Knifes traducir turco
27 traducción paralela
Ever see the little boys and girls stuck on the long knifes? Huh?
Küçük çocukları süngülerle deşilip öldürülürken gördün mü?
"Heart Transplant." "Jeweler Knifes Wife."
Kalp krizinden, eşini yaralayan bir kuyumcudan.
I mean, she knifes him in the back, and then she's going to sing to him?
Hem adamı sırtından bıçakla, hem de onun için şarkı söyle!
He knifes them both in the dark.
Karanlıkta ikisini de bıçakladı.
Even the knifes here is bad.
Buranın bıçağı bile bozuk. [KIRILMA SESİ]
Nothing thicker than a knifes blade separates melancholy from happiness.
Melankoliyi mutluluktan ayıran bıçaktan daha keskini yoktur.
Tomorrow maybe he loses his head and knifes the teacher starts a war.
Yarın kafasını kopartıp onu bıçaklayabilir. Savaş başlatabilir.
The snout was longer and the teeth were like knifes.
burnu uzundu ve dişleri bıçak gibi.
His snout was longer and the teeth are like knifes.
Çenesi uzundu ve dişleri bıçak gibi.
You can get one of Locke's Knifes. A box of Dharma initiative
Locke'un bıçaklarından birini ya da bir kutu Dharma Girişim lazanyası alabilirsiniz.
The snout was longer and the teeth were like knifes.
Yüzü sarkık, dişleri kocamanmış.
The snout was longer and the teeth were like knifes.
- Yüzü sarkmıştı. - Başka söyleyeceğiniz.
- What? With knifes?
- Rötuş bıçağıyla mı?
Do I win a free set of steak knifes?
Bıçak takımı mı kazandım?
Through the neutral zone. Knifes through the defense.
Jim Craig yine kurtardı.
Night knifes my breath Swallows whole my tongue
Gece nefesimi kesiyor Dilimi içine çekiyor
I heard that he is throwing knifes in a mobile circus.
Gezgin bir sirkte bıçak atıcısı olarak çalışıyormuş diye duydum.
Or even knifes.
Ya da bıçaklar yerine.
Only the dealer flips the script, knifes Coonan before he can close the deal with the feds.
Sonra da satıcı umulmayanı yapar. Coonan FBI ile konuyu kapatmadan onu bıçaklar.
Be careful with knifes, please, guys.
Bıçaklarla dikkatli olun çocuklar.
Somebody knifes the tire, then they waited, vic and the wife- - they show up, they see the tire, they're distracted, they're calling AAA- - "Oh, my God!" Blah, blah, blah. The perp comes up, there's a struggle- - bang, bang, bang- -
Birisi lastiği kesmiş ve sonra beklemişler kurban ve karısı, gelmişler lastiği görmüşler, dikkatleri dağılmış * AAA'yı aramışlar "Aman Tanrım!" Vs, vs, vs fail gelmiş boğuşma yaşanmış dan, dan, dan...
Knifes, scissors or stuff like that.
Bıçak, makas gibi şeyler.
No such fucking word as "knifes."
- Tiren diye bir sözcük yok.
He knifes him.
Tirenden inip bıçaklıyordu.
He'll supply abundant knifes and axes.
O size bıçak ve orakları temin edecek.
We run out of ammo, we got two hands, we got knifes, we keep fighting.
Kavga devam, biz bıçaklar var Biz iki elim var,, cephane tükendi.
The wind on my skin is like "knifes."
Cildime vuran rüzgâr bıçak gibi kesiyor.