Kosma traducir turco
536 traducción paralela
Certain images and 4 songs, written by Jacques Prévent, composed by Joseph Kosma, are extracted from "The Shepherdess and the Chimney Sweeper," realised by Paul Grimault and produced by company of Gémeaux-André Sarrut
Bu filmdeki bazı görüntüler ve Jacques Prévert'in yazıp.. .. Joseph Kosma'nın bestelediği dört şarkı, Paul Grimault'ın yönettiği.. .. "Çoban Kız ile Baca Temizleyicisi" adlı filmden alınmıştır.
Sort of running wild.
Vahşice koşma gibi.
Never pursue her.
Asla kadının peşinden koşma.
Don't run after her.
Peşinden koşma.
Don't run or they'll know it's a woman.
Sakın koşma, yoksa kadın olduğunu anlarlar.
When you've counted 10, get out, walk in fast, but don't run.
10'a kadar sayınca çık, hemen içeri gir, ama koşma.
Don't run.
Koşma.
Well, this beats all world's records for running, jumping or standing gall.
Bu, koşma, atlama ve sinir etme dallarında bütün dünya rekorlarını kırıyor.
Be careful. Don't race upstairs.
Dikkatli ol, merdivenlerde koşma.
Don't run!
- Koşma, yürü.
Don't reach for the moon, child.
Elde edemeyeceğin şeylerin peşinde koşma kızım.
Don't run!
Koşma!
Look, whatever happens, don't you ever run if a rattler strikes you.
Ne olursa olsun, bir çıngıraklı yılan seni ısırırsa sakın koşma.
You meet friends, share in their happiness and then, bam, you have to run off...
Dostlarınla karşılaşırsın, onların mutluluğunu paylaşırsın ve sonunda koşma vakti gelir.
My inalienable right, the pursuit of happiness.
Kimse benden mutluluk peşinde koşma hakkımı alamaz.
Don't run, Jamie.
Koşma Jamie.
You walk, now, don't you run.
Koşma, yürü.
Never chase after deals.
Asla anlaşma peşinde koşma.
My dear Tintin, running and me are through!
Sevgili Tintin, benim için, koşma devri artık sona ermiştir!
Don't run so fast!
Bu kadar hızlı koşma!
No running around the pool.
Havuzun etrafında koşma.
Is that what you call running?
Senin koşma dediğin bu muydu, peki?
How many times have you been told not to run across a road?
Sana koşma diye kaç kez söylendi!
Me, myself, I just never had the energy to run after anything.
Ben, kendim, asla bir şeyin peşinden koşma gücüm olmadı.
They'll stare at your face, so walk out fast, but don't run.
Onun için hızlı yürü ama koşma.
No, don't run.
Hayır koşma.
Walk, don't run
Yürü, koşma.
I got to get out.
Koşma. Çıkmam gerek.
Don't run.
Sakın koşma!
Never run toward any dangerous animal.
Asla tehlikeli bir hayvana doğru koşma.
And after the shot, don't run away.
Ve ateş ettikten sonra, sakın koşma.
But don't come running after me.
Ama arkamdan koşma.
HERE IT COMES AGAIN! WHERE DID YOU GET THIS ONE, GENERAL?
Bunu Ordu pikniğindeki bir torbayla koşma yarışından kazanmıştım.
Don't run after us.
Peşimizden koşma.
And don't run!
Ve koşma!
Now it's your turn to run to the preacher, my boy.
Şimdi hatibe koşma sırası sende evladım.
- Why running?
- Niye koşma?
Derek, don't run!
Derek! Koşma!
Don't look back, and don't run.
Arkana bakma ve koşma.
She says "lf the cops call, don't come running to me."
O diyor ki "Eğer polisler seni yakalarsa bana doğru koşma."
Don't shout, don't run, don't hide, don't sky.
Bağırma, koşma, gizlenme, yükselme.
I got to get back to the game, coach.
Maça geri dönmeIiyim. Koşma.
This is starting to look like a diagram for our old double steal.
Bu, iki oyuncunun kaleye koşma resmine benziyor.
This isn't the double steal.
Üzgünüm. Bu kaleye koşma değil.
It's time to unleash Chandra.
Chandra'yı işe koşma vakti geldi.
Don't cross the river.
Nehre koşma.
- Don't run.
- Koşma.
Listen, Mary, when there ´ s a break-out, move fast.
Dinle, Meryem, koşma başladığında hızlı hareket etmelisin.
Reading, writing, running around the bed.
Okuma, yazma, yatağın etrafında koşma.
Don't run, don't run!
Koşma, koşma!
Don't tell me fish stories.
Bana hikaye koşma.