English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ K ] / Knowing her

Knowing her traducir turco

1,392 traducción paralela
I touched her long ago... without knowing her name.
Uzun zaman boyunca ona adını dahi bilmeden dokundum.
Knowing her, she'll be in no hurry.
Tanıdığım kadarıyla, acele etmeyecektir.
Knowing her, we should cut our losses.
Onu tanırım, asla iflah olmaz.
Mom stocks the fridge and kills herself, knowing her sister was going to show up.
Anne buzdolabını sütüyle doldurup intihar etmiş, kız kardeşinin geleceğini bildiği halde, hem de.
In fact, i think knowing her son's in foreign custody might provide Mrs. Moktari... with enough incentive to cooperate with us.
Aslında bence oğlunun yabancı bir ülkede gözaltında olduğunu bilmek. Bayan Mokhtari'yi bizle işbirliği yapmaya yönlendirebilir.
And knowing her, probably not to one of our guys.
Üstelik onu tanıdığım kadarıyla, bekaretini bizimkilerden birine vermemiştir.
York plays his old partner, knowing all his moves.
York, her hareketini bildiği eski ortağıyla oynadı.
Well, but knowing Sherry, she probably hasn't played her last card yet. Right?
Sherry'i tanıyorsam daha son kartını oynamamıştır.
It woulda been awful if she'd gone through her whole life not knowing what it was all about.
Ne olduğunu bilmeden bütün hayatını böyle yaşamış olsaydı çok yazık olurdu.
Because Bunny, despite knowing nothing of your scheme, was, in her muddle-headed way, revealing it all.
İncilerini çıkar. Charlotte Blacklock, seni cinayet suçuyla tutukluyorum.
You are all-knowing.
Sen her şeyi bilensin.
Knowing that this guy is in L.A with the only woman I love, fucking her with 10 and a half inches.
Bu herifin LA'de sevdiğim tek kadını yirmi altı buçukluk... tiyle... diğini düşünmek.
Even after knowing everything..
Her şeyi bilmene rağmen.
If police from other states got involved.. .. then even after knowing everything.. .. I won't be able to help him.
Başka eyaletlerin polisi de işin içine katılırsa her şeyi bilmeme rağmen ben bile ona yardımcı olamam.
But standing with them on the gallows both knowing what's going to happen...
Ama darağacında beraberce durup, birazdan ne olacağını her iki tarafın da bilmesi başka bir şey!
But knowing you, you probably would've ignored me anyway.
Fakat sen hiçbir şeyden bahsetmemiştin.Her neyse..
But you went after Nana knowing that she needed a lot of looking after, so don't run away and make sure you take care of her.
Fakat onunla çıkmaya başladığından beri Nana kendini bir şeylere vermeye başladı. Bir söz verdin. Nasıl gidiyorsa öyle bırak.
So I raised her for 8 years not knowing if she was mine.
Onun benim çocuğum olup olmadığını bilmeden... tam 8 yıl baktım.
You'll have to live knowing that everything you loved is dead.
Sevdiğin her şeyin öldüğünü bilerek yaşamak zorunda kalacaksın.
Having a daughter, knowing you... means more to me than anything ever has or ever will.
Bir kızım olması, seni tanımak benim için gelmiş geçmiş her şeyden daha değerli.
She's better off not knowing everything.
Her şeyi bilmemesi onun için daha iyi.
- She's better off not knowing everything.
- Her şeyi bilmemesi daha iyi.
I can't bear to see her hooked up to all those machines, knowing that it's my fault.
Onu o makinelere bağlanmış görmeye dayanamıyorum. Çünkü hepsi benim suçum.
Her knowing Martinez was the only thing that saved my life.
Nadia'nın Martinez'i tanıması hayatımı kurtardı.
Uh, soyou know how Bullock prides himself on knowing everything? Well, he didn't know his mother had cancer until itwas too late to operate.
Hani Bullock her şeyi bilirim der ya annesinin kanser olduğunu, tedavi için çok geç olana kadar bilmiyordu.
Knowing they could be accused of kidnapping and murder my clients panicked and disposed of her body.
Adam kaçırma ve cinayetten suçlanabileceklerini bildikleri için müvekkillerim paniklediler ve cesetten kurtuldular.
She blackmailed her own husband, knowing that he would pay up, so she wouldn't find out his secret.
Kocasının sırrını saklamak için, parayı ödeyeceğini düşünerek, Kendi kocasına şantaj yaptı.
Without knowing why, things just seem... better today. Even though they don't yet realize that everything is different.
Neden bilmeden, şeyler sadece onlara daha iyi gibi görünüyor, henüz her şey farklı olduğunu fark yoktur bile.
You're gonna interrogate her and walk out of that room knowing where Collier is, knowing why the murder took place?
- Tümüyle yasal bu. - Onu sorgulayacak ve Dr Collier'ın ve cinayetin yerini öğrenmiş olarak mı odadan çıkacaksın?
And you let Zoya come... knowing'what was gonna happen to her.
Başına gelecekleri bile bile sen de Zoya'yı mı getirdin?
But I expect you understand, knowing as I do... should Mrs Garret lose her claim, rather than operate it themselves... her cunt in-laws will sell to third party cocksuckers inimical... to the whole of my interests in this camp!
Ama şunu anlamanızı bekliyorum ki... Bayan Garret davayı kaybederse, onun adi kayınları... kamptaki bütün çıkarlarımı kendileri kullanacaklarına... üçüncü şahıs sayılan iğrenç düşmanlarımıza satacaklar!
There's every way of knowing.
Her türlü imkanı var.
Tell her... that it's the only way i can redeem myself for what i did... to go away knowing that...
Ona söyle ki... Bedelinin ödememin tek yoluydu Bu yüzden yaptım.
Big, fancy, arrogant creep handing down these all-knowing proclamations.
Büyük, havalı, ukala pislik, her şeyi bildiğini sanarak açıklamalar yapıyor.
Me, I just like knowing stuff.
Ben sadece her şeyi bilmekten hoşlanıyorum.
Something about knowing she's a mother just makes me want to- - Tell her that and leave me alone.
- Anne olacağını bilmek beni- - - Bunu ona söyle, beni de rahat bırak.
So you came up with a way to get her to lose weight without knowing it.
Carrie'ye farkettirmeden kilo verdirmenin bir yolunu buldun.
You know, Ed Deline is not the only all-knowing, all-seeing person in Vegas.
Vegas'taki her şeyi gören ve bilen sadece Ed Deline değil.
Making the decision... knowing... that it'll all be over soon.
Karar verdiği ve yakında her şeyin biteceğini bildiği için.
Not knowing if any second, their father would find them.
Her an babalarının onları da bulabileceğinden habersiz.
Look... knowing that she'd probably still be alive, that coming back to me and my work is what killed her...
Bakın... Onun hâlâ yaşıyor olabileceğini bilmek, tekrar bana ve işime döndürüyor, onu öldüren işime...
Most likely without her even knowing it.
Büyük ihtimalle haberi bile olmadan.
This girl grew up not knowing who she is or where she's from, and we're her family.
Bu kız nereli olduğunu ya da kim olduğunu bilmeden büyüdü, Ve bizim onun ailesi olduğumuzu bilmeden.
Telling them... Seeing their faces... Knowing they know...
Onlara söylemek, yüzlerindeki ifadeyi görmek, bildiklerini bilmek her şeyi daha gerçek yaptı.
Why do you continue to see her knowing how we feel?
Duygularımızı bile bile onu görmeni anlamıyorum.
I don't think we're anywhere near knowing what her real game is.
Bence onun gerçek oyununu anlamaya yakın bile değiliz.
Chances of her knowing how to replace a spark plug?
Sence onun bujileri yerine takmaysını bilme ihtimali nedir?
Dad always says this is the job. Telling people stuff they might not wanna know or might be better off not knowing.
Babam bu işin her zaman insanlara bilmek istemedikleri hatta hiç bilmemelerinin daha iyi olacağı şeyleri söylemekle ilgili olduğunu söylerdi.
It's either that or someone else put this up without her knowing about it.
Ya öyle ya da birisi bu ilanı onun haberi olmadan yayınlattı.
Where every man, woman and child... who's sick or in pain can go in... knowing they'll get all a man can do.
Hasta veya acı içindeki her erkek, kadın ve çocuğun girebileceği bir yer insan elinden gelen her çabayı göreceğini bilerek.
What I think you are starting to see, if you're doing the work, if you're staying with the course, is that being honest every day, knowing what you think, knowing what you feel, is getting very revealing.
Anlamaya başladığınızı düşündüğüm şey, tabii ödevinizi yapıyorsanız her gün daha dürüst olduğunuz, ne düşündüğünüzü ve hissettiğinizi bilmeniz ve anlaşılabilir olduğunuzdur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]