man in the world.
McPherson, bunu anlayamazsınız ama ben dünyadaki en içten, en nazik ve en sempatik kişi olmayı deniyordum.
The kindest thing you can do is to make her go home, where she'll be amongst her own people.
En güzeli, onu kendi insanları arasında olacağı evine göndermek.
Be good enough to give him my kindest regards.
ona en derin saygı ve selamlarımı iletin.
I think he's the kindest, gentlest... most understanding person I've ever known in my whole life.
O hayatta tanıdığım en kibar, en nazik en anlayışlı insan.
To put the kindest face possible on it... the girl was a little horror - a transparent, syrupy little phony... with about as much to offer a man as Cuckoo the Bird Girl. Not even Peter, with all of his radiant innocence about women... could have been stirred for one instant by that dingy little creep.
Yüzündeki çok kibar görünüme rağmen... kız ürkütücüydü - solgun, duygusal... kaçık bir kuş gibi kendini sadece kadınlara masum duygularla yaklaşan Peter'e değil... başkalarına da sunan...
- He was the kindest man - I've ever known.
- Tanıdığım en iyi insandı.
Isn't restraining him before it's too late really the kindest thing we can do?
Onu çok geç olmadan kontrol altına almak, yapabileceğimiz en iyi şey değil mi?
You're the kindest man I ever met.
Şimdiye dek tanıdığım en kibar insansın.
He turned out to be the kindest man I ever knew.
Tanıdığım en nazik adam çıktı.
He was the kindest man I ever knew, next to my father.
Tanıdığım en nazik biriydi, babamdan sonra.
She's the sweetest, kindest, most honest person in the whole world.
O bu dünyada ki en tatlı, nazik ve dürüst insandır.
It was the kindest way anyone ever didn't like a show.
Oyundan hoşlanmayan biri için en nazik tarz buydu.
He was the kindest man I ever knew.
Tanıdığım en nazik adamdı.
Old Iron Drawers was the kindest word
"Yaşlı Demir Çekmece" bana söylediğin en güzel sözdü.
Raymond Shaw is the kindest, bravest, warmest, most wonderful human being I've ever known. I see.
Raymond Shaw bugüne kadar tanıdığım en kibar, cesur, canayakın ve en harika insandır.
Raymond Shaw is the bravest, kindest, warmest, most wonderful human being I've ever known.
Raymond Shaw bugüne kadar tanıdığım en kibar, cesur, canayakın ve en harika insandır.
I said Raymond Shaw is the kindest, warmest, bravest, most wonderful human being I've ever known.
Dedim ki, Raymond Shaw bugüne kadar tanıdığım en kibar, cesur, canayakın ve en harika insandır.
It should be a pleasant assignment, considering that Raymond Shaw is the kindest, bravest, warmest, most wonderful human being you've ever met.
Raymond Shaw'un tanıdığınız en kibar, cesur, canayakın ve en harika insan olduğunu göz önüne alırsak.
It's the kindest thing.
En doğrusu bu olur.
Mrs Miller is one of the kindest ladies I know.
Bayan Miller tanıdığım en nazik hanımlardan biridir.
Mr Jones has one of the kindest hearts I know.
Bay Jones tanıdığım en mülayim insanlardan biri.
Your folks were the kindest people that lived on this green earth.
Ailen bu yeşil dünyada yaşayan en kibar insanlardı.
Jesus is the purest and kindest man I have ever known.
İsa... hayatımda tanıdığım en temiz, en iyi kalpli insandır.
Oh, the kindest Kate.
Ah en sevimli Kate!
John Gill was the kindest gentlest man I ever knew.
John Gill, tanıdığım en nazik, en kibar adamdı.
He is the greatest, kindest, wisest man in the galaxy.
O, gezegendeki en büyük, en nazik, en bilge adam.
Kindest thing, a bullet in the brain.
En temizi, kafasna kursun skmak.
Well, maybe hammering a nail into the hardware widow would be the kindest thing in world for her, huh?
tamam, çivi çakmak iyi olabilir daha kibar birşey olabilir mi?
At your kindest leisure.
Ne zaman istersen.
No, that's the kindest and good hearted man I have ever met.
O gördüğüm en nazik ve en iyi kalpli erkek olmalı.
He's the kindest-hearted man in the world.
Earl dünyanın en iyi kalpli adamıdır.
" "Johan is the gentlest and kindest person I've ever met."
" Johan, şimdiye kadar tanıştığım en iyi yürekli, en nazik, en şefkatli insan.
I think the kindest thing we can do to this bird is to send him up to the territorial prison.
Bu saf adama yapabileceğimiz en nazikçe şey, onu bölge hapishanesine göndermektir.
'Cos you know and I know she's the kindest and finest woman there is.
Sen ve ben biliyoruz. O, dünyanın en iyi kadını.
To the dearest, kindest proctologist in the whole wide world.
Dünyanın en tatlı, en çekici ve en iyi proktologuna bırakacağım.
Tormenting him who is the saddest, the kindest of all Kind?
- Bu kadar kibar bir adama işkence eden sen! - Kibar mı?
I think you've got the kindest heart in the whole world, grandpa.
Bence sen dünyanın en cömert insanısın dede.
That's the kindest thing you've said in a month.
Bu bir aydır bana söylediğin en kibar şey.
I've spoken with Alma, and she wisely says she doesn't mind his philandering, because he's the kindest husband in the world.
Alma ile konuştum. Akıllıca bana kocasının kadın peşinde koşmasına aldırış etmediğini çünkü onun dünyanın en nazik kocası olduğunu söyledi.
And I thought, of all the prayers to time that had studded this trip the kindest was the one spoken by the woman of Gotokuji, who said simply to her cat Tora, "Cat, wherever you are, peace be with you."
Ve düsündüm de, simdiye kadar bu geziyi destekleyen bütün dualar içinde en zarifi, Gotokuji'li kadin tarafindan söylenmis olaniydi ; kedisi Tora'ya basitçe, "Kedi, her neredeysen, huzur seninle olsun" demisti.
She's the sweetest, kindest, most beautiful woman I've ever known.
İşte o hayatımda tanıdığım en tatlı, en nazik ve en güzel kadın.
Oh he won't mind I'm sure, he's the kindest of men.
Eminim etmez, o erkeklerin en naziği.
You're the kindest man in the world and you can't bring yourself to say one good word about Peter.
Sen bu dünyadaki en nazik adamsın,.. ... ama Peter hakkında tek bir iyi kelime bile söylemiyorsun.
In the reign of good Queen Vic, there stood, in Dumpling Lane in Old London Town, the moustache shop of one Ebenezer Blackadder, the kindest and loveliest man in all England.
Şerefli Kraliçe Victoria'nın saltanatında, Eski Londra'da Dumpling Sokağında tüm İngiltere'nin en nazik ve sevecen insanı Ebenezer Blackadder'ın bıyık dükkanı bulunmaktadır.
We have come to present your master with £ 50,000 and the title of Baron Blackadder for being the kindest man in England.
İngiltere'nin en müşfik insanı olduğu için efendine,'Baron'payesi ve 50,000 sterlin ödül vermeye geldik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]